- Yazar Biyografisi (TEİS)
Fatma Aliye Hanım - Madde Yazarı: Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
- Eser Yazılış Tarihi:1898
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:17/04/2022
REFET (FATMA ALİYE)
romanFatma Aliye Hanım (d. 1862 - ö. 1936)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Fatma Aliye Hanım’ın romanı. Refet, Tercüman-ı Hakikat gazetesinde (S. 5654-449, 13 K. sani 1312/25 Ocak 1897 - S. 5695-490, 23 Şubat 1312/7 Mart 1897) tefrika edildikten sonra kitaplaştırılmıştır (İstanbul, 1314/1898). Fatma Aliye Hanım’ın kendi imzasıyla yayımladığı ikinci romandır. Eserin başında Ahmet Mithat Efendi’nin “Takriz Makamında İki Söz” başlıklı yazısı yer alır.
Muhadarat’tan sonra Refet için de bir takdim yazısı kaleme almış olan Mithat Efendi, ilk cümlelerinde Fatma Aliye’nin manevi kızı olduğunu belirtir. Böylece Hayal ve Hakikat ile başlayan himayesinin sürdüğünü de dile getirmiş olur. Bu yazının geniş bir bölümünü Refet’in gerçeklik boyutuna ayıran Mithat Efendi, “Bu bir roman değil bir ‘tasvir’dir.” diyerek Fatma Aliye’nin yazdıklarının gerçekten tanığı olduğunu iddia eder. Bu sebeple Mithat Efendi’ye göre Refet, Batılıların ‘d’après nature’ dedikleri ve “…doğrudan doğruya suret-i tabiiyeyi istinsah yoluyla…” yazılmış, hiç hayale başvurulmamış romandır. Fatma Aliye’nin yaşadığı hayat dolayısıyla böyle bir romanı hayal ederek yazmasının mümkün olmadığını, yazsa bile sahteliğin hemen hissedileceğini belirten Ahmet Mithat, Refet’te anlatılanların “…başından nihayete kadar kâmilen tabiî ve hakiki…” olduğunu iddia eder. Mithat Efendi’ye göre eserin bir başka önemli tarafı kimsesiz, fakir, çirkin, zayıf ve hastalıklı fakat gayretli, ahlaklı, mağrur bir kızın bütün olumsuzluklara rağmen başarıya ulaşarak ortaya koyduğu kişiliktir. Refet’i okuyan gençlerin “Biz dahi birer Refet olacağız” diyeceklerinden emin olan Ahmet Mithat Efendi, bu cümleleriyle romanın ahlakçı tarafını da ortaya koyar.
Refet’teki gerçeklik iddiası, romanın ilk cümlelerinde anlatıcı/yazar tarafından “Hakikati kopya edeceğiz. Sahib-i sergüzeşt ne ise onu göstereceğiz” cümleleriyle yeniden vurgulanır. Kahramanının 23 yaşında olduğunu fakat hayattaki karşılığının Refet, annesinin de Binnaz adını taşımadıklarını söyleyerek belirsizleştiren anlatıcı/yazar, onların İstanbul’a geldikleri 17-18 yıl öncesine gider. Roman bundan sonra kronolojik bir sırayla ilerleyerek sonlanır. Sonuçta Refet’in Darülmuallimat’ı başarıyla bitirerek Anadolu’ya tayin edildiği öğrenilir. Eser bu haliyle ‘bildungs roman’ özellikleri göstermektedir. Eserin başında ölmek üzere olan Refet’in iyileşmesi ve kararlılıkla hayata katılması, kendisi için bir hedef belirleyerek zorluklara rağmen sabırla ilerlemesi, eserin sonunda başkalarına ihtiyaç duymadan hayatını diplomalı çalışan olarak sürdürebileceği bir mesleğe ulaşması ve öğretmen olarak tayin edilmesi bu gelişim/oluşum çizgisinin ana noktalarıdır. Roman bu oluşum süreci açısından sadece ana karakterinin değil dönem kadınının da oluşum ve dönüşüm çizgisini yansıtır. Fatma Aliye’ye göre hasta kadınlığın tek kurtuluşu kadınların diplomalı çalışan olarak hayata katılmalarıdır. İlk romanı Muhadarat’tan itibaren bu konudaki ısrarını ve arayışlarını sürdüren ve evliliğin kadınlar için hayatta kalma yolu olarak görülmesi anlayışını kırmaya çalışan yazar, kadınları evin dışındaki bir çalışma hayatına davet eder ve Refet’le kadınlar için diplomalı çalışan olma yolunu açar. Bu açıdan Refet, yazarın devrin kadınlarına sunduğu ‘yeni kadın’ örneğidir. Romanın sonunda kızının Darülmuallimat’ı bitirerek meslek sahibi olmasını sağlayan anne ölür. Bu bir anlamda yeni kadının doğumunda katkıları olan eski kadının artık hayattan çekilişidir. Binnaz, geleneğin tanımladığı kadınlık görevlerinin üzerinden dikiş dikerek, temizlik ve yemek yaparak para kazanmış, bir tür bedeniyle çalışarak tükenmiştir. Bu sebeple romanın başında zayıf, ölmek üzere bir hasta olarak gösterilen Refet’in dirilerek hayata katılışı, fakat Binnaz’ın ölümü devrin kadınlık konumunu temsil açısından anlamlı bir metafordur.
Refet, Anadolu’da yaşayan ticaret ve tarımla geçinen Hayati Efendi’nin kızıdır. Hayati Efendi İstanbul’a gelişlerinden birinde görüp beğendiği Binnaz’ı cariye olarak alarak memleketine götürür. Ancak bu İstanbullu zayıf, kibar kısacası farklı kadın ile doğurduğu çocuk Hayati Efendi’nin diğer eşleri ve çocukları tarafından benimsenmez, ölümü üzerine de horlanmaya başlanır. Akrabalarının himayesinde yaşayabilecekleri inancıyla çocuğunu alarak İstanbul’a gelen Binnaz onlardan beklediği ilgiyi göremez. Yaşadığı sağlıksız ortamlar da Refet’i zayıf, hastalıklı ve huysuz bir çocuk haline getirmiştir. Çocuğunu kaybetme endişesiyle Mürüvvet Hanım’ın davetini kabul eden ve yeni bir hayata başlayan Binnaz için, bundan sonrası hayatı çalışarak sürdürmek olur. Refet Mürüvvet Hanım’ın evinde kadınlar arası bir yardımlaşmayla önce sağlığına kavuşur, sonra başarılı bir öğrenci olarak eğitim almaya başlar. Darülmuallimat’a giderek öğretmen olmaya karar veren Refet, zorluklara rağmen burayı da birincilikle bitirir, isteği üzerine de Anadolu’ya tayin edilir. Karakterlerinin tamamının kadın olduğu Refet’te baştan sona kadın dayanışmasının örnekleri verilir. Erkeklere ve eril düzene karşı direnen kadınların hayatın zorlukları karşısında durabilmelerinin bir sebebi de hemcinsleridir. Refet’in hayatını sürdürebilecek bir meslek sahibi olması konusunda Binnaz’ın, Şule’nin eğitimini tamamlaması konusunda Refet’in, Binnaz ve Refet’in hayata tutunması konusunda Mürüvvet Hanım ve Nezaket Hanım’ın, Refet’in zihinsel gelişimi konusunda Cazibe Hanım’ın katkıları romandaki kadın dayanışmasının örnekleridir.
Yazarın biyografisi için bk. “Fatma Aliye”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/fatma-aliye
Eserden Örnekler
“Evvela kariin-i kirama şurasını itiraf edelim ki: Şu hikâyeye serlevha edindiğimiz bu Refet, sergüzeştini yazmaya başlayacağımız kızcağızın asıl ismi değildir. Asıl isminin yazılmaması için böyle tesmiye eyledik. Şunu da söyleyelim ki burada Refet’i herkese beğendirmek maksadıyla şöyle güzel, böyle hüsnüahlaka malik, öyle nazik falan diye bir şahs-ı muhayyel tasvirine kalkışmayacağız. Hakikati kopya edeceğiz. Sahib-i sergüzeşt ne ise onu göstereceğiz. Talihinin mihnet ve sefalet vadilerinde sürükleye sürükleye şimdi yirmi üçüncü sinnine kadar isal eylemiş olduğu Refet, dört beş yaşında bir yetime olduğu hâlde bundan on yedi on sekiz sene kadar mukaddem validesiyle Anadolu’nun (…) vilayetinden Dersaadet’e gelmişti. Pederi memleketinde çift çubuk sahibi olup umur-ı ticariye ile de iştigal eylediğinden bazen İstanbul’a gelirdi. Bir defasında buradan kendisine odalık edinmek üzere bir de cariye alıp götürür. Taşralı zevceleri bu İstanbul’dan giden cariyeyi bir türlü çekemedikleri gibi yetişmiş oğlu ve kızları da ondan dünyaya gelen ‘Refet’i bir türlü sevemezler. Odalık olan cariye ki ismine burada ‘Binnaz’ diyelim. Temizce bir kapıda küçükten büyüme bir şey olduğundan güzelce ve İstanbul usulü biçip diktiği ve İstanbul’dan götürdüğü elbiseleri giyinir ve kızcağızını da öyle bebek gibi giydirip kuşatırmış ki şu kıyafetiyle hane halkının kıyafetine pek yabancı kalan bu ana ile kızı efendiden başka hane halkı pek yabancı bulurlarmış.” (Fatma Aliye1898: 5).
“ … bu intihap eylediğim mahallin havası ve suyu iyi olduğunu işitmiştim ki bence en ziyade düşünülecek bir şey de odur. Maaşı çok ki benim fikrim, sıhhatim yerindeyken çabuk biraz para tutup istikbalimi temin eyledikten sonra müsterihane ifa-yı vazife edebilmek, yani her ne zaman sıhhatimin muhtel olacağını hissedersem iştigalatımı terk edip kendime bakabilmektir. Ha! Bir de orası bizim memlekete yakındır. Mektep tatili zamanlarında oraya gidip pederimden kalan emlakten hisse-yi mevruseme vazı-ı yed ederim. … Şimdi oraya gidip de şeriat-ı garra-yı Muhammediye’nin, bir kadını ve bir acizi dahi nasıl himaye eylediğini onlara gösterir ve kendi malımdan dahi bana para vermeyerek beni mahva çalışanlara parasız iratsız olarak nasıl adam olup meydana çıktığımı, mektebin, devletin himayesi ve idaresi sayesinde bugün temin-i maişet eylediğimi onlara göstermek isterim! Ah, Şule! Mucip’e ‘Sen cahilsin!’ demekle olan ahz-i sarımdan ne kadar mahzuz oldumsa, akrabama karşı böyle adam olup meydana çıktığımı ve onların benden diriğ eyledikleri ekmeğe muhtaç kalmayarak kendi ekmeğimi kendim kazandığımı göstermek de beni o kadar mütelezziz ve müftehir kılacaktır. … Artık böyle acz ve zaruretle değil inşallah istikballerimizi temin edecek bir derecede maaşlarımızdan para topladıktan sonra birer hane alırız. Bir de dükkân falan gibi bizi besleyecek şeyler alırız. Vazifelerimizi güzel ifa edersek evlad-ı vatanı hüsnüsuretle tedris ve talim eylersek kazandığımız para helal olacağından bizi de Cenab-ı hak müsterihane yaşatır.” (Fatma Aliye 1314/1898: 133-134).
Kaynakça
Argunşah, Hülya (2016). “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Bir Sosyal Veri Kaynağı Olarak Kadın Yazarlar ve Eserleri”. Kadın ve Edebiyat / Babasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yayınları, 9-36.
Argunşah, Hülya (2016). “Felsefe-i Zenan’ı Yeniden Okumak”. Kadın ve Edebiyat / Babasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yayınları, 91- 120.
Argunşah, Hülya (2021). “Çalıkuşu Bağlamında Kadınların Öğretmenliği: Bedia’dan Feride’ye”. Reşat Nuri Güntekin. Ankara: Kültür Bak. Yay., 71-82.
Aşa, H. Emel (1993). Fatma Aliye Hanım (Hayatı – Eserleri - Fikirleri). Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Canbaz, Firdevs (2005). Fatma Aliye Hanım’ın Romanlarında Kadın Sorunu. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.
Doğrusadık, Zeynep (2018). Fatma Aliye’nin Son Dönem Osmanlı Toplumundaki Kadın Görüşleri. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Maltepe Üniversitesi.
Fatma Aliye (1314/1898). Refet. İstanbul.
Günaydın, Ayşegül Utku (2017). Kadınlık Daima Bir Muamma / Osmanlı Kadın Yazarların Romanlarında Modernleşme. İstanbul: Metis.
Kızıltan, Mübeccel (1990). “Öncü Bir Kadın Yazar: Fatma Aliye Hanım”, Journal of Turkish Studies / Türklük Bilgisi Araştırmaları, 14: 283-322.
Oylubaş, Duygu (2014). Fatma Aliye Hanım’ın Düşünce Dünyası. Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.
Özakın, Duygu (2019). “Fatma Aliye Hanım’ın Udî Romanında Kadın Özgürleşmesinin Sınırları: ‘İffet Dairesinde Çalışan’ Kadınlar ve ‘Ötekiler’”, Atatürk Üniv. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 64: 271-281.
Timuroğlu, Senem (2020). Kanatlanmış Kadınlar / Osmanlı ve Avrupalı Kadın Yazarların Dostluğu. İstanbul: İletişim Yay.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | MERAM (FATMA ALİYE HANIM) | Fatma Aliye Hanım | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
2 | HAYAL VE HAKİKAT (BİR KADIN/FATMA ALİYE HANIM – AHMET MİTHAT EFENDİ) | Fatma Aliye Hanım (1862-1936) ve Ahmet Mithat Efendi (1844-1912) | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
3 | NİSVAN-I İSLAM (FATMA ALİYE) | Fatma Aliye | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
4 | MUHADARAT (FATMA ALİYE) | Fatma Aliye Hanım | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
5 | ÛDÎ (FATMA ALİYE) | Fatma Aliye Hanım | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
6 | LEVAYİH-İ HAYAT (FATMA ALİYE) | Fatma Aliye Hanım | Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH |
Görüntüle | ||
7 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
8 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
9 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
10 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
11 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
12 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
13 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
14 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
15 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
16 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |