- Yazar Biyografisi (TEİS)
Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled - Madde Yazarı: Prof. Dr. Ziya AVŞAR
- Eser Yazılış Tarihi:700/1301
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Farsça
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum-Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:21/03/2022
REBÂB-NÂME (SULTÂN VELED)
tasavvufi mesneviVeled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled (d. 25 Rebîülâhir 623/25 Nisan 1226 - ö. 10 Receb 712/11 Kasım 1312)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Sultân Veled yaygın adıyla bilinen Bahâeddîn Muhammed Veled’in Farsça eseri. Eser, Mevlânâ'nın Mesnevî’sinin vezni olan “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla manzum-mensur karışımı bir tertiple yazılmıştır. Yazımına 1 Şaban 700/11 Nisan 1301’de başlanan ve beş ay içerisinde tamamlanmış olan (Ocak 1988: 545) eserin mensur kısımları, okuyucuyu manzum kısımlarda anlatılacak olan meselelere hazırlama amacına yönelik bir özet mahiyetindedir. Rebâb-nâme’deki mensur kısımlar 1 dibace ve 106 başlıktan oluşmaktadır. 8124 beyitlik bir eser olan mesnevîde 162 Türkçe, 36 Arapça ve 22 Rumca beyit vardır (Değirmençay 2009: 521). Rebâb-nâme, aruzun doğasından gelen bir takım vezin ve kafiye kusurları taşımakla birlikte Sultan Veled’in diğer mesnevilerinin de ayırt edici özelliği olan sade anlatım ve akıcı bir üslubuyla dikkat çekmektedir.
Sultan Veled, Rebâb-nâme’nin yazılış sebebinde kendisini bu vezinle bir eser yazmaya teşvik eden gönül ehli bir zattan bahseder. Bu zat ona, İbtidâ-nâme’yi Hakîm Senâyî’nin İlahî-nâme’si vezninde yazdığını, şimdiyse Mevlânâ’nın Mesnevî’si vezninde bir eser vücuda getirerek hem o vezne aşina olan müritlerin hatırlarını hoş edeceğini hem de yazdığı bütün şiirleri, Mevlânâ’nın şiirlerine benzetme amacına tam anlamıyla ulaşacağını söyler. Bu tavsiye üzerine Sultan Veled, rebaptaki iniltilerin neyden daha çok ve çeşitli olduğu düşüncesiyle Rebâb-nâme adını verdiği eserini telif etmeye başlar.
Rebâb-nâme’de; bütün eşyanın ve dolayısıyla rebabın da Allah’ı tespih etmesi, aşkın bir yanının şükrü, bir yanının şikayeti gerektirmesi, insanın yokluk âleminden varlık âlemine gelinceye kadar geçirdiği menziller, rüzgar ve sözün aslının su oluşu, asıl farklılığın ruhlarda olup cisimlerde olmayışı, fikrin amelden üstün oluşu, dünyanın kimine harami, kimine kılavuz kesilmesi, evliyanın isyanının halkın itaatinden üstünlüğü, her harfin ayrı bir manasının olması gibi muhtelif bahisler üzerinde durulur. Bunlara ilaveten bazı ayet ve hadislerin şerh ve tefsirleri yapılarak onlarda gizlenen manalar açığa çıkarılır. Eserde bunların yanında Mevlânâ, Şems-i Tebrizî ve Seyyid Burhaneddin gibi yol büyüklerinin ve bilhassa Mevlânâ’nın sözleri üzerinde genişçe durularak bu sözlerde gizlenen hikmetlerin muhatap tarafından etraflıca kavranması amaçlanır.
Çeşitli yazma eser kütüphanelerinde altı nüshası bulunan (bk. Ocak 1988: 553) Rebâb-nâme ilk defa F. Wilhelm Radloff tarafından yayımlanmış (1889), daha sonra Alî Sultânî Gird Ferâmerzî tarafından İran’da bir neşri daha gerçekleştirilmiştir (1377). Eser üzerinde Veyis Değirmençay bir doktora çalışması yapmıştır (1996). Son olarak da İsmail Koçak, Niğdeli Hakkı Eroğlu'nun daha önce tercüme ettiği eseri yayımlamıştır (2011).
