ŞEM' Ü PERVÂNE (ZÂTÎ)
âşıkâne mesnevi
Zâtî, Ivaz (d. 876/1471 - ö. 954/1547)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Doğu edebiyatlarında Şemʿ ü Pervâne isimli alegorik aşk mesnevileriyle aynı adı taşıyan, fakat içerik olarak onlardan ayrılan çift kahramanlı aşk ve macera konulu bir mesnevi. Aruzun hezec bahrinin mefâ’ilün mefâ’lün fe’ûlün kalıbıyla kaleme alınan 3739 beyitlik Şemʿ ü Pervâne, 1534 yılında yazılmış ve Kanuni Sultan Süleyman (ö. 1566)’a sunulmuştur.

Şemʿ ü Pervâne, klasik mesnevi düzenleniş planına göre; giriş, konunun işlendiği bölüm ve sonuç olarak üç bölümden oluşmuştur. Mesnevi’de 4 kaside, 23 gazel ve 1 tane murabba vardır. Gazellerin büyük bir kısmı (13 adet) Pervâne ve Şemʿ tarafından söylenmiştir. Bunlar içerisinde 7 gazel Zâtî’nin Divanı’nda mevcuttur. Eserin dili son derece sade, basit ve anlaşılması kolaydır. Eser, dil ve üslup bakımından erken dönem ile klasik dönem arasında bir köprüdür. Bu yönüyle Şem ü Pervâne, edebî değeri yanında dil tarihi açısından da önemli ve orijinal bir eser hüviyeti taşır (Armutlu 1998: 273, 385).

Şemʿ ü Pervâne’nin konusu şöyledir: Anadolu ülkesinin Jâle isminde bir padişahı vardır ve bunun çocuğu olmamaktadır. Allah’a bir çocuğu olması için gece gündüz dua eder. Bir Kadir Gecesi zifafından sonra Şükûfe isminde bir kadından adı Pervâne olan erkek çocuk dünyaya gelir. Müneccimler çocuğun bahtına bakar ve Şemʿ adında bir kıza âşık olacağını ve bu uğurda çok eziyet çekeceğini, sonunda onunla evleneceğini ve ülkesinin genişleyeceğini söylerler. Pervâne, küçük yaşlarda her türlü ilim öğrenerek büyür. Babası Şâh Jâle, ona Cennetâbâd isimli bir köş yaptırır. Pervâne, mürebbiyesi Lâlâ Nâsır ile birlikte bu köşkte oturur. Bu köşk, Nakkâş Kâmil tarafından süslenmiş ve orta kısmına da Çin hükümdarının Şemʿ adındaki kızının resmi çizilmiştir. Pervâne, çizilen bu resmi görür ve uzaktan/görmeden ona âşık olur, yemeden içmeden kesilir ve edilen nasihatlerin hiç birini dinlemez. Padişahın emriyle Duhan isimli bir köle tarafından duvardaki resim kazılır. Resmi göremeyen Pervâne perişan olur, çıldıracak bir duruma gelir.

Kendi derdine çare arayan Pervâne, o çareyi Sihirbâz Neccâr’da bulur ve onun tahtadan yaptığı bir kuşa binerek Şemʿ’in sarayına gider. Şemʿ, nedimleriyle havuzun başında oturmakta ve çok seyahat eden yaşlı bir hizmetçisi Pervâne’nin yaşadıklarını teker teker anlatır. Anlatmadan etkilenen Şemʿ de Pervâne’yi görmeden âşık olur ve onun saraya gelip yanında olmasını ister. Bunun üzerin Pervâne ortaya çıkar kendini tanıtır ve gizlice Şemʿ’in sarayında üç ay birlikte güzel bir şekilde yaşarlar. Mutlukları uzun sürmez, Pervâne yakalanarak zindana atılır ve oradan Dâye isimli bir kadının yardımıyla kurtulduktan sonra Dellâle adındaki kadının evinde saklanır. Onun sayesinde Şemʿ ile mektuplaşır.

Şemʿ, Pervâne’ye kendisini babasından istemesini yazar. Pervâne, ülkesine döner ve durumu annesinin yardımıyla babasına duyurur. Şâh Jâle, Şemʿ’i Çin Fağfur’undan istese de hükümdar müneccimlerin telkinleriyle kızını Pervâne’ye vermez. Şâh Jâle ile Fağfur arasında savaş çıksa da bir sonuç elde edilemez. Bunun üzerine Şemʿ, kaçmaya karar vererek, Pervâne ile Diyâr-ı Rûm’a gelir. Fağfur, casuslar sayesinde kızının mutlu olduğunu öğrendikten sonra, kızının çeyizlerini gönderir ve bir müddet sonra da vefat eder. Pervâne, Çin ülkesine padişah olur ve Şemʿ ile Pervâne mutlu bir şekilde yaşarlar (Armutlu 1998: ; Alpay 1961: 129-142; Pala 2004: 427-428).

Şemʿ ü Pervâne’de yer alan aşkın ilahî bir tarafı yoktur. Tamamen maddî, realiteden uzak idealize edilmiş bir aşktır. Eser bu yönüyle Fars ve Türk edebiyatlarında yazılan Şemʿ ü Pervâne mesnevilerinden ayrılarak, türünün orijinal eseri olarak karşımıza çıkar (Armutlu 1998: 383). Eserin mahalli özellikleri, renkleri, toplumsal değerleri, atasözleri, deyimleri, oldukça fazla arkaik kelimeleri barındırması ve benzeri özellikleri taşıması mesnevinin başka bir orijinal yönüdür. Zâtî, eserinde şairlik yeteneğini yansıtması, hayal gücünün genişliğini göstermesi, kurgusal metin oluşturmadaki başarısını kanıtlaması ve halkın zevkine uygun duyguları dile getirmesi yanında, yalın dili ve akıcı üslubu sayesinde çağında orijinal bir mesnevi yazma başarısını göstermiştir. Bu hususlar eserin artılarıdır. Fakat olayların Pervâne’nin etrafında cereyan etmesi, Şemʿ’in çok öne çıkmaması, Pervâne’nin bir rakibinin bulunmaması, eserin çok boyutlu olmaması ve olayların entrikalarla karmaşık hale gelmemesi yönüyle mesnevi derinlik kazanmamış, çift kahramanlı aşk mesnevileri olan Hüsrev ü Şîrîn, Leylâ vü Mecnûn gibi şaheserlik derecesine ulaşamamış, bu mesneviler kadar yaygınlaşmamıştır (Armutlu 1998: 383).

Mesnevi, malzeme ve bu malzemeyi işleyiş bakımından mükemmeldir. Mesnevide mevzuu süsleyecek birçok hadise vardır (Alpay 1961: 142). Ayrıca eser; eğitim, eğlence hayatı, avlanma, mektuplaşma, ziyafet törenleri, hediye verme ve saçı saçma, yas tutma, fal bakma gibi zengin bir folklorik malzemeyi barındırır (Armutlu 1998: 355-374). 

Şemʿ ü Pervâne, masal unsuru motifleri de barındıran bir eserdir. Eserde; çocuğu olmayan padişah, talih öğrenme, çok küçük yaşta yetenekli olması, resimde görüp âşık olma, resimdeki sevgiliyi arama, işiterek/kulaktan âşık olma, sevgililerin birlikte kaçması, yedi gün yedi gece düğün yapılması gibi motifler (Armutlu 1998: 374-383), eserin içeriğini zenginleştirmiştir. Eser üzerinde çalışma yapanların eseri, hayalî ve devrin renklerine boyanmış bir masal olarak görmeleri (Alpay 1961: 135, Tekin 1991: 4; Pala: 2004: 428) de bundan dolayıdır.

Eser üzerine Sadık Armutlu tarafından doktora tez çalışması yapılmıştır (1998).

Şairin biyografisi için bk. “Zâtî, İvaz”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/zati-ivaz 

Eserden Örnekler


BU ARAYA NE ARADUR DİNE GER

İRİŞDÜGİ DURUR PERVÂNE’YE PER

Bu yana şâh-zâde nite kim şîr

Urılmış gerdenine sîm-zencîr


Tururdı kasr öninde berk baglu

Yüregi âteş-i ışk ile baglu


Bakarken göge oldı gözleri nûş

Görür hevâda bir büyük kuş


Uçarak geldi indi ol araya

Kudûmından şeref virdi ol aya


Çün üstâd ol araya sâye saldı

Hemân şâhun o sâ’at aklı geldi


İnüp ol murgın üstinden bir âdem

Didi iypâdişâh-ı mülk-i âlem


Felek-rahşun hilâl olsun rikâbun

Semâdan yüce olsun kadr-ı bâbun


Revân olsun senün yolunda cânum

Benüm ma’zûr tut bu armagânum


Bu murgun üstine binse bir âdem

Ne yire dirse iltür anı ol dem


Sâfa kesb itdi kalbi andan

Ana yig geldi ol mülk-i cihandan


Hemân Nâsır işitdi anı geldi

Şehün boynından ol zencîri aldı


Geçüp tahtın müşerref kıldı ol şâh

Güneş güyâ göge agdı sehergâh


Şu denlü itdiler Naccâr’a in’âm

Eger kim gice gündüz idüp ikdâm


Çalışsa âlemün yüz bin debîri

Yazılmaz haşre dek yüz binde biri


BUNA GÜNDEN DİSEN RÛŞEN MAHALDUR

SIFÂT-I KADR-İ LEYL-İ BÎ-BEDELDÜR

Yine zeyn oldı bu kasr-ı münakkaş

Şümû-ı encüme urıldı âteş


Müzeyyen oldı bu sakf-ı mu’allâ

Münevver oldı bu kandîl-i Süreyyâ


Meger kim ol giceydi Leyletü’l-Kadr

Mukâbil olmış idi şems ile bedr


Çerâgını mehün yakmışdı hurşîd

Elinde çengi pür-şevk idi Nâhîd


Mehün girdinde hoş benzerdi hâle

Harîm-i kasr-ı erbâb-ı cemâle


Gönülde oldı Şem’ün şevki agleb

Turup yüz şevk ile Pervâne ol şeb


Didi uçmak gerekdür kuy-ı yâra

Ümîdüm yarını Allah onara


Süvâr oldı o murg-ı mîg-bâle

Diler ki ire meh-i sâhib-cemâle


Eyitdi kim Hudânun izzetiçün

Süleymân nebînün hürmetiçün


Beni lütf eylen iletün kasr-ı Şem’e

Görem nûr-ı ruhından kim tâ lem’e


Perîler nite kim taht-ı Süleymân

O dem murgı getürdiler şitâbân


Bular bir iki dem çün uçdı gitdi

Varup kuş bigi kasr-ı Şem’e yitdi


O şâh-ı bî-nazîri kasr-ı asrun

Önine indi murg ile o kasrun


Okırken hâceden ol şâh-ı a’lâ

Meger öğrenmiş idi ilm-i ihfâ


İnüp ol murgdan girdi saraya

Ki şems ide nazar bend olmış aya


Görür var anda bir havz-ı müdevver

Latîf ü nâzük ü mahbûb u cevher


İçünde komamışlar hiç âbı

Tolınca ana koymışlar şarâbı


Komışlar ortasında şem-i rahşân

Sanasın hâle içre mâh-ı tâbân (Armutlu 1998: 556-559).

Kaynakça


Alpay, Günay (1961). “Zâtî ve Şemʿ ü Pervâne Mesnevisi”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi TDE Dergisi XI: 129-142.

Armutlu, Sadık (1998). Zâtî’nin Şemʿ ü Pervâne’si İnönü Üniversitesi. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Pala, İskender (2004). Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü. İstanbul: Kapı Yay.

Tekin, Gönül A. (1991). Şemʿ ü Pervâne Feyz’i Çelebi. Harvard: Harvard University.

Atıf Bilgileri


Armutlu, Sadık. "ŞEM' Ü PERVÂNE (ZÂTÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/sem-u-pervane-zati. [Erişim Tarihi: 04 Mayıs 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Prof. Dr. Orhan Kurtoğlu
Görüntüle
2 EDİRNE ŞEHR-ENGÎZİ (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Prof. Dr. Orhan Kurtoğlu
Görüntüle
3 LETÂYİF (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Doç. Dr. Nilüfer Tanç
Görüntüle
4 MEKTUP (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Doç. Dr. Nilüfer Tanç
Görüntüle
5 AHMED Ü MAHMÛD (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
6 FERRUH-NÂME (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
7 KUR’ÂN FALI (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
8 SİYER-İ NEBÎ (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
9 KİTÂB-I MEVLİD (ZÂTÎ) Zâtî, Ivaz Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
10 DÎVÂN (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
11 MÜNŞE’ÂT (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
12 TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
Görüntüle
13 KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Doç. Dr. Himmet BÜKE
Görüntüle
14 HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
15 ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlisî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
16 ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) Mesîhî, Îsâ Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
17 DÎVÂN (ŞÂMÎ) Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
18 HEFT PEYKER (ABDÎ) Abdî Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
19 CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) Abdî Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle