- Yazar Biyografisi (TEİS)
Hüdâyî, Azîz Mahmûd - Madde Yazarı: Prof. Dr. Ali NAMLI
- Eser Yazılış Tarihi:?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:17. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:23/06/2022
MECÂLİS (CÂMİU’L-MECÂLİS, MECÂLİS-İ VA‘ZIYYE, NASÂYİH VE MEVÂİZ, MECÂLİS Fİ’L-MEV‘İZE, MEVLİD-İ ŞERÎF VE Mİ‘RÂCİYYE)
tasavvufî tefsirHüdâyî, Azîz Mahmûd (d. 948/1541 - ö. 1038/1628)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Müellifin vaaz ve irşad meclisleri için Arapça hazırladığı tefsir notlarının Türkçe takriri. Hüdâyî’nin vaaz/tefsir meclislerinde bulunan bazı müridleri ve sevenleri notlar tutmuşlar, yetişebildikleri kadar kaydetmişler, daha sonra tuttukları notları düzenleyerek bu türden eserleri meydana getirmişlerdir. Bu eserler genellikle Hüdâyî’ye nisbet edilmişse de aslında onun kaleminden çıkmamıştır. Konuşan ve anlatan Hüdâyî olduğu için eserlerin ona nisbeti bu açıdan doğru olsa da notu alan, kaydı tutan ve bunları kompoze edip yazıya geçirerek derleyenlerin rolünü, etkisini ve katkısını göz ardı etmemek gerekir.
Bu tür eserlerde bulunan toplam meclis ve tefsir sayısı Arapça tefsir meclislerine ve metinlerine göre hacim ve sayı bakımından oldukça azdır. Tekrarlar ve tedahüller bir tarafa bırakılacak olursa toplam yüzden fazla mecliste yüzden fazla âyetin tefsiri yapılmıştır. Bu tür Türkçe eserler Hüdâyî’nin vaaz takrîri, irşad metodu, kullandığı dil ve üsluptan izler taşımaktadır. Arapça metinlerde olduğu gibi çok sayıda hikâye ve menkıbeye de yer verilmiştir.
1- Câmiu’l-mecâlis
Hüdâyî’nin otuz yıl kadar hizmetinde bulunmuş olan müridlerinden Mahmûd b. Mehmed Tokadî (Tokatlı Mahmud Dede) tarafından Hüdâyî’nin vaaz ve irşad meclislerinden derlenerek oluşturulmuş bir eserdir. Hüdâyî adına değil, derleyen adına kayıtlıdır. Baş tarafları Hüdâyî hayattayken yazıya geçirildiği anlaşılan eserin onun tavsiyesiyle veya bilgisi dahilinde kaleme alındığına dair bilgi bulunmamaktadır.
Tokadî bu eseri zâhir ve kesbî ilimlerde behresi olmayan, Hüdâyî’nin Arapça eserlerini anlama gücü ve imkânı bulunmayan bazı samimi dostlarının rica ve talebi üzerine kaleme aldığını, Hüdâyî’nin meclislerinden istifâde ettiği ve dinlediği hususları âlimden sıradan insana, okuma bilenden ümmîye kadar okuyan ve dinleyen herkesin o meclislerin güzelliklerinden mahrum kalmaması için açık bir Türkçe ile yazdığını ifâde eder (vr. 2a).
Mahmud Dede tâliplere kolaylaştırmak için mânâ bakımından anlaşılması zor olan ıstılahları ve lafızları terk ettiğini, asla seci ve kāfiye gözetmeyip Hüdâyî her ne üslûb ile beyân ettiyse ve kendisi ne şekilde duyduysa aynen onu naklettiğini söylemektedir. Nâdiren de olsa uygun düşen yerlerde gönlüne doğan ve Allah tarafından yazılması ilham edilen bazı faydası çok ilavelerde bulunduğunu belirtse de (vr. 2b) eserin son taraflarında Mahmud Dede’nin ilavelerinin arttığı söylenebilir.
Kırk meclisten oluşan eserin son meclisi diğerlerine göre hayli uzundur. Tesiri daha çok olsun diye her meclisin sonunda Hüdâyî’den uygun birer ilâhî zikredilmiş, meclislerde de zaman zaman Hüdâyî’nin ve başkalarının şiirlerine yer verilmiştir. Üç yazma nüshasını (İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 10 ve 581; Süleymaniye Ktp. Reşid Ef., nr. 561) tespit eden Ali Namlı'nın eseri neşretme çalışmaları sürmektedir.
