TEZKİRETÜ’Ş-ŞU’ARÂ (SÂLİM)
şairler tezkiresi
Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi (d.1099/1688-ö.1156/1743)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Sâlim Efendi’nin, 1099/1688-1134/1722 yılları arasında 34 yıllık bir dönemde ölmüş bulunan ve yaşamakta olan 423 şairi içine alan biyografik eseri. Tezkiretü’ş-Şu’arâ, hadislere dayanılarak sözün, şiirin ve şairlerin övüldüğü ön söz niteliğinde kısa bir bölüm ile başlar, bir münacat ve tevhid manzumesiyle devam eder. Daha sonra Hz. Muhammed’in medhine geçilir ve mucizelerinin anlatıldığı bir manzumeye yer verilir. Arapça, Farsça ve Türkçe manzumelerle süslenen sahabeye dua, âlemin halifesi olan devrin padişahına, zamanın sadrazamına (Damat İbrahim Paşa) ve şeyhülislâmına (Yenişehirli Abdullah Efendi) övgü de bulunmaktadır. Sâlim yine burada, kendisinden önceki tezkire yazarlarından söz ederek eserini neden ve nasıl yazdığını, kime sunduğunu, eserini yazarken karşılaştığı güçlükleri anlatır; Tezkire'nin tertibine dair kısa bir bilgi de verdikten sonra asıl bölümlere geçer.

Tezkire iki kısımdan meydana gelmiştir. Birinci bölümde İkbâlî (Sultan II. Mustafa) ve Necîb (Sultan III Ahmed) yer almaktadır. İkinci bölümde ise elifba sırasına göre şairlerin hâl tercümeleri verilmiştir. Sâlim eserinde önceki dönemleri içine alan tezkire yazarlarından Hasan Çelebi, Âşık Çelebi, Latîfî, Kâf-zâde Fâizî ve Riyâzî’yi zikrederek över, fakat kendi zamanında bu sahada kayda değer bir eser yazılmadığını söyler. Ancak bu dönemleri içine alan Safâyî Tezkiresi vardır. Safâyî’nin eserini bu konuda oldukça yetersiz bulduğundan, belki biraz da kıskançlık duygularıyla olsa gerek, ondan hiç bahsetmez. Kendi doğum tarihi olan 1099’dan, içinde bulunduğu 1133 senesine gelinceye kadarki sürede ne kadar şair biliyoruz diye gece gündüz düşünerek bir eser yazmaya giriştiğini, ancak çeşitli üzücü sebeplerle bitiremediğini ifade eder. Sâlim’in eserini yazmaya fırsat bulamadığı bu dönem, kısa süreli görevlerle bunların ardından gelen boşta kaldığı ve hatta bir buçuk yıl babasıyla birlikte Trabzon’da sürgünde olduğu (Altunsu 1972: 115-116), hayatının çalkantılı dönemi olsa gerektir (Altınay 1930: 47-50). İstanbul'a döndüğünde Damat İbrahim Paşa’nın sadrazamlığı sırasında ”erbâb-ı maârif”e değer verildiğini görerek müsveddelerini toplamak ister, fakat bu sırada Safâyî de bir tezkire yazmıştır. Onun eserini beğenmediğini, sade üslûbuna razı olmadığını, bu sebeple yeni bir şevkle eserini kaleme aldığını belirtir. Sâlim, eserini bir yılda tamamlayarak 1134’te İbrahim Paşa’ya sunar. Sâlim Efendi, eserini yazarken başvurduğu kaynakları mukaddimede belirtmiyorsa da metin içinde Şeyhî Mehmed Efendi’nin biyografisinde, eserinden (Vekâyi’ü’l-Fuzalâ) bahsederek faydalandığını yazıyor (İnce 2005: 7, 442-443). Ayrıca önceki tezkire yazarlarından bahsettiği kısımda beğenmeyişi sebebiyle adını anmasa da Sâlim’in, Vekâyi’ü’l-Fuzalâ’dan başka Safayî’nin kendisinden önce bitirdiği tezkiresinden de faydalandığından şüphe edilemez.

Sâlim’in, Tezkire'sini yazarken bu iki yazılı eser dışında biyografik anlamda başka bir kaynak kullandığına dair herhangi bir tespitimiz olmadı; ancak Sâlim hâl tercümelerini yazdığı bazı şairlerin eserlerinden örnekleri, onların divanlarından, eserlerinden ve diğer şiir mecmualarından aldığını da kaydediyor. Tezkire'sine aldığı şairlerden, bu esere kaydedilmek üzere kendisine şiir gönderenler bulunduğunu da bildiriyor (İnce 2005: 9).

Sâlim Efendi, sözlü kaynaklardan da faydalanmıştır. Hayatta olmayan bazı şairler hakkındaki bilgileri, onların yakınları vasıtasıyla elde ettiğini belirtir. Bazı şairler hakkındaki doğruluğundan şüphe edilmeyecek rivayetleri de toplamış ve kaydetmiştir. Onların hayatlarına dair verdiği bilgilerde titiz davranır. Bunun yanı sıra Sâlim’in bizzat kendisinin biyografilerini yazdığı şair sayısı daha çoktur. Tezkire'sini yazdığı sırada hâlen hayatta olduğu ifade edilen ya da anlaşılan şair 200 kadardır. O tarihe kadar ölmüş olduğu kaydedilen 209 şairin 203’ünün de ölüm tarihi verilir (İnce 1990: 158). Biyografileri verilen şairler hakkında Sâlim’in kendi tespitlerinin daha çok olduğu, diğer yazılı kaynaklardan az faydalandığı anlaşılmaktadır. Sâlim Efendi aynı zamanda devrinin tanınmış hattatlarındandır ve Müstakîm-zâde’nin de hattatlardan bahseden eserine alınmıştır (Müstakîm-zâde 1928:254). Kendisinin hem müderris hem hattat oluşu sebebiyle hattat şairlere ve ilmiye sınıfından olanlara özel bir ilgi gösterdiği söylenebilir. Özellikle ilmiye sınıfından olan şairlerin görev yerlerine ve tarihlerine dair oldukça ayrıntılı bilgiler verir; ilmiye sınıfından olmayan şairleri ise hep küçük görmüştür. Sâlim, eseriyle sanatlı bir nesrin örneğini sunar. Üslûp açısından Hasan Çelebi’den ve Şeyhî’den etkilendiği anlaşılıyor. Tanınmış şairlerin biyografilerinde, özellikle mukaddime kısmında Hz. Muhammed’e, sahabeye, devrin padişahına ve sadrazamına yaptığı övgülerde, onların ihtişamına yakışır sanatlı, süslü bir üslûbu tercih eder. Tezkire'nin büyük bir kısmında dil elbette böyle değildir; bazen daha sade bir üslûpla karşımıza çıkar. Tezkire'de iki padişah II. Mustafa (İkbâlî) ve III. Ahmed (Necîb) dışında 423 şair yer alıyor. 1688-1722 yılları arasında 34 yıllık, uzun olmayan bir zaman dilimini içine almasına rağmen bu sayıda şairi ihtiva etmesi dikkate değerdir. O zamana kadar yazılmış tezkireler içinde 400’den fazla şairi içine alan tezkire sayısının azlığı düşünülürse, bu rakamın önemi ortaya çıkar. Sâlim Efendi, kendisinden önceki tezkireleri sayarken ilk iki Sehî ve Latîfî tezkireleri dışında şair sayısı 400’den fazla olan 424 şair ile Âşık Çelebi (Meredith-Owens 1971: XX), 618 şair ile Hasan Çelebi (Kutluk: 20), 424 şair ile Riyâzî (Açıkgöz 1990: 27) ve 514 şair ile Kâf-zâde (İpekten 1986: 88) tezkirelerini anması, onları değerli bulduğunu belirtmesi de bir bakıma kendi tezkiresinin önemli olduğunu, en azından onlardan değer bakımından aşağı olmadığını ifade etme isteğindendir. Sâlim Tezkiresi, edebiyat tarihimizin kaynakları arasında, bilhassa şairlerin biyografilerine dair ayrıntılı ve güvenilir bilgileri ihtiva etmesi açısından önemli bir yere sahiptir; ancak edebî tenkitler yeterli değildir. Tezkire'de şairlerin eserleri için verilen örneklerin azlığı, Sâlim tarafından yapılan tenkitlerin ve verilen hükümlerin isabetli olup olmadığının sağlamasını güçleştirmekte, bu konuda yeterli bir dayanak oluşturamamaktadır.

Tezkire'nin tespit edebildiğimiz yazma nüshaları on yedidir, bunlardan ikisi müellif hattı ile yazılmıştır: Süleymaniye Kütüphanesi, Es’ad Efendi 3872 (müsvedde nüsha); İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi 2407. 1315’te Ahmed Cevdet tarafından İkdam Matbaası'nda bir de baskısı yapılmıştır (İnce 2005: 1-32). Eser, Adnan İnce tarafından yayımlanmıştır (2005).

Sâlim’in biyografisi için bk. “Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/salim-mirzazade-mehmed-emin-efendi 

Eserden Örnekler


HÂFIZ POST

Ol ‘ilm-i edvârın hâce-i cihânı ve fenn-i mûsikînin Fisagores-i devrânı tanbûr-ı bezm-i şevkın miyân-târ-ı nezâketi ve dâ’ire-i ülfetin mâ-lezime-i sohbeti olup beyne’l-kibâr Hâfız Pôst Mehmed Çelebi ‘unvânıyla şöhret-şi’âr olan râmişger-i râstkâr-ı bî-nazîr merd-i sütûde-nakş u nigâr-ı nâzik-ta’bîrdir ki evc-i kadri mûsikî-şinâsân miyânesinde be-gayet bâlâ ve Rûm u ‘Acem’de müştâkânına nihâyet ve dil-dâdegânına hadd ü gâyet yok bir vücûd-ı bî-hemtâdır ki ashâb-ı terkîb-i pençgâh-ı havâsda memâlik-i Rûm u Hicâz ve hıtta-i ‘Irâk u Sıfâhân’da ve iklîm-i Nihâvend ve ‘arż-ı Nişâbûr ve memleket-i Kürdî ve sâ’ir aktâr-ı cihânda büzürg ü kûçegin elsinesinde nâm-ı nâmîleri şöhret-şi’âr ve nigârende-i sun’ları olan beste ve semâ’î ve kâr ve nakş ve şarkî ve türkîleri mâl-â-mâl ü bî-şumâr olduğundan mâ’adâ ol üstâd-ı ser-firâz her geh ki mecâlis-i kibârda ol bülend-i nâzik-âvâz ile bir perdenin dügâh ve segâhından nevâya âğâz etse dem-sâz olduğu sadâ çârgâh-ı ‘anâsırdan bîrûn belki felek-i sivümde gûş-ı Zühre’ye ol âhengde makrûn olurdu. …… Ol bülbül-i gülzâr-ı mûsikî dâ’ire-be-kef bir kenâr-ı cûybârda ‘ilm-i edvârda mahâret ü ma’lûmâtın izhâr etdikçe bâğda bâd-ı sabâ vâlih ü medhûş ve nahl-i güllerde bülbüller kemâl-i lezzetinden ser-mest ü hamûş olurlar idi. ‘İlm-i edvârda Hâce-i cihân-mânend bî-akrân u bî-nazîr iken vâdî-i ma’ârifde ve şi’r-gûyâlikde de merd-i dilîr idi. Evâhir-i ‘ömründe Dîvân-ı ‘Âlî hâceleri zümresine ilhâk olunup mümtâz ve bîrûn-ı kâğıd emâneti mansıbı ile akrânından ser-firâz olmuşlar idi. Bin yüz beş sâlinde mihnet-sarây-ı dehrden tarabgâh-ı bekâya intikâl eylediler. Bu beyt-i ra’nâ zâde-i tab’-ı zîbâlarındandır.

Beyt

Firâkınla günüm şeb gece kârım cümle âh oldu

Yetiş gel ey tabîb-i cân ü dil hâlim tebâh oldu (İnce 2005: 280-281)

RÂSİH BEG

Nâm-ı nâmî ve ism-i girâmîleri Ahmed’dir. Vilâyet-i Anatolu’da Balıkesir-nâm kasabadan zâhir ü âşikâr ve Râsih Beg demekle şöhret-şi’âr hânedân-ı ma’rifetden bir merd-i nâmdâr olup kendi hânedânında bir mîr-i ‘âlî-makâm oldugu gibi livâ-yı suhanda dahı bir mîr-i kelâm-ı nâzik-tabî’at-ı pür-ma’rifet olan zât-ı sütûde-menkabetlerdendir. Hoş-âyende eş’ârı pesendîde güftârı vardır. Elsine-i nâsda şöhret-şi’âr olan bu gazel-i pür-iştihâr ol merd-i nâmdârın cümle-i güftârındandır.

Gazel

Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne

Urma zahmı sîneme peykân peykân üstüne


Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbete

Dehr gösterdi bize hicrân hicrân üstüne


Dilde gam var şimdilik sen gelme lutf et ey sürûr

Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne


Hem mey içmez hem güzel sevmez demişler hakkına

Eylemişler Râsih’e bühtân bühtân üstüne

gazel-i merkûm bunların zâde-i tab’-ı ra’nâlarından olduğu ma’lûm-ı cümle-i şu’ârâdır. Safâyî, tezkiresinde Râsih-i sâbıku’z-zikrin olmak üzre sebt ü tahrîr ve mütercem-i sâbıkın rûz-nâmçe-i hâlin beyân eyledigi mahalde tastîr etmesi sehv olmuş deyü hüsn-i ta’bîr olunmakdan gayrı bir ‘ibâret-i dil-pezîr münâsib-i takrîr olunmadı (İnce 2005: 331-332).

Kaynakça


Açıkgöz, Namık (1990). Riyâzî Divanından Seçmeler. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

(Altınay), Ahmet Refik (1930). Hicrî Onikinci Asırda İstanbul Hayatı 1100-120. İstanbul.

Altunsu, Abdülkadir (1972). Osmanlı Şeyhü’l-İslâmları. Ankara: Ayyıldız Matbaası.

İnce, Adnan (1990). “Sâlim Tezkiresi Üzerine Bir Tahlil Denemesi I”. Elazığ Fırat Üniversitesi Dergisi (Sosyal Bilimler) IV (1): 147-165.

İnce, Adnan (2005). Tezkiretü’ş-Şu’arâ Sâlim Efendi. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay.

Kutluk, İbrahim (1978). Kınalı-zâde Hasan ÇelebiTezkiretü’ş-Şu’arâ. C.1. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.

Meredith-Owens, G.M (1971). Meşâ’irü’ş-Şu’arâ or Tezkere of Âşık Çelebi. London.

Müstakîm-zâde Süleymân Sadeddîn (1928). Tuhfe-i Hattâtîn. İstanbul: Matbaa-i Amire.

İpekten, Haluk (1988). Şu’arâ Tezkireleri. Erzurum: A.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Ders Notları.

Atıf Bilgileri


Ince, Adnan. "TEZKİRETÜ’Ş-ŞU’ARÂ (SÂLİM)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/tezkiretu-s-su-ara-salim. [Erişim Tarihi: 04 Mayıs 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (SÂLİM) Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Prof. Dr. Hüseyin Güfta
Görüntüle
2 NEYLÜ'R-REŞÂD FÎ EMRİ'L-CİHÂD Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Dr. Öğr. Üyesi Şule ERASLAN
Görüntüle
3 IKDÜ'L-CÜMÂN FÎ TÂRÎH-İ EHLİ'Z-ZAMÂN TERCÜMESİ (SÂLİM) Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
4 SELÂMETÜ'L-İNSÂN FÎ MUHÂFAZATİ'L-LİSÂN Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
5 MÂHİYYETÜ'L-ÂŞIK / MÂHİYYETÜ'L-UŞŞÂK Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Prof. Dr. Cafer MUM
Görüntüle
6 TERCÜME-İ LUGAT-I VASSÂF (SÂLİM) Sâlim, Mirzâ-zâde Mehmed (Emin) Efendi Prof. Dr. Cafer MUM
Görüntüle
7 MANZÛME-İ DURÛB-I EMSÂL (HIFZÎ) Hıfzî Dr. Öğr. Üyesi BAHANUR ÖZKAN BAHAR
Görüntüle
8 NA'T MECMÛ'ASI (HÜSEYİN AYVANSARÂYÎ) (Rıfat Kütük Şahsi Kütüphanesi) Ayvansarâyî, Hâfız Hüseyin Diğer Aybala Sena KÜTÜK
Görüntüle
9 DÎVÂN (KESBÎ /KİSBÎ) Kesbî/Kisbî, Kesbî Mehmed Efendi ismail Aksoyak
Görüntüle
10 TERCÜME-İ DURÛB-I EMSÂL-İ ARABİYYE (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullah Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
11 TERCÜME-İ LUTFU'T-TEDBÎR fî SİYÂSÂTİ'L-MÜLÛK (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullâh Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
12 TERCÜME-İ EL-BERKU’L-YEMÂNÎ FÎ FETHİ’L-OSMÂNÎ (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullâh Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
13 DÎVÂN (TEKİRDAĞLI AHMED LÜTFÎ) Lütfî, Ahmed Lütfî Efendi Diğer Ahmet Serdar Erkan
Görüntüle
14 MÜSTEVCEBÜ’L-HALÂS FÎ TEFSÎR-İ SÛRETİ’L-İHLÂS (TÂHİR, MEKKÎ-ZÂDE MEHMED) Tâhir, Mekkî-zâde Mehmed Tâhir Efendi (?/? – ö. 1128/1716) Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan UZUN
Görüntüle
15 AHSENÜ'L-HABER MİN KELÂMİ SEYYİDİ'L-BEŞER (VÂSIF, ŞA'BÂN-ZÂDE ABDULLÂH VÂSIF ÇELEBİ) Vâsıf, Şa'bân-zâde Abdullâh Vâsıf Çelebi Diğer Nükran ERBAŞ
Dr. Öğr. Üyesi Muhammed İkbâl Güler
Görüntüle
16 DÎVÂNÇE (ABDÎ / VASSÂF) Abdî (Vassâf), Abdullâh Efendi Prof. Dr. İbrahim Halil Tuğluk
Görüntüle