Şairin biyografisi için bk."Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/veled-sultan-veled-bahaeddin-muhammed
Eserden Örnekler
Ben bulara ayduram kim ol yüzi
Kimse görmez gerü görür gendüzi
Tenri gendü nûrın ana verür
Ol nûr ile tenriyi bellü görür
Nûr eger ola gözinde nûr göre
Güneşin nûru ana gele dura
Nûr birdür iki görme sen anı
Cân olursa kişide göre cânı
Her nese kim sinde andan yok durur
Ol nese gerçi cihânda çok durur
Us gerek kim usları göre bile
Delünün ki ussı yok nete göre
Bil bunı kim usun anı bilmeye
Eyle kim cânsuz kişi cân görmeye
Harf içinde bu kadar mâni’ sığar
Bu söz ile uslu yukaru ağar
Fehm eder kim Tenri gördi Tenriyi
Tenri nûrıdur ki sordı Tenriyi
Mevlânâ gibi cihânda olmadı
Ançılayın kimse haktan gelmedi
Ol güneşdür evliyâlar yulduzı
Dükeline ol degürür uruzı
Tenriden her bir kişi bahşîş bulur
Hâslarun bahşîşi ayruksı olur
Bahşîşi kim verdi Hak Mevlânâya
Anı ne yoksulla verdi ne baya
Siz anı binüm gözümle görünüz
Anun esrârını binden sorunuz
Ben deyem sözler ki kimse demedi
Ben virem ni’met ki kimse yemedi
Ben verem hil’at ki kişi geymedi
Kimse binüm bahşîşimi saymadı
Sordılar binden halâyık bu sırrı
Ölüyü Îsî nete kıldı diri
Mustafâ gökte nete yardı ayı
Neçe ayırdı yavuzlardan geyi
Mûsî elinden nete oldı asâ
Düşmeninün gürligine ejderhâ
Nete oldı gark Firavn-ı la’în
Eyle kim işitdün ol itün çavın
Kan olurdı arı su kâfirlere
Cânların olur idi andan kara
Tenriden her gün bunun gibi belâ
Dürlü dürlü gelür idi anlara
Od Halîl içün nete oldı gülef
Oda düşicek odı buldı gülef
Bir üyezle Nemrûda kahr eyledi
Ana dünyâ nimetin zehr eyledi
Kayır un olur idi İbrâhîme
Mu'cize bunun gibi bin dâ'imâ
Sâlih içün doğdı tağdan bir deve
Ümmeti iltürdi süd andan eve
Hûd içün yel kırdı ol münkirleri
Tağa taşa urdı ol kâfirleri
Anları kim Hûd dilerdi kırmadı
Anların arasına yel girmedi
Nûh için tûfân kamu kâfirleri
Boğdı sudan komadı kimse diri
Kaynadı sular cihân oldı deniz
Ne ata kodu su ne oğul ne kız
Su tendürdan kaynadı bınar gibi
Buyruğın dutdı Nûh’un kullar gibi
Gendüziçün bir gemi Nûh eyledi
Ümmetini sudan anda bekledi (Koçak 2011: 317-318)
Kaynakça
Alî Sultânî Gird Ferâmerzî (1377). Rebâb-nâme. Tahran: Müessese-i Mütalaât-i İslâmî.
Değirmençay, Veyis (1996). Sultan Veled ve Rebabnâme. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Değirmençay, Veyis (2009). “Sultan Veled”. İslâm Ansiklopedisi. C. 37. İstanbul: TDV Yay. 521-522.
Koçak, İsmail (hzl.) (2011). Rebabnâme, Hz. Sultan Veled. (çev. Niğdeli Hakkı Eroğlu). (akt. A. Güneysel). Konya: T.C. Konya Valiliği İl kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay.
Ocak, Fatma Tulga (1988). "Sultan Veled'in Rebâb-nâme'si". Erdem, 5 (11): 541-592.
Radloff, Friedrich Wilhelm (1889). Über Alttürkische Dialekte: Die Seldschukische Verse im Rebâbnâmeh. St. Petersburg.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (SULTÂN VELED) | Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled | Prof. Dr. Ziya AVŞAR |
Görüntüle | ||
2 | [İBTİDÂ-NÂME / VELED-NÂME / MESNEVÎ-İ VELEDÎ] (VELED) | Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled | Prof. Dr. Ziya AVŞAR |
Görüntüle | ||
3 | [İNTİHÂ-NÂME / MESNEVÎ] (SULTÂN VELED) | Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled | Prof. Dr. Ziya AVŞAR |
Görüntüle | ||
4 | MA’ÂRİF (SULTÂN VELED) | Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled | Prof. Dr. Ziya AVŞAR |
Görüntüle | ||
5 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
6 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
7 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
8 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
11 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
12 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
13 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
14 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |