- Yazar Biyografisi (TEİS)
Rahmî, Bursalı Pîr Mehmed - Madde Yazarı: Araş. Gör. Burhan Can
- Eser Yazılış Tarihi:1536-1537?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Mesnevi
- Yayın Tarihi:06/06/2022
ŞÂH U GEDÂ (RAHMÎ)
âşıkâne mesneviRahmî, Bursalı Pîr Mehmed (d. ?/? - ö. 975/1567/68)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Hilâlî-i Çağatâyî’nin (ö.1529-1530) aynı adlı eserinin yeniden yazımı olarak hazırlanan mesnevi. Yazılış tarihi kesin olarak bilinmese de Taşlıcalı Yahya'nın Şâh u Gedâ’sı ile aynı dönemde kaleme alındığı bilindiği için eserin yazılış tarihinin 1536-1537 yılları arası olduğu tahmin edilmektedir. Şâh u Gedâ ismi kullanılsa da metin içinde Gedâ yerine Dervîş kelimesinin kullanılması eserin isminin Şâh u Dervîş olarak da tanınmasına neden olmuştur (Birici 1996: 11-15). Aşıkane bir mesnevi olarak düzenlenen eser, fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün vezni ile yazılmıştır ve 1734 beyittir. Hikayenin sembolik yapısı padişah, nedimlik, nedimler arasındaki kıskançlık temaları etrafında oluşturulmuştur.
Eserin girişinde tevhid, münacat, naat ve sebeb-i telif bölümleri yer almaktadır. Söz konusu bölümlerden sonra aşkın niteliklerine dair bir başlığa yer verilmiş ve daha sonra asıl hikayeye geçilmiştir. Eserin özeti şöyledir: Bir derviş, gösterişli bir kasrın önünden geçerken kasrın üstünde bir şah görür ve dili tutulur, donakalır. Çevredekiler onun aşk yolunda kendini eğitmeye çalışan birisi ya da cinnî olabileceğine dair tahminlerde bulunurlarken Şâh durumu anlayıp, başkalarının diline düşmemek için yerinden kımıldamaz ve daha sonra işret mekanına geri döner. Şâh ve nedimleri eğlenirken, Gedâ biraz kendine geldikten sonra feryat etmeye başlar. Feryatlara dayanamayan Şâh Gedâ’nın yanına gelip ay olduğu geceler sabahları güvercinleri izlemeye çıktığında onu görebileceğini söyler. Böylece, buluşmaya başlarlar. Durum başkaları tarafından da duyulur ve Şâh’ı kınayanlar çoğalır. Durumu Rakîb’e anlatırlar. Rakîb de kıskanarak buluşmaların önüne geçmeye çalışır. Kötü niyetini Şâh’a duyurmadan gerçekleştirebilmek için de Gedâ’yı çocuklara taşlatır. Taşlardan kaçan Gedâ bir mağaraya sığınmak zorunda kalır. Mağarada ayrılık acısı ile beklerken Şâh’ın güvercinlerinden birisi kafasına konar ve o da bu durumdan istifade edip Şâh’a mektup yazar. Mektubu okuyup durumu anlayan Şâh, gezmek için hazırlık emri vererek halkı sokaklara dökecek bir kalabalık yaratıp Gedâ’yı da görmeyi planlar. Burada karşılaşan Şâh ve Gedâ aynı durumu sürekli tekrarlamaya başlarlar. Rakîb bu durumdan rahatsız olup tekrar buluşmaları engellemenin bir çaresini arar. Şâh’ı bahar geldiği için ava çıkmaya ikna ederek Gedâ’dan uzaklaştırmayı amaçlar. Ava çıkılınca ayrılık acısına dayanamayan Gedâ kendisini çöllere atar ve ceylanlarla dost olur. Ceylanlardan bir tanesini Şâh yakalamaya çalışınca iki aşık burada tekrar karşılaşır. Şâh, Gedâ’nın Mecnûn’a dönmüş halini görünce kabul olacağını düşünerek padişah olması için dua etmesini ister ve dua kabul olursa ona verdiği yüzükle gelmesini söyleyip oradan ayrılır. Gedâ’nın duası kabul olur. Daha sonra Gedâ yüzükle Şâh’ın yanına gider ve tekrar kavuşurlar. Ancak, aniden bir savaş çıkar ve Rakîb, bu bela Gedâ’nın yüzünden diyerek onu tekrar uzaklaştırır. Savaş oldukça zorlu geçer. Bunu gören Gedâ dua eder ve duası tekrar kabul olur, savaş kazanılır. Bu durum da Şâh’a rüyasında bildilir ve nihayet Gedâ’yı nedim olarak yanına alır.
