MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM)
Halvetî sülûku
Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân (d. 841?/1437-38? - ö. 901?/1495-96?)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Halvet konusunda Anadolu’da kaleme alınmış ilk Türkçe müstakil eser. Eserin başlığındaki ibare “iyiler için maksûd olan, hayırlılar için yeterli olan” anlamına gelir. Necmeddîn-i Kübrâ’nın (ö. 618/1221) mürîdlerinden Hâssî’nin (ö. 634/1236) halvete dâir es-Selve fî Şerâiti’l-Halve adlı eserinin şerhli bir tercümesi olan eseri ilk olarak Edip Ali Bakı (1953) gündeme getirmiştir. M. Fuad Köprülü’nün Bayramiyye tarikatının özellikleri hakkında okuru Akşemseddîn ve İbrâhîm Tennûrî’nin eserleriyle beraber Münye ve Vahdetnâme’ye yönlendirmesi, eserin Bayramîlik tarihi içerisindeki yerini göstermesi açısından dikkat çekicidir (2014: 459).

Karahisârî eserini dönemin pâdişâhı Fâtih Sultân Mehmed’e ithâf eder (vr. 3a-b). Münye’nin daha sade bir Türkçe ile İstanbul’un fethinden önce tamamlanan edisyonu Çelebi Mehmed’in kızı Selçuk Hâtun’a ithâf edilirken fetihten sonra dili biraz daha ağırlaştırılarak Fâtih’e ithâf edilmesinin sebebi eserin saray kütüphanesine girerek daha çok tanınmasının istenmesi olabilir. Müellifin şu ifadelerinden eserin tercümeden çok bir te’lîf niyetiyle yazıldığı anlaşılır: “…ta’mîm-i ‘â’ide için asıl nüshaya ilhâk edip te’lîfine şurû’ ettim. Beyne’l-i’câz ve’l-itnâb tarîki üzere gittim.” (vr. 5a)

Münye’de kendisine en fazla atıf yapılan eser Herevî’nin Menâzil’idir. Sonrasında Sühreverdî’nin Avârif’i, Akşemseddîn’in eserleri, Necmeddîn-i Dâye’nin tefsiri ve Attâr ile Mevlânâ’nın eserleri gelmektedir. Burada Sühreverdî-Kübrevî geleneğin ağırlığı açıkça görülür. Bunda kaynak eser olan Selve’nin müellifi Hâssî’nin, Kübrâ’nın mürîdi olmasının ve eseri tasarruflarla tercüme eden Karahisârî’nin şeyhi Akşemseddîn’in hem neslen hem de mesleken Şehâbeddîn Sühreverdî ile irtibatlı olması yanında , eserin ana konusunu teşkil eden halvet üzerinde en çok duran tarikatların Sühreverdiyye ve Kübreviyye olmasının da payından bahsedilebilir.

Eser, Osmanlı Devleti’nin entelektüel anlamda ivme kazandığı II. Murâd ve Fâtih Sultân Mehmed dönemlerinde -fetih öncesi ve sonrası iki edisyonu olduğu düşünülürse- İznik ve İstanbul gibi dönemin önde gelen ilim merkezlerinde Eski Anadolu Türkçesi ile üretilmiş bir metindir. Dolayısıyla eserin, Türkçenin Anadolu’da tasavvufun dili hâline gelmesindeki katkısı yadsınamaz. Eserin doğrudan muhatapları konumundaki tasavvuf muhibleri ve özellikle tasavvufî eğitime tâlib olanlar açısından düşünüldüğünde Arapça-Farsça bilmeyen, medrese eğitimi almamış sıradan kimselerin tasavvuf yoluna sülûk etmelerinde payı olmalıdır. Nitekim Bayramiyye’nin özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda Anadolu’da  yaygın olduğu bilinmektedir. Tarikatın halka bu denli nüfûz edebilmesinin altında şüphesiz Münye gibi Türkçe eserlerin önemli payı vardır.

Münye, üslûbu ve duru Türkçesiyle ön plana çıkar. Eser mensûr tarzda kaleme alınsa da Türkçeyi Yûnus Emre (ö. 720/1320 [?]) ve Garîbnâme müellifi Âşık Paşa (ö. 733/1332) (Erünsal 2018: 22, Bilgin 2012) gibi ustalıkla kullanan bir şâir olan müellif Münye’ye, cümle aralarında anlamı kuvvetlendirip zihinde daha kolay kalmasını sağlayacak çok sayıda manzûme eklemiştir. Eserde kullanılan dil ve üslûb, Münye’den yaklaşık yedi sene sonra kaleme aldığı Vahdetnâme ile benzeşir. Münye daha duru ve halk diline yakın bir Anadolu Türkçesiyle yazılmıştır. Münye’de Arapça ve Farsça ibâreler Vahdetnâme’ye göre daha az olduğu gibi, Eski Anadolu Türkçesine ait kullanımlar da daha fazladır.

Münye, Sühreverdî-Kübrevî tasavvuf geleneğini Anadolu’ya taşımasıyla Anadolu tasavvuf tarihinde önemli bir yer işgal eder. Bu eser ve bir parçası olduğu Türkçe tasavvufî telif-tercüme hareketleriyle Horasan ve Bağdat menşeli tasavvufî gelenekler dönemin Anadolu toplumuna uygun bir dille sunulmuş, özellikle Arapça-Farsça bilmeyen sıradan insanların tasavvuf ilminin birikiminden istifade etmelerinin önü açılmıştır. Karahisârî’nin bu eserle katkı sağladığı bir diğer önemli nokta, yeni teşekkül etmekte olan ve Anadolu’da, Anadolulu sûfîler tarafından kurulan ilk yerel tarikat konumundaki Bayramiyye’nin âdâb ve erkânının oluşmasıdır. Sühreverdiyye’den neş’et eden Safeviyye’nin bir kolu konumundaki Bayramiyye, seleflerini takip ederek halveti tarikatın ana umdeleri arasına almış, Karahisârî de Münye’siyle halvetin neden ve nasıl yapılacağını, şartlarını, faydalarını ve tehlikeli noktalarını bu yeni teşekkül eden tarikatın mevcut ve müstakbel talibleri için Türk dilinde izah ederek tarikatın Anadolu’da kökleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Münye’nin dünya kütüphanelerinde çok sayıda yazma nüshası bulunmaktadır. Temin edebildiğimiz 19 nüshası İstanbul’da Süleymaniye Kütüphanesi, İBB Atatürk Kitaplığı, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi; Ankara’da Milli Kütüphane ve Türk Târih Kurumu Kütüphanesi; Konya’da Mevlânâ Müzesi ve Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi; Afyon’da Afyon Arkeoloji Müzesi ve nihâyet Kaliforniya’da University of California Kütüphanesi’ndedir. Müellif hattı nüshaya ulaşılamamıştır. Elimizdeki en eski târihli nüsha [Hacı Mahmûd Efendi nüshası] eserin telifinden (857/1453) altı yıl sonrasına (863/1458-9) tarihlidir. Nüsha sayısının çok, ayrıca Türkiye ve dünyada çeşitli koleksiyonlara dağılmış olması eserin kültür çevrelerinde dolaşımda bulunmasının bir kanıtıdır. Eser üzerine yapılan ilk akademik çalışmalar ise Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde yapılan yüksek lisans tezleridir (Akbaş 1996, Sözbilici 1996, Gedik 1998, Topal 2000).

Müellifin biyografisi için bk. “Adurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/abdurrahim-abdurrahim-karahisari

Eserden Örnekler


1. Pes, bana bâ‘is oldu; hamiyyet-i İslâmiyye ve uhuvvet-i dîniyye ki beydâ-i nakıyye, semha-i hanefiyye dînin livâsın ref‘ eyleyem. Tâife-i sûfiyye-i nûriyye-i safiyye tarafından bedgümânı def‘eyleyem. Husûsan dîn edebinde eazz-i ihvân ve yakīn talebinde ehass-ı şürekâ ve hullân talep ettiği bir risâle cem’ ettim ki Muvaffak b. Mecd-i Hâssî’nin Selve adlı kitabının tercümesidir. Ve dahi münâsebetle nice fevâide müştemil ola. Esrâr-ı tarîkat onda beyân olmuş ola. Ve şerâit-i halvet bazı fevâid ile şerh ve ıyân olmuş ola. Hakîkat arûsunun yüzünün kınâ‘ı mekşûf olmuş ola. Ve nefs hevâcisi ekser mekâyidiyle mevsûf olmuş ola.

2. Hısn-ı İstambûl’u ol yıl kim bu şâh, Feth idüp kıldı sanem ehlin tebâh. Nakş-ı ter yazıp ko nokta ra’sına, Bulasın bî-şüphe târîhine râh. Ne yılda feth kılmıştır o şehri şâh-ı bî-hemtâ, Bilir târîhimizi bîkem sayan, târihimiz kem tâ.

3. Ehl-i kerem sehâsı metâ‘ ile mâl olur, Cân vermek ehl-i cûde begāyet kemâl olur.

4. Hazret-i Rasûlullah sallallâhualeyhivesellem eydür, “Müflis kimdir bilir misiz?” Eyittiler, “Ya Rasûlallah bizim aramızda müflis oldur kim dünyâsı olmaya.” Rasûl hazreti aleyhisselâm eyitti, “Benim ümmetimden müflis oldur kim kıyâmet gününde namazla ve oruçla ve zekâtla gele, ammâ kime söğmüş, kimin malın almış ve kimi döğmüş ve kimin kanın dökmüş ola. Pes, onu tutalar hak ıssılarına, hakkın alıvereler. Sevâbından alalar. Sevâbı tükense üzerine günâh yükleteler. Ondan sonra cehenneme bırakalar.”

5. Ni‘metlerinin bazına ne dille şükreyleyem, Eylüklerin defterin ne akılla fikreyleyem. Firdevs bağıdır kapın, bî-had atânın kevseri, Dâim akar, vasfın onun ben nicesi zikreyleyem (Karahisârî: 1b-128b).

Kaynakça


Akbaş, Hurşit (1996). Minyetü’l-Ebrar ve Gunyetü’l-Ahyar: Metin-sözlük (1b-31a). Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi.

Bakı, Edip Ali (1953). Mısırlıoğlu Abdurrahim Karahisari. Afyon: Yeni Matbaa.

Bilgin, A. Azmi. “Vahdetnâme”. İslâm Ansiklopedisi. Erişim 23 Temmuz 2019. https://islamansiklopedisi.org.tr/vahdetname

Erünsal, İsmail E. (2018). Edebiyat Tarihi Yazıları: Arşiv Kayıtları, Yazma Eserler ve Kayıp Metinler. İstanbul: Dergâh Yay.

Gedik, Sadi (1998). Münyetü’l-Ebrar ve Gunyetü’l-Ahyâr Metin - Sözlük (62b-92b). Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi.

Karahisârî, Abdurrahim. Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr. İstanbul: İBB Atatürk Kitaplığı. Belediye Yazmaları. 1219. 1b-128b.

Köprülü, M. Fuad (2014). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. İstanbul: Alfa Yay.

Orhan, Abdullah Taha (2019). “Yeni Bulgu ve Yorumlar Işığında Akşemseddîn’in Halîfesi Abdurrahim Karahisârî’nin Biyografisi”. UMDE Dini Tetkikler Dergisi 2/2 (Aralık): 43-74.

Orhan, Abdullah Taha (2020). "Anadolu’da Tasavvufun Yerelleşmesi: Abdurrahim Karahisârî ve Münyetü’l-ebrâr ve gunyetü’l-ahyâr İsimli Eseri Örneği". Eskiyeni / 41 (Eylül): 679-702.

Sözbilici, Şaban (1996). Minyetü'l-Ebrar ve Gunyetü'l-Ahyar, metin-sözlük (31a-62b). Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi.

Topal, Erol (2000). Münyetü’l-Ebrar ve Günyetü’l-Ahyar. Yüksek Lisans Tezi. Kahramanmaraş: Sütçü İmam Üniversitesi.

Atıf Bilgileri


Orhan, Abdullah Taha. "MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/munyetu-l-ebrar-ve-gunyetu-l-ahyar-abdurrahim. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Görüntüle
2 VAHDET-NÂME (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Prof. Dr. Mehmet Sarı
Görüntüle
3 RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Öğretmen Ece Ceylan
Görüntüle
4 MENÂKIBÜ’L-ÂRİFÎN (EFLÂKÎ) Eflâkî, Eflâkî Dede, Eflâkî Ahmed Ârifî, Ârifî Doç. Dr. Mehmet Ünal
Görüntüle
5 MEVHÛB-I MAHBÛB (ŞEYHOĞLU) Şeyhoğlu, Baba Yusuf Sivrihisarî Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
6 TABSİRATÜ’L-MÜBTEDİ VE TEZKİRETÜ-İ-MÜNTEHİ (KONEVÎ) Konevî, Sadreddin Doç. Dr. Mevlüt Gülmez
Görüntüle
7 KİTÂBÜ’L-MÜNTEHÂ EL-MÜŞTEHÂ ALE’L-FÜSÛS (AHMED BÎCÂN) Ahmed-i Bîcân, Ahmed Bîcân, Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân, Şeyh Ahmed Bîcân Efendi bin Sâlih Efendi, Ahmed İbnü’l-Kâtib Dr. Mehmet Bilal Yamak
Görüntüle
8 RİSÂLE-İ ZİKRULLAH (AKŞEMSEDDİN) Akşemseddin, Şemseddin Muhammed Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
9 MİSBÂHU’L-ÜNS BEYNE’L-MA’KÛL VE’L-MEŞHÛD FÎ-ŞERHİ MİFTÂHİ’L-GAYB (FENÂRÎ) Fenârî, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi Diğer Edibe Taş
Görüntüle
10 ŞERH-İ HADİS-İ ERBÂİN (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba Prof. Dr. Enbiya Yıldırım
Görüntüle
11 ZİKİR RİSÂLESİ/ KELİME-İ TEVHİD ZİKRİ RİSÂLESİ (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba, Hamîdüddîn-i Aksarâyî Diğer Tuğba Nurlu Ertürk
Görüntüle
12 KÂŞİFÜ'L-ESTÂR AN VECHİ'L-ESRÂR (ŞEYH HÂMİD-İ VELÎ) Şeyh Hâmid-i Velî Öğretmen TALAT OLGUN
Görüntüle
13 RİSÂLE-İ TEVHÎD (MARMARAVÎ) Marmaravî, Ahmed Şemseddin, Yiğitbaşı Velî Prof. Dr. AHMET ÖGKE
Görüntüle