REBÂB-NÂME (SULTÂN VELED)
tasavvufi mesnevi
Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled (d. 25 Rebîülâhir 623/25 Nisan 1226 - ö. 10 Receb 712/11 Kasım 1312)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Sultân Veled yaygın adıyla bilinen Bahâeddîn Muhammed Veled’in Farsça eseri. Eser, Mevlânâ'nın Mesnevî’sinin vezni olan “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla manzum-mensur karışımı bir tertiple yazılmıştır. Yazımına 1 Şaban 700/11 Nisan 1301’de başlanan ve beş ay içerisinde tamamlanmış olan (Ocak 1988: 545) eserin mensur kısımları, okuyucuyu manzum kısımlarda anlatılacak olan meselelere hazırlama amacına yönelik bir özet mahiyetindedir. Rebâb-nâme’deki mensur kısımlar 1 dibace ve 106 başlıktan oluşmaktadır. 8124 beyitlik bir eser olan mesnevîde 162 Türkçe, 36 Arapça ve 22 Rumca beyit vardır (Değirmençay 2009: 521). Rebâb-nâme, aruzun doğasından gelen bir takım vezin ve kafiye kusurları taşımakla birlikte Sultan Veled’in diğer mesnevilerinin de ayırt edici özelliği olan sade anlatım ve akıcı bir üslubuyla dikkat çekmektedir. 

Sultan Veled, Rebâb-nâme’nin yazılış sebebinde kendisini bu vezinle bir eser yazmaya teşvik eden gönül ehli bir zattan bahseder. Bu zat ona, İbtidâ-nâme’yi Hakîm Senâyî’nin İlahî-nâme’si vezninde yazdığını, şimdiyse Mevlânâ’nın Mesnevî’si vezninde bir eser vücuda getirerek hem o vezne aşina olan müritlerin hatırlarını hoş edeceğini hem de yazdığı bütün şiirleri, Mevlânâ’nın şiirlerine benzetme amacına tam anlamıyla ulaşacağını söyler. Bu tavsiye üzerine Sultan Veled, rebaptaki iniltilerin neyden daha çok ve çeşitli olduğu düşüncesiyle Rebâb-nâme adını verdiği eserini telif etmeye başlar.

Rebâb-nâme’de; bütün eşyanın ve dolayısıyla rebabın da Allah’ı tespih etmesi, aşkın bir yanının şükrü, bir yanının şikayeti gerektirmesi, insanın yokluk âleminden varlık âlemine gelinceye kadar geçirdiği menziller, rüzgar ve sözün aslının su oluşu, asıl farklılığın ruhlarda olup cisimlerde olmayışı, fikrin amelden üstün oluşu, dünyanın kimine harami, kimine kılavuz kesilmesi, evliyanın isyanının halkın itaatinden üstünlüğü, her harfin ayrı bir manasının olması gibi muhtelif bahisler üzerinde durulur. Bunlara ilaveten bazı ayet ve hadislerin şerh ve tefsirleri yapılarak onlarda gizlenen manalar açığa çıkarılır. Eserde bunların yanında Mevlânâ, Şems-i Tebrizî ve Seyyid Burhaneddin gibi yol büyüklerinin ve bilhassa Mevlânâ’nın sözleri üzerinde genişçe durularak bu sözlerde gizlenen hikmetlerin muhatap tarafından etraflıca kavranması amaçlanır.

Çeşitli yazma eser kütüphanelerinde altı nüshası bulunan (bk. Ocak 1988: 553)  Rebâb-nâme ilk defa F. Wilhelm Radloff tarafından yayımlanmış (1889), daha sonra Alî Sultânî Gird Ferâmerzî tarafından İran’da bir neşri daha gerçekleştirilmiştir (1377). Eser üzerinde Veyis Değirmençay bir doktora çalışması yapmıştır (1996). Son olarak da İsmail Koçak, Niğdeli Hakkı Eroğlu'nun daha önce tercüme ettiği eseri yayımlamıştır (2011).