Rahmî’nin Şâh u Gedâ’sı dil bakımından döneme ait diğer mesnevilerde olduğu gibi anlaşılır ve sade bir üsluba sahiptir. Hilâlî-i Çağatâyî’nin eserinden aynen ve anlamca yapılan çeviriler tespit edilebilmektedir (Birici 1996: 17). Tezkire yazarı Riyâzî, Şâh u Gedâ isimli eserler arasında en bilinen ve kabul görenin Taşlıcalı Yahyâ’nın eseri olduğu, Rahmî’nin eserinin çok bilinmediğini belirtse de Kınalı-zâde Hasan Çelebi, Aşık Çelebi ve Ahdî eser için olumlu ifadeler kullanmışlardır. Bununla birlikte, Taşlıcalı Yahyâ’nın eserinin diğerlerinden farklı olduğu, Rahmî ve Sinoplu Beyânî’nin eserlerinin Hilâlî’yi takip ettiği belirtilmektedir (Sağlam 2016: 20, Yoldaş 1993: 18).
Şâh u Gedâ, Sevim Birici tarafından iki nüshaya dayanılarak bir yüksek lisans tezi ile yayınlanmıştır (1996).
Şairin biyografisi için bk. “Rahmî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/rahmi-bursali-pir-mehmed
Eserden Örnekler
Vasf-ı Hâl-i Dervîş
Sühan-ârâ-yı dâstân-u kühen
Böyle kıldı bize beyân-ı sühan
Nâğme-sencân-ı ‘andelîb-âvâz
Eylemişler bu perdeden âğâz
Var idi mülk-i Çîn’de bir dervîş
Hırkası çâk ü sînesi dil-rîş
Kayd-ı ‘âlemden olmuş âzâde
‘Âşk bendine lîk olmuş üftâde
Gerçi kim ‘aşk ile mukayyed idi
Mutlaka cevher-i mücerred idi
İhtiyâr eylemişdi fakr ü fenâ
Olmuş idi vücûdı ‘ayn-ı bekâ
Halk-ı ‘âlemden eyleyüp uzlet
Eyler idi vuhûşla ülfet (Birici 1996: 31)
Kaynakça
Birici, Sevim (hzl.) (1996). Bursalı Rahmî Şâh u Gedâ (Metin-İnceleme). Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Sağlam, Ayşe (2016). Taşlıcalı Yahyâ Bey ve Hamse’si. Doktora Tezi. Diyarbakır: Dicle Üniversitesi.
Yoldaş, Kâzım (hzl.) (1993). Taşlıcalı Yahyâ Bey Şâh u Gedâ (İnceleme-Metin). Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (RAHMÎ) | Rahmî, Bursalı Pîr Mehmed | Prof. Dr. Mustafa ERDOĞAN |
Görüntüle | ||
2 | GÜL-İ SAD-BERG (RAHMÎ) | Rahmî, Bursalı Pîr Mehmed | Prof. Dr. Gülgün Erişen Yazıcı |
Görüntüle | ||
3 | YENİŞEHİR ŞEHRENGÎZİ (RAHMÎ) | Rahmî, Bursalı Pîr Mehmed | Prof. Dr. Mustafa ERDOĞAN |
Görüntüle | ||
4 | DÎVÂN (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
5 | MÜNŞE’ÂT (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
6 | TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş |
Görüntüle | ||
7 | KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Doç. Dr. Himmet BÜKE |
Görüntüle | ||
8 | HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
9 | ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlisî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
10 | ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) | Mesîhî, Îsâ | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
11 | DÎVÂN (ŞÂMÎ) | Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
12 | HEFT PEYKER (ABDÎ) | Abdî | Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ |
Görüntüle | ||
13 | CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) | Abdî | Prof. Dr. Adnan Ince |
Görüntüle |