- Yazar Biyografisi (TEİS)
Eşrefoğlu, Abdullah - Madde Yazarı: Dr. Abdullah Bağdemir
- Eser Yazılış Tarihi:852/1448
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Tekke Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:21/02/2022
MÜZEKKİ'N-NÜFUS (EŞREFOĞLU, ABDULLAH)
dinî-tasavvufî ahlaki eserEşrefoğlu, Abdullah (d. 754/1353? - ö. 874/1469)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Müzekki’n-nüfûs, Abdullah bin Eşref bin Muhammed, Eşrefoğlu Abdullah-ı Rûmî, İznikli Eşrefoğlu Rûmî, Eşrefoğlu, Eşrefzâde, Rûmî, İznikî (d. 754/1353? ö. 874/1469) tarafından yazılan dinî-ahlaki eser. Müzekki’n-nüfûs, Kadiriye tarikatı kollarından Eşrefiye şubesi kurucusu İznikli Eşrefoğlu adıyla bilinen Abdullah bin Eşref bin Muhammed tarafından 852/1448 tarihinde Eski Anadolu Türkçesiyle yazılmış, mensur olmakla birlikte yer yer manzum kısımlar da içeren, sufi ahlakı ve süluk adabının anlatıldığı bir tasavvuf kitabıdır. Sufi ahlakı ve süluk adabı için nefis tezkiyesi gereklidir. Müzekki’n-nüfûs, “nefisleri arıtıcı” demektir. Arapça tamlamanın ilk sözcüğü olan müzekkî, zekiye (zekâ, zekât) kökünden “tezkiye eden, arıtan, temizleyen” anlamına gelir; nüfûs ise “nefs”in çoğuludur ve “nefisler” demektir.
Eşrefoğlu Abdullah, kitabına nefsin tasviriyle başlar ve nefsi dört kısma ayırır: Birincisi, insanı sıradan hayvanlık derekesinde bırakan, her türlü kötülüğe ve sapkınlığa sürükleyen “nefs-i emmâre”dir. Başka bir deyişle nefs-i emmâre, nefsin kötülüğü emreden mertebesidir ve emmâre, mübalağa ile emredici yani çok buyurucu ve buyurduğunu yaptıran anlamına gelir. İnsana seyyi’âtı (kötülüğü) emreden nefis ve şehvetidir. Nefs-i emmârenin sıfatı her şeye meyyal olan kötü ve çirkin huylardır. Nefs-i emmârenin yaramaz ve çirkin huyları heva, gazap, şehvet, hırs, buhl, ucb ve kibirdir. Eşrefoğlu’na göre “İnsanda kemal odur ki nefsinin ayıplarını bile ve onu ahlak-ı rediesinden döndürüp ahlak-ı hamide ile huylandıra”. İkincisi insanı sıradan hayvanlık derekesinden çıkarıp kötülüğe ve sapkınlığa sürükleyen fikir ve davranışlarından vicdani rahatsızlık duymasını sağlayarak bunları levm etmesine, kınamasına vesile olan “nefs-i levvâme”dir. Başka bir deyişle nefsin kötülüğü levm eden mertebesi nefs-i levvâme’dir ki “kötülüğü kınayan nefis” anlamına gelir ve levvâme, pek levm edici, pek kınayıcı demektir. Yapılan kötü bir işten dolayı kişiyi ayıplayacak ve kınayacak nefistir. Kötülüğü yaptıktan sonra ortaya çıkan vicdan rahatsızlığıdır. Nefs-i emmârenin yaramaz huylarını terk edip kurtulmak mertebesidir. Üçüncüsü kötülükten kurtulup kendi hatalarını görerek iyiliğe yönelmiş kişinin artık Allah’tan ilham almaya başladığı “nefs-i mülhime”dir. Başka bir deyişle ilham edici nefs ki nefs-i mülhime “esinlenici nefis” adıyla anılır. Kalbe feyz suretiyle ilka ve telkin eden Cenab-ı Hak’tır. Bu mertebede nefis, Rabbanî ilhamlar ile müşerref ve münevver olur. Zihin ve kalbe ilka olunan İlahi ilhamlara kavuşur. Bu mertebeye ʿilmeʾl-yakîn (şek ve şüphe etmeden bilme) mertebesi denir ki nefis, her nesnenin gerçeğini Allah’tan aldığı ilhamla bilerek hayrı şerden seçer. Basiret gözüyle Hakk’ı görmek ve batın kulağı açılıp ilham-ı Rabbaniyi işitmek ve Hak’tan gelen ilhamların zevkini bulmak mertebesidir. Dördüncüsü Allah’tan aldığı ilhamla kişinin kalbinin huzur ve sükûna kavuştuğu, şek ve şüpheden kurtulup rahatladığı mertebe olan “nefs-i mutmaʾinne”dir. Başka bir deyişle kalbin ve zihnin bir şeye yatırılıp rahat, sükûn ve itmi’nan üzere olduğu nefs-i mutmaʾinne’dir ki “kesin bilme ile kanmış ve inanmış olan nefis”tir. Buradaki mutmaʾinne, itmi’nan hasıl etmiş, zihnini bir şeye yatırıp rahatlamış demektir. Bu mertebeye ʿayneʾl-yakîn (gözüyle görmüş gibi bilme) mertebesi denir. Bu, sufinin çokça girdiği rüya mertebesidir. Burada şek, vehm ve hayal karanlığı yok olur. Bunun sonucunda ricat-i kahkariyye (mücadele ederek geri çekilme, geri dönüş) düşünülemez. Nefs-i mutmaʾinnenin iyi ve güzel huyları şunlardır: Haya, sehavet, şecaat, hilm, tevazu, mürüvvet, kanaat, sabır, şükür. Bundan sonra ise nefs-i mutmaʾinnenin sıfatları olan ve kişinin Allah’tan razı olduğu “râizye”; Allah’ın da o kişiden razı olduğu “marziyye” mertebesi gelir. Son mertebe hakkeʾl-yakîn (doğruluğundan asla şüphe duymadan bilme) adını alır. Sufiyane ahlak ve süluk adabınca bir varlığa ait nitelikleri söylenenlerle ve kanıtlarla işitecek olursak onun hakkında ilmelyakin elde ederiz. Bu nitelikleri bizzat görürsek aynelyakin elde ederiz. Bu nitelikleri nefsimizde yaşadığımız zaman onun hakkında hakkelyakin elde etmiş oluruz. Birincisi akıl ehline, ikincisi bilgi ehline, üçüncüsü irfan ehline aittir. Tasavvufa göre mutlak varlık hakkındaki bilgi bu üç mertebeden geçerek elde edilir. Gerçek bilgi, mutlak varlığı kendi nefsinde yaşayanın bilgisidir.
Nefsin mertebelerini anlattıktan sonra yazar, “kitabın tertibi iki bap üzerine kılındı” (Bağdemir 1997: 40) diyerek kitabın düzenlenişi ve içerdiği konular hakkında okuyucuya bilgi verir.Birinci bapta şu konular yer almaktadır: 1. Dünyayı ve dünya muhabbetini (bildirir) ve muhabbetine sebep nedir?, 2. Dünyanın terkini (bildirir) ve terkine sebep nedir?, 3. Dünyayı sevmenin ziyanı nedir?, 4. Terkinin faidesi nedir ve sebebi nedir?, 5. Dünyanın misali neye benzer?, 6. Bu dünyaya muhip olup dünyalık cemedenlerin misali neye benzer?, 7. Nefs-i emmarenin sıfatları nelerdir?, Ana konuları bu şekilde sıraladıktan sonra alt konulara geçerek fasılların ayrıntısına girer: Fasl: Bahilliği ve sehaveti beyan eder. Fasl: Tevekkülü beyan eder. Fasl: Sabrı beyan eder. Fasl: Gazabına sabr etmek beyanındadır… İkinci bapta ise şu konular işlenmektedir: 1. Bu nefs-i emmareyi nice terbiyet etmek gerektir kim mutma’inneye tebdil ola. 2. Bir şeyhe nice iradet getirip (bağlanıp) mürit olmak gerek?, 3. Tevbe ve teveccüh etmek nice olur?, 4. Nice kişileri şeyh edinmek gerektir?, 5. Şeyhlik mertebesi nedir ve ne makamdır?, 6. Müritlik makamı nedir ve müritliğin şartları ve adapları nedir?, 7. Zikrullaha meşgul olup çile ve halvet çıkarmak nice olur?, 8. Hazret’e kığrılmak (çağrılmak) nice olur?, Bu ikinci ana konunun altında da fasıllar yani alt konular yer alır: Birinci fasl: Açlığı beyan eder. İkinci fasl: Az söylemenin faydasını ve çok yemenin ziyanını bildirir…
Eserin resmî ve özel kütüphanelerde pek çok yazma nüshası vardır: İstanbul Süleymaniye Ktp. Ayasofya. No. 2070, Beyazıt Devlet Ktp. No. 3642, 3697, Ankara Türk Dil Kurumu Ktp. A/143, Konya Asâr-ı Atika Ktp. No. 5452, Bursa Yazma ve Eski Basma Eserler Ktp. Genel No. 1676, 40, 58, 668/1, 670, 1125, 1126, 669/1, Kurşunlu No. 101, Orhan No. 659. TDK kütüphanesinde bulunan A/143 numaralı yazma 281 varaktır ve her varakta 17 satır bulunmaktadır. Eser Arap harfleriyle de birçok kez basılmıştır: 1269, 1281, 1291, 1301, 1302, 1327.
Şairin biyografisi için bk. "Eşrefoğlu, Abdullah", Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/esrefoglu-abdullah
Eserden Örnekler
(21a-2) … Ol hod Caʿfer-i (3) Sâdık zamânı idi. Şimdiki zamân hod Resûl aleyhiʾs-selâmun hicretinden berü sekiz yüz (4) elli iki yıl olmışdur ve bu kitâb bu târîhün mübârek Ramazân ayınun aşr-ı âhirinde cem olmışdur. (5) Pes bize dahı bu zamânda uzlet elbette lâzımdur ve evde epsem oturup halka karışmamak elbette (6) lâbüddür. Eyle olsa ben dahı nazar edüp gördüm ki bu bizüm mürîdlerimizün ve kardaşlarımızun dahı (7) hâlleri bir dürlü dahı oldı. İçlerinde kibr ü kîn ve gaybet ve nifâk ve bühtân çoğaldı ve yalancılar (8) gerçeklerini bozdı, dünyâ şugli ve dünyâ muhabbeti üzerlerine gâlib oldı. Nefs-i emmârenün çirkîn (9) hularıyle hulanmağa başladılar. Gelün işbu huları kon, Allâhdan korkun ve Resûlinden utanun (10) ve meşâyih sırrını hâzır görün deyicek bîhuzûr olur oldılar. Çün gördüm bu kavmün hâlleri (11) bu araya erişdi, ben dahı bunlarun arasından uzlet edüp çıkdum ve kendümi gurbete bırakdum (12) ve bu gurbet içinde dahı avâmlardan niçe işitdüm ve niçe niçe tâs tâs ağuları içdüm (13) ve niçe kerre şefkat göziyle bu hâlleri dönen kardaşlara nazar eyledüm ve bunlarun necâtlarına ve bundan (14) sonra gelen tâliblerün nefs elinden kurtılub matlûba vâsıl olmalarına sebeb ola deyü bu (15) kitâbı sırf Türkî dilince cem eyledüm ki ol kitâbun fâidesi âmm ola ve bu kitâb içinde (16) bazı ehâdîsden ve bazı tefâsîrden ve bazı sahâbe-i kirâm sözlerinden ve bazı meşâyih-i (17) kibâr menâkıblarından ve bazı benüm ahvâlümden kim bunlara münâsib getürdüm söyledüm.
(22a-1) Bu kitâbun tertîbi iki bâb üzerine kılındı. Bâb-ı evvelde dünyâyı ve dünyâ muhabbetini ve muhabbetine (2) sebeb nedür; anı; ve dünyânun terkini ve terkine sebeb nedür; ve dahı dünyâ sevmegün ziyânı nedür; ve (3) terkinün fâʾidesi nedür ve sebeb nedür; ve dünyânun misâli neye benzer? Bu dünyâya muhibb olup dünyâ cem (4) edenlerün misâli neye benzer; ve nefs-i emmârenün sıfatları nedür? anı bildürür. İkinci bâbda bu nefs-i (5) emmâreyi nice terbiyyet etmek gerekdür kim mutmainneye tebdîl ola; ve bir şeyhe nice irâdet getürüp mürîd (6) olmak gerek; ve tevbe ve teveccüh etmek nice olur; ve nice kişileri şeyh edinmek gerekdür; ve şeyhlık mertebesi (7) nedür ve ne makâmdur; ve mürîdlik makâmı nedür; ve müridligün şartları ve âdâbları nedür; ve zikrullâha (8) meşgûl olup çille ve halvet çıkarmak nice olur? Bunları beyân eder; ve Hazrete kığrılmak nice olur? (9) bunları bildürür (Bağdemir 1997: 39-40).
Kaynakça
Aynî, Mehmet Ali (1939). Türk Ahlâkçıları I. İstanbul: Marifet Basımevi. 58-76.
Bağdemir, Abdullah (1997). Müzekkiʾn-Nüfûs, Giriş-Metin-Sözlük. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Bağdemir, Abdullah (2021). “Eşrefoğlu Rûmî’nin Müzekki'n-Nüfûs’u”, Hamza Zülfikar Armağanı. Ankara: TDK Yay. 1435: 103-120.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. 1. İstanbul: Matbaa-i Âmire. 17.
Dalgın, Nihat (1990). Eşrefoğlu Rûmî ve Müzekkiʾn-Nüfûs’unda Bulunan Merfû Hadislerin Tahrîcî. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi
Ergun, Sadeddin Nüzhet (1944). “Eşrefoğlu Rûmî (Abdullah)”, Türk Şairleri. C. 3. İstanbul: Rıza Koşkun Matbaası. No. 90: 1367-1368.
Eşrefoğlu Rûmî (1269). Müzekkiʾn-Nüfûs. İstanbul: Takvîmhâne-i Âmire litografya destgâhı tabı.
Eşrefoğlu Rûmî (1281). Müzekkiʾn-Nüfûs. İstanbul: Kara Hisârî Elhâc Alî Rızâ Efendi taş destgâhı tabı.
Eşrefoğlu Rûmî (1291). Müzekkiʾn-Nüfûs. İstanbul: Bosnavî Elhâc Muharrem Efendi Matbaası.
Eşrefoğlu Rûmî (1301). Müzekkiʾn-Nüfûs. İstanbul: Şirket-i Sahhâfiyye Elhâc Hüseyn Efendi taş destgâhı tabı.
Eşrefoğlu Rûmî (1327). Müzekkiʾn-Nüfûs. İstanbul: Şirket-i Sahâfiyye-i Osmâniyyenin 52 Numerolu Matbaası.
Gölpınarlı, Abdülbâki (1968). “Eşrefoğlu”. Türk Dili. (Halk Edebiyatı Özel Sayısı) C. XIX. Ankara: TDK Yay. 207: 390-393.
Güneş, Mustafa (2006). İznikli Eşrefoğlu Rûmî’nin Hayatı, Eserleri ve Dîvânı. İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı Yay. 76-80.
Kara, Mustafa (1995). Eşrefoğlu Rumi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
Köprülü, M. Fuad (1966). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yay. 295.
Köprülü, M. Fuad (1980). Türk Edebiyatı Tarihi. (hzl. O. F. Köprülü ve N. Pekin). İstanbul: Ötüken Yay. 361.
Köprülü, Orhan (1939). Tarihi Kaynak Olarak XIV ve XV. Asırlardaki Bazı Türk Menâkıbnâmeleri. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi
Kufralı, Kasım (1964). “Eşrefîye”, İslam Ansiklopedisi. C. IV. İstanbul: MEB Yay. 396-397.
Parmaksızoğlu, İsmet (1968). “Eşrefoğlu”, Türk Ansiklopedisi. C. XV. Ankara: MEB Yay. 476-477.
Pekolcay, A. Neclâ ve A. Uçman (1995). “Eşrefoğlu Rûmî”, Türkiye Diyanet Vaḳfı İslam Ansiklopedisi. C. 11. İstanbul: TDV Yay. 480-482.
Uçman, Abdullah (2006). “Müzekkiʾn-Nüfûs” ,Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. C. 32. İstanbul: TDV Yay. 245-246.
Ülken, Hilmi Ziya (1933). Türk Tefekkürü Tarihi II. İstanbul: Matbaai Ebüzziya, Galatasaray İkinci Devre Talebesi Neşriyatı. 263-267.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (EŞREFOĞLU, ABDULLAH) | Eşrefoğlu, Abdullah | Prof. Dr. MUSTAFA GÜNEŞ |
Görüntüle | ||
2 | TARİKAT-NÂME (EŞREFOĞLU, ABDULLAH) | Eşrefoğlu, Abdullah | Prof. Dr. MUSTAFA GÜNEŞ |
Görüntüle | ||
3 | MENÂKIBÜ’L-ÂRİFÎN (EFLÂKÎ) | Eflâkî, Eflâkî Dede, Eflâkî Ahmed Ârifî, Ârifî | Doç. Dr. Mehmet Ünal |
Görüntüle | ||
4 | MEVHÛB-I MAHBÛB (ŞEYHOĞLU) | Şeyhoğlu, Baba Yusuf Sivrihisarî | Araş. Gör. Harun ALKAN |
Görüntüle | ||
5 | MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Taha Orhan |
Görüntüle | ||
6 | TABSİRATÜ’L-MÜBTEDİ VE TEZKİRETÜ-İ-MÜNTEHİ (KONEVÎ) | Konevî, Sadreddin | Doç. Dr. Mevlüt Gülmez |
Görüntüle | ||
7 | KİTÂBÜ’L-MÜNTEHÂ EL-MÜŞTEHÂ ALE’L-FÜSÛS (AHMED BÎCÂN) | Ahmed-i Bîcân, Ahmed Bîcân, Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân, Şeyh Ahmed Bîcân Efendi bin Sâlih Efendi, Ahmed İbnü’l-Kâtib | Dr. Mehmet Bilal Yamak |
Görüntüle | ||
8 | RİSÂLE-İ ZİKRULLAH (AKŞEMSEDDİN) | Akşemseddin, Şemseddin Muhammed | Araş. Gör. Harun ALKAN |
Görüntüle | ||
9 | MİSBÂHU’L-ÜNS BEYNE’L-MA’KÛL VE’L-MEŞHÛD FÎ-ŞERHİ MİFTÂHİ’L-GAYB (FENÂRÎ) | Fenârî, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi | Diğer Edibe Taş |
Görüntüle | ||
10 | ŞERH-İ HADİS-İ ERBÂİN (SOMUNCU BABA) | Somuncu Baba | Prof. Dr. Enbiya Yıldırım |
Görüntüle | ||
11 | ZİKİR RİSÂLESİ/ KELİME-İ TEVHİD ZİKRİ RİSÂLESİ (SOMUNCU BABA) | Somuncu Baba, Hamîdüddîn-i Aksarâyî | Diğer Tuğba Nurlu Ertürk |
Görüntüle | ||
12 | KÂŞİFÜ'L-ESTÂR AN VECHİ'L-ESRÂR (ŞEYH HÂMİD-İ VELÎ) | Şeyh Hâmid-i Velî | Öğretmen TALAT OLGUN |
Görüntüle |