2- Mecâlis-i Va‘zıyye
Hüdâyî’nin Üsküdar Mihrimah Sultan Câmii’nde perşembe günleri yaptığı vaaz/tefsir meclislerini müridlerinden Müftîzâde Hibetullah b. Abdurrahman derleyip kaydederek bu eseri oluşturmuştur. Eser kütüphane kayıtlarında Mecâlis-i Va‘zıyye adıyla geçse de Müftîzâde Hibetullah eser hakkında sadece Mecâlis ismini kullanmaktadır. Eserin başına yazdığı giriş yazısında şeyhi Hüdâyî’nin meclislerini cem‘ ve tertip ettiğini, mukaddimede ise mezkur camide Hüdâyî’nin perşembe günleri gerçekleştirdiği vaaz meclislerinde ondan sâdır olan sözleri yazıya geçirdiğini, ancak bunu anlayabildiği, kaydedebildiği ve işitebildiği kadarıyla yaptığını belirtir. Müftîzâde, Hüdâyî’nin sözlerini Türkçe olarak yazmakla beraber kendisi meclislerin başına Arapça olarak hamd ve salât, sonuna ise duâ ve dilek cümleleleri eklemiştir. Meclisler için tekraren yazılan mukaddime ve Arapça girişler sayfa kenarlarında bulunmaktadır. Her meclis bir âyet ile başlamakta ve tefsiri yapılmaktadır.
Eserin baş tarafında meclislerin, meclislerde tefsiri yapılan âyetlerin ve geçen hikâyelerin fihristi bulunmaktadır. Meclislerin başında bulunan numaralandırmaya göre eserde toplam otuz bir meclis olduğu gözükse de 11. meclisten 17. meclise atlanmıştır. Bu durum aradaki beş meclisin eksik olduğu ya da meclisler numaralandırılırken yanlışlık yapıldığı anlamına gelmektedir. Yazma nüshası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin bölümündedir (nr. 496/1, vr. 1a-65a).
3- Mecâlis
Müftîzâde Hibetullah tarafından derlenip tertip edilen Mecâlis-i Va‘zıyye ile aynı mecmûada ve onun peşinde bulunmaktadır. Eserin başında “Hâzâ Mecâlisü Hazreti’ş-Şeyh Mahmûd Efendi -kuddise sirruhu’l-latîf-” ifadesi yer alır. Bu meclislerin kim tarafından derlenip yazıya geçirildiğine dair bir bilgiye rastlanmasa da önceki eser ile aynı hat ile yazılmış olan bu ikinci eserin de Müftîzâde Hibetullah tarafından derlenmiş olması ihtimali hatıra gelmektedir. Ancak onun derlediği ve tertip ettiği Mecâlis-i Va‘zıyye’den farklı olarak Mecâlis adlı bu eserin meclislerinin başında Arapça giriş ve sonunda dua cümleleri bulunmamaktadır.
Meclislerin başında yazılan sıra numarasına göre eser toplam seksen meclisten/âyet tefsirinden oluşmaktadır. Ancak 31. meclisten 34. meclise atlandığı için 32. ve 33. meclis yoktur. Mecâlis adıyla kayıtlı bu yazma eser, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Osman Ergin bölümündedir (nr. 496/2, vr. 65b-358a).
4- Nasâyih ve Mevâiz
Eserin muhtevası dikkate alınarak bu adla kaydedildiği anlaşılmaktadır. Yazmanın iç kapağına sonradan yazıldığı anlaşılan “Üsküdârî Azîz Mahmûd Efendi’nin te’lîfidir.” ifâdesi gerçeği yansıtmamaktadır. İlk varaktaki “Kutbu’l-aktâb Üsküdârî Mahmûd Efendi Hazretlerinin kürsüde nasihat buyurduklarıdır.” ifadesi ise Hüdâyî’nin takrir ettiği vaaz ve nasihatların başkası tarafından kaydedilip tertip edilerek yazıya geçirildiği şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu yazma nüshada meclislerin başında yer alan numaralandırmaya göre toplam kırk üç meclis bulunmaktadır. Ancak meclisler numaralandırılırken 13 sayısı atlanmıştır. 17. meclisin çoğu eksiktir. Bazı meclisler/sohbetler (2 ve 14, 3 ve 34, 4 ve 35) tamamen veya neredeyse birbirinin aynısı olup yanlışlıkla tekrar yazıldıkları anlaşılmaktadır. Eksik ve mükerrer meclisler düşüldüğünde geriye otuz sekiz meclis kalmaktadır.
Aslında Nasâyih ve Mevâiz müstakil bir eser olmayıp Mecâlis (Osman Ergin, nr. 496/2) isimli eserin yarıya yakınına ait eksik bir nüshadır. Nasâyih ve Mevâiz’de bulunan meclislerin tamamı daha geniş bir eser olan Mecâlis’te de bulunmaktadır. Sadece Mecâlis’te bulunmayan 32. ve 33. meclis bu yazmada 4. meclis (mükerreri 35) ve 36. meclis olarak yer almaktadır.
Yazma nüshası Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp. Hüdâyi Efendi bölümündedir (nr. 266, 237 vr.). Müstensihi belli olmayan bu nüsha Ramazan 1093/Eylül 1682’de istinsah edilmiştir. Nasâyih ve Mevâiz hakkında Safi Arpaguş tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmış, eserin Latin harflerine aktarılan metni, başına eklenen müellif ve eserle ilgili bir giriş ile birlikte Sohbetler adıyla birkaç defa basılmıştır (İstanbul 1995, 2006, 2010, 2017). Yine Safi Arpaguş tarafından eserle ilgili bir tebliğ sunulmuştur.
5- Mecâlis / Mecâlis fi’l-mev‘ize
Bu yazma eser Bayezid Kütüphanesi Veliyyüddin Efendi bölümünde (nr. 1900) Mecâlis fi’l-mev‘ize adıyla kayıtlı iken kaybolmuştur. Araştırmalarımız sonucunda bu yazmanın günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Osman Ergin bölümünde (nr. 681, 109 vr.) Mecâlis adıyla kayıtlı olduğunu tespit ettik. Yazmanın muhtelif varaklarında Veliyyüddin Efendi’nin vakıf mührü ve ilk varakta 1900 rakamı gözükmektedir. Başında “Hâzâ Kitâbü Mecâlisi Üsküdârî Mahmûd Efendi -kuddise sirruhu’l-azîz-” ifadesi (vr. 1b) yer almakta, hâtimesinde ise Mustafa b. Abdülmü’min tarafından 1054 yılı Şevval ayı sonlarında (Aralık 1644) istinsah edildiği belirtilmektedir (vr. 109b).
Bu yazmada toplam yirmi dokuz meclis/âyet tefsiri bulunmaktadır. Bu meclisler Nasâyih ve Mevâiz adlı yazma ile Mecâlis (Osman Ergin, nr. 496/2) adlı yazmada da aynen mevcuttur. Ancak meclislerin sıralamasında ve bazı meclislerde muhtemelen müstensihten kaynaklanan cüz’î farklılıklar vardır. Sonuç olarak bu yazma eser de aslında müstakil ve farklı bir eser değil zikredilen iki yazmanın eksik bir nüshasıdır.
6- Mevlid-i Şerîf ve Mi‘râciyye
Hüdâyî tarafından bizzat yazılmış ve isimlendirilmiş bir eser değildir. Üsküdar Hacı Selim Ağa Kütüphanesi Hüdayi Efendi bölümünde bir mecmua içinde (nr. 262, vr. 7b-15a) yer alan bu Türkçe mensur risâle, aslında müstakil bir eser olmayıp Hüdâyî’ye nisbet edilen Türkçe tefsir meclislerinden bir meclisin istinsâhından ibârettir.
İsrâ sûresinin ilk âyetinin tefsirine dâir olan bu meclis, Mecâlis adlı yazmada 71. meclis olarak aynen yer almaktadır (bk. Osman Ergin, nr. 496, vr. 324a-332b). Mevlid-i Şerîf ve Mi‘râciyye isminin müstensih tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır. Metin tamamen mensurdur ve mevlid konusu ile ilgili hiçbir bilgi içermemektedir.
Yanlışlıkla Hüdâyî’nin Mevlid ve Mi‘râciyye adlı mensûr müstakil bir eseri olarak değerlendirilmiş, hatta neşredilmiştir (İbrahim Aksu, “Aziz Mahmud Hüdâyî Adına Kayıtlı Mevlid-i Şerîf ve Mi‘râciye Risâlesi”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 2009, sayı: 24, s. 81-96; Aziz Mahmud Hüdâyî, Mevlid-i Şerif ve Mi’raciyye, trc. İbrahim Aksu, İstanbul: Hacegan Yayınları, 2012; Külliyyât-ı Hazret-i Hüdâyî (içinde), haz. Muzaffer Ergür-Adalet Çakır, İstanbul: Dergah Yayınları, 2015).
Müellifin biyograifisi için bk. "Hüdâyî, Azîz Mahmûd". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hudayi-aziz-mahmud
Eserden Örnekler
"Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû-żkurû(A)llâhe żikran keśîrâ(n). Ve sebbihûhu bukraten ve asîlâ(n)"
Hak Sübhânehû ve Teâlâ gönlümüz gözün açıvere. Enbiyâ-i izâm zevkınden zevk müyesser eyleyivere. Evliyâ-i kirâm zevkınden zevk müyesser ede. Ulemâ ve sulehâ zevkınden zevk müyesser ede.
Allah Sübhânehû ve Teâlâ Hazreti Kitâb-ı Kerîm’inde buyurur: “Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû” Vahdâniyyet-i Hakk’a i‘tirâf edip tasdik-ı mürselîn edenler, “(u)żkurû(A)llâhe żikran keśîrâ(n). Ve sebbihûhu bukraten ve asîlâ(n)" Allah Sübhânehû ve Teâlâ Hazreti’ni zikredin zikr-i kesîr ile, dahi tesbîh edin sabâhda ve akşamda.
Rabbimiz çok zikr etmekle emretdi. İmdi zikir efdal-i ibâdetdir, mübârek nesnedir. Zikir dahi merâtib üzeredir. Zikr-i lisânî var, zikr-i kalb var, zikr-i sırr-ı kalb var, zikr-i rûh var, zikr-i sırr-ı rûh var. Kula hidâyet-i Rab olıcak zikr-i hâssu’l-hâs mertebesine vâsıl olur devlet ve saâdet.
Bir gün Îsâ Rûhullah -salevâtullâhi alâ nebiyyinâ ve aleyhi ve alâ sâiri’l-enbiyâi ecmaîn- zikrin mertebe-i a‘lâsında iken İblîs -aleyhi mâ yestahikku- gelir ider: “Yâ Îsâ, üzkurullâh”. Hazret-i Îsâ: “İblîs’den ‘üzkurullâh’ demek ne aceb?” diye tefekkür etdi. Meğer o zaman “Îsâ Rûhullâh zikrin mertebe-i a‘lâsında imiş. Ol mertebeye göre zikir bi’l-lisân etmek tedennî imiş. Meğer İblîs’in murâdı o imiş.
Zikir insânı menhiyyâtdan saklar. Zîrâ menhiyyâta sebeb nefs ve şeytandır. Zikr ile içeriden nefis reddolunıcak taşradan şeytân dahi reddolunur. Menhiyyâtı irtikâba sebep kalmaz. Zâkir ma‘sıyetden masûn olur.
İmdi neylerse eyleyigöre kādir olducağı kadar sa‘y eyleyigöre. Çalışıcak edegöre. Zikr etmeğe lâyık lisân tahsîl eyleyigöre.
Şeyh Şiblî -kuddise sirruhu’l-latîf- ider: Bir deryâ kenârında idim. Bir kimse gördüm. Bana der ki: Bu deryâdan geçmek isterim, lâkin gemim yok. Nice geçeceğim bilemem. Şeyh ider: Ben seni geçireyim. Lâkin bir şartla ki ol şartı kabûl edesin. O da: N’ola buyur, dedi. Şeyh eytdi: Benimle deryâya girdikde sen hemân ‘şeyh dediği’ de. Deryâya girdiler. Şeyh zikrullâh ederek, ol kimse ‘şeyh dediği’ diyerek şeyhin ardınca gitdiler. Görse ki şeyh zikrullâh eder, ben dahi zikretsem diye şartı unudub zikretmeğe başladığı gibi hemân deryâya gark olur. Orada şeyh: Ben sana demedim mi? Kendinde zikre liyâkat var sanırsın, der.
Seyyidü’t-tâife Cüneyd -kuddise sirruhu’l-latîf- buyurmuşlar ki: Bir gün gördüm İblîs -aleyhi mâ yestahikku- uryânen beyne’n-nâs gezer. Ben eytdim: Ey zelîl, bu nâsdan hicâb etmez misin ki böyle uryânen gezersin? İblîs eytdi: Hani nâs? Ben bunları etfâlin topu gibi oynadırım. Mescid içinde iki kimse vardır. İşte nâs ıtlâkı onlara sahîhdir. Hergâh ki yanlarına yakın olmak diledikçe tevhîd nûruyla beni şöyle atarlar ki kendim gücile bulurum. Şeyh Cüneyd mescide vardı girdi. Gördü ki bir pîr, bir civân. Başından burka‘ın kaldırıb: Yâ Cüneyd, aceb kişisin. Her işitdiğin gerçek sanırsın, dedi…
İmdi mü’min buraları bilip anladığından sonra kādir olducağı kadar sa‘y eyleyigöre. Çalışıcak eyleyigöre. Fırsat elde iken Rabbimiz tevfîk ve hidâyet eyleye...
(Azîz Mahmûd Hüdâyî, Mecâlis-i Va‘zıyye (drl. Müftîzâde Hibetullah), İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 496, vr. 2b-3b, birinci meclisten alınmıştır.)
Kaynakça
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Mecâlis-i Va‘zıyye. (drl. Müftîzâde Hibetullah b. Abdurrahman). İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 496/1, vr. 1a-65a.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Mecâlis. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 496/2, vr. 65b-358a.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Mecâlis / Mecâlis fi’l-mev‘ize. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 681.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Mevlid-i Şerîf ve Mi‘râciyye. Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdayi Efendi, nr. 262, vr. 7b-15a.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Nasâyih ve Mevâiz. Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp. Hüdâyi Efendi, nr. 266.
Namlı, Ali (2018). “Vaaz ve Nasihat Meclislerinden Tam Bir Kur’an Tefsirine Doğru: Celvetiyye’de Tefsir Dersleri Geleneği”, Osmanlı’da Tefsir Dersi Gelenekleri: Saray-Tekke-Medrese. (ed. Ömer Kara vd.). İstanbul: İlim Yayma Vakfı. 289-314.
Tokadî, Mahmûd b. Mehmed. Câmiu’l-mecâlis. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin, nr. 10.
Arpaguş, Safi (1994). Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin Nasayih ve Mevâiz Adlı Eserinin Hitâbet ve İrşâd Açısından Tahlili. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Arpaguş, Safi (2006). “Azîz Mahmud Hüdâyî’nin Hatiplik-Vâizlik Hizmetleri ve en-Nasâyih ve’l-mevâiz Adlı Eseri”, Üsküdar Sempozyumu III: Azîz Mahmud Hüdâyî Uluslararası Sempozyum Bildirileri, İstanbul. C. I. 101-113.
Yılmaz, Hasan Kamil (2007). Azîz Mahmûd Hüdâyî ve Celvetiyye Tarîkatı. İstanbul: Erkam Yayınları.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN-I İLÂHİYÂT (HÜDÂYÎ, AZÎZ MAHMÛD) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Dr. Murat Ayar |
Görüntüle | ||
2 | VÂKIÂT (ET-TİRÜ’L-MESBÛK EL-MÜŞTEMİLÜ MÂ-CERÂ MİNE’T-TÂİFİ Fİ-ESNÂİ’S-SÜLÛK) (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
3 | MECÂLİS (EL-MECÂLİSÜ’L-VA‘ZIYYE, NEFÂİSÜ’L-MECÂLİS) (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Ali NAMLI |
Görüntüle | ||
4 | CÂMİ’U’L-FEZÂ’İL VE KÂMİ’U’R-REZÂ’İL (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
5 | MİFTÂHU’S-SALÂT VE MİRKÂTÜ’N-NECÂT (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
6 | HÜLÂSATÜ’L-AHBÂR FÎ AHVÂLİ’N-NEBİYYİ’L-MUHTÂR (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
7 | HABBETÜ’L-MAHABBE (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
8 | KEŞFÜ’L-KINÂ’ ‘AN VECHİ’S-SEMÂ’ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
9 | HAYÂTÜ’L-ERVÂH VE NECÂTÜ’L-EŞBÂH (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
10 | EL-FETHÜ’L-İLÂHÎ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
11 | FETHÜ’L-BÂB VE REF’U’L-HİCÂB (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
12 | MECMÛA-İ HUTÂB (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
13 | MERÂTİBU’S-SÜLÛK (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
14 | HÂŞİYE KUHİSTÂNÎ FÎ ŞERH-İ FIKH-I KEYDÂNÎ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
15 | TECELLİYÂT (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
16 | LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) | Mahmud Cemaleddin el-Hulvî | Diğer Özlem Şamlı |
Görüntüle | ||
17 | AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) | Za'îfî, Muhammed | Dr. Necmiye Özbek Arslan |
Görüntüle | ||
18 | KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) | Feyzî-i Kefevî | Prof. Dr. Adem Ceyhan |
Görüntüle | ||
19 | ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) | Iyânî, Cafer Iyânî Bey | Prof. Dr. Osman Ünlü |
Görüntüle | ||
20 | RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) | Kefevî, Hüseyin | ismail Aksoyak |
Görüntüle | ||
21 | ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) | Mustafa b. Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
22 | HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) | Mustafâ b. Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
23 | HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) | Mustafâ bin Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
24 | TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) | Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
25 | KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) | Şikârî | Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür |
Görüntüle |