Şairin biyografisi için bk."Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/veled-sultan-veled-bahaeddin-muhammed 

Eserden Örnekler


Ben bulara ayduram kim ol yüzi

Kimse görmez gerü görür gendüzi


Tenri gendü nûrın ana verür

Ol nûr ile tenriyi bellü görür


Nûr eger ola gözinde nûr göre

Güneşin nûru ana gele dura


Nûr birdür iki görme sen anı

Cân olursa kişide göre cânı


Her nese kim sinde andan yok durur

Ol nese gerçi cihânda çok durur


Us gerek kim usları göre bile

Delünün ki ussı yok nete göre


Bil bunı kim usun anı bilmeye

Eyle kim cânsuz kişi cân görmeye


Harf içinde bu kadar mâni’ sığar

Bu söz ile uslu yukaru ağar


Fehm eder kim Tenri gördi Tenriyi

Tenri nûrıdur ki sordı Tenriyi


Mevlânâ gibi cihânda olmadı

Ançılayın kimse haktan gelmedi


Ol güneşdür evliyâlar yulduzı

Dükeline ol degürür uruzı


Tenriden her bir kişi bahşîş bulur

Hâslarun bahşîşi ayruksı olur


Bahşîşi kim verdi Hak Mevlânâya

Anı ne yoksulla verdi ne baya


Siz anı binüm gözümle görünüz

Anun esrârını binden sorunuz


Ben deyem sözler ki kimse demedi

Ben virem ni’met ki kimse yemedi


Ben verem hil’at ki kişi geymedi

Kimse binüm bahşîşimi saymadı


Sordılar binden halâyık bu sırrı

Ölüyü Îsî nete kıldı diri


Mustafâ gökte nete yardı ayı

Neçe ayırdı yavuzlardan geyi


Mûsî elinden nete oldı asâ

Düşmeninün gürligine ejderhâ


Nete oldı gark Firavn-ı la’în

Eyle kim işitdün ol itün çavın


Kan olurdı arı su kâfirlere

Cânların olur idi andan kara


Tenriden her gün bunun gibi belâ

Dürlü dürlü gelür idi anlara


Od Halîl içün nete oldı gülef

Oda düşicek odı buldı gülef


Bir üyezle Nemrûda kahr eyledi

Ana dünyâ nimetin zehr eyledi


Kayır un olur idi İbrâhîme

Mu'cize bunun gibi bin dâ'imâ


Sâlih içün doğdı tağdan bir deve

Ümmeti iltürdi süd andan eve


Hûd içün yel kırdı ol münkirleri

Tağa taşa urdı ol kâfirleri


Anları kim Hûd dilerdi kırmadı

Anların arasına yel girmedi


Nûh için tûfân kamu kâfirleri

Boğdı sudan komadı kimse diri


Kaynadı sular cihân oldı deniz

Ne ata kodu su ne oğul ne kız


Su tendürdan kaynadı bınar gibi

Buyruğın dutdı Nûh’un kullar gibi


Gendüziçün bir gemi Nûh eyledi

Ümmetini sudan anda bekledi (Koçak 2011: 317-318)

Kaynakça


Alî Sultânî Gird Ferâmerzî (1377). Rebâb-nâme. Tahran: Müessese-i Mütalaât-i İslâmî.

Değirmençay, Veyis (1996). Sultan Veled ve Rebabnâme. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Değirmençay, Veyis (2009). “Sultan Veled”. İslâm Ansiklopedisi. C. 37. İstanbul: TDV Yay. 521-522.

Koçak, İsmail (hzl.) (2011). Rebabnâme, Hz. Sultan Veled. (çev. Niğdeli Hakkı Eroğlu). (akt. A. Güneysel). Konya: T.C. Konya Valiliği İl kültür ve Turizm Müdürlüğü Yay. 

Ocak, Fatma Tulga (1988). "Sultan Veled'in Rebâb-nâme'si". Erdem, 5 (11): 541-592.

Radloff, Friedrich Wilhelm (1889). Über Alttürkische Dialekte: Die Seldschukische Verse im Rebâbnâmeh. St. Petersburg.

Atıf Bilgileri


AVŞAR, Ziya. "REBÂB-NÂME (SULTÂN VELED)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/rebab-name-sultan-veled. [Erişim Tarihi: 21 Aralık 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
2 [İBTİDÂ-NÂME / VELED-NÂME / MESNEVÎ-İ VELEDÎ] (VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
3 [İNTİHÂ-NÂME / MESNEVÎ] (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
4 MA’ÂRİF (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
5 CÂMASB-NÂME (ABDÎ) Abdî, Mûsâ Prof. Dr. Müjgân Çakır
Görüntüle
6 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Görüntüle
7 RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Öğretmen Ece Ceylan
Görüntüle
8 NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz Doç. Dr. Recep Uslu
Görüntüle
9 DÎVÂN (ADLÎ) Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM
Görüntüle
10 DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
11 DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
12 DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) Âfitâbî Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
13 DÎVÂN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Doç. Dr. Osman Kufacı
Görüntüle
14 HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle