- Yazar Biyografisi (TEİS)
Alexander Chodzko - Madde Yazarı: Doç. Dr. Fazıl Özdamar
- Eser Yazılış Tarihi:19. yy
- Yazıldığı Saha:Azerbaycan
- Edebiyat Alanı:Âşık Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Farsça
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum-Mensur
- Niteliği:Derleme
- Türü/Formu:Halk Hikâyesi
- Yayın Tarihi:01/02/2022
KÖROĞLU DESTANI (CHODZKO-PARİS NÜSHASI)
halk hikâyesiAlexander Chodzko (d. 1804 - ö. 1891)
ISBN: 978-9944-237-87-1
1830-1841 yıllarında Rusya’nın İran Büyükelçiliği’nde çeşitli görevlerde bulunan Alexander Chodzko tarafından derletilen eser.
Kuzey İran’da ve Hazar Denizi kıyılarındaki Türkler ve diğer hakların sözlü ürünlerinin toplandığı bu eser günümüzde Paris Millî Kütüphanesi’nin Türk Elyazmaları Fondunda, Chodzko’nun kişisel arşiv malzemeleriyle birlikte Suppl. Pers 994-Don 1441 numarada kayıtlıdır. Eserin bir diğer özelliği ise Köroğlu Destanı’nın 13 kolunu barındırmasıdır (Chodzko 1842; İsmayılova 2016:151; Uzun 2017:240).
Köroğlu Destanı’nın ilk kez derlendiği bu eserin orijinal el yazması günümüzde Paris’te bulunduğu için Paris Nüshası adıyla bilinen nüsha, Chodzko tarafından 1842’de Kuzey İran’ın Eşkıya-Âşığı Köroğlu’nun Şiirlerinde ve Maceralarında Bulunduğu Şekliyle ve de Hazar Denizi Kıyılarında Yaşayan Halkların Söyledikleri Türkülerdeki Şekliyle İran Sözlü Şiirinden Örnekler adıyla Londra’da yayımlanmıştır (Chodzko 1842). Bu sayede birçok araştırmacı, Köroğlu Destanı’na erişme fırsatı yakalamıştır. Bu yayınla birlikte Chodzko Nüshası olarak da anılmaya başlayan bu nüshadaki Köroğlu Destanı’nın 13 kolu ayrıca “Koroğlu (Paris Nüshesi)” adıyla Bakü’de yayımlanmıştır (Abbaslı 1997; Abbaslı 2005).
Chodzko’nun bu görevi esnasında 15 Rebiülevvel 1250 [22 Temmuz 1834] Çarşamba günü, Hacı Mirza İskender’in teşebbüsüyle Âşık Sadık’tan derlenen Köroğlu Destanı’nı Mirza Abdülvahap kaleme almış; Hacı Mirza İskender’in çalışanları Mirza Mehdi Gilanî, Hazretkulu Bey ile Yakup Bey de derlemeye tanıklık etmişlerdir. Yazmanın düzenlemesi Mahmut Han Dünbüli Dircuy tarafından yapılmıştır. Dircuy’a göre destan metni düzgündür ancak Türkçe metinde birkaç hata vardır. Mirza İskender bu hataları tespit etmişse de Dircuy bunları düzeltmeye fırsat bulamadığından bahsetmiştir (Abbaslı 2005: 217).
398 sayfa olan orijinal el yazmasında Köroğlu Destanı’nın 13 kolu, “birinci meclis, ikinci meclis” şeklinde adlandırılmıştır. Eserinde bu adlandırmaya sadık kalan Chodzko, bu başlıkları “Kuzey İran’ın Eşkıya Âşığı Köroğlu’nun Macera ve İrticalleri (İran Türkçesinden Çevrilmiştir)” üst başlığı altında “Köroğlu’na Giriş” ve “Köroğlu” başlıkları altında vermiştir (Chodzko 1842: 17-344).
Orijinal el yazması şikeste yazı türüyle yazılan metnin nesir kısmı Farsça, şiirleri ise Azerbaycan Türkçesindedir. Şiir mısralarının altında nispeten küçük harflerle Farsça çevirileri verilmiştir (Abbaslı 2005: 13; İsmayılova 2016: 151).
Chodzko’nun yayımladığı çalışma, giriş ve 13 başlıktan oluşmaktadır. “Giriş” kısmında kitapla ilgili temel bilgiler (VII-X) yer alırken “Köroğlu Hakkında” adındaki ikinci başlıkta ise Köroğlu ve Köroğlu Destanı’yla ilgili bilgiler verilmiştir (3-15). “Köroğlu’nun Macera ve İrticalleri” adlı üçüncü başlıkta Köroğlu Destanı’nın 13 kolu vardır (17-344). Çalışmanın dördüncü başlığı “Astrahan Tatarlarının Popüler Şarkıları” (347-372), beşinci başlığı “Kalmukların Üç Şarkısı” (372-375), altıncı başlığı “Türkmen Şarkıları” (379-398), yedinci başlığı “İran Türklerinin Şarkıları” (401-414), sekizinci başlığı “Farsların Şarkıları” (417-450), dokuzuncu başlığı “Gilanlılar ve Diğerlerinin Şarkıları” (453-504), onuncu başlığı “Rudbarlıların Şarkıları” (504-505), on birinci başlığı “Talışların Şarkıları” (506-510), on ikinci başlığı “Mazenderanlıların Şarkıları” (510-517), on üçüncü başlığı “Metin Örnekleri” (521-581), son başlığı ise “Piyano İçin Düzenlenmiş Dokuz Fars Havası” (583-592)’dır.
Köroğlu Destanı’nın verildiği ilk mecliste Köroğlu’nun takdimi, babası Mirza Sarraf’ın kör edilmesi, atların ortaya çıkışı, yurt edinmeleri, öç almaları ve Mirza Sarraf’ın ölümü anlatılmaktadır. İkinci mecliste Deli Hasan’la giriştiği mücadeleyi kazanan Köroğlu’nun Azerbaycan’a gidip delileri toplaması, Köroğlu’nun deli yığdığını öğrenen Azerbaycan Padişahı’nın teftişinin ardından Rum diyarına göç etmek isteyen Köroğlu’nun Erivan’da karşılaştığı Hüseyin Ali Han’la mücadelesi ve kazandığı savaşın ardından Çamlıbel’e göç etmesi anlatılmaktadır. Üçüncü mecliste Hace Yakup’un Urfa’da görüp resmini çizdirdiği Ayvaz’ı Köroğlu’na bildirmesi, Urfa’ya gidip Ayvaz’ı alan Köroğlu’nun Çamlıbel’e dönmesi anlatılmaktadır. Dördüncü mecliste namını duyup âşık olduğu Köroğlu’na mektup gönderen Sultan Murat’ın kızı Nigar Hanım’ın kendisini İstanbul’dan kaçırmasını istemesi, mektubu okuyan Köroğlu’nun sefere çıkması ve Nigar Hanım’la görüşmesi anlatılmaktadır. Bu kol beşinci mecliste devam eder. Nigar’ın kaçırıldığını öğrenen Bürcü Sultan’ın ordusuyla Köroğlu’nu takip etmesi ve yenilmesi, Çamlıbel yolunda düğün masrafları için Frenk Padişahı’nın oğlunun ordusuna saldıran Köroğlu’nun savaşı kazanması ve Çamlıbel’de toy kurdurması anlatılmaktadır. Altıncı mecliste Kırat’a sahip olmak isteyen Hasan Paşa’nın tertip ettirdiği şölende Kırat’ı kaçıran kişinin mükâfatlandırılacağını ilan etmesi, bu göreve talip olan Keçel Hamza’nın Çamlıbel’e gidip yanlışlıkla Dorat’ı kaçırması, Kırat’a binen Köroğlu’nun Hamza’nın peşinden gitmesi, değirmende Dorat’la Kırat’ı değiştiren Hamza’nın Kırat’ı kaçırması ve âşık kıyafetiyle Rum şehrine giden Köroğlu’nun Kırat’ı alarak Çamlıbel’e dönmesi anlatılmaktadır. Yedinci mecliste ordusuyla Çamlıbel’e gelen Kiziroğlu’nu ağırlamak isteyen Köroğlu’nun Çamlıbel’deki erzakın azalması üzerine kervanlardan haraç almak istemesi anlatılmaktadır. Sekizinci mecliste bir çerçi vasıtasıyla haberleşen Kars Paşası’nın kızı Perizat Hanım ile Köroğlu’nun birbirlerine âşık olmaları, bir falcı kılığında gittiği Kars’ta Perizat Hanım’la görüşen Köroğlu’nun sevgilisini kaçırması anlatılmaktadır. Dokuzuncu mecliste turna eti getirmek için Tokat’a giden Ayvaz ve diğer Delilerin Hasan Paşa’ya esir düşmeleri ve bunu öğrenen Köroğlu’nun, Deliler ve Mustafa Bey’le birlikte Tokat’a gidip Delileri kurtarması anlatılmaktadır. Onuncu mecliste Ayvaz’ın methini duyan Nazar Celali’nin Ayvaz’ı Tercem’e getirmek için Köroğlu’yla savaşmak istemesi, Çamlıbel yakınlarına gelen Nazar Celali’nin Deli Mehter’le görüşmesinin ardından düşüncesinden vazgeçip Köroğlu’na konuk olma isteği, Nazar Celali’nin konukluğu için kurulan şölende kendisine yapılan bir aşağılamayı hazmedemeyen Ayvaz’ın Çamlıbel’den ayrılması ve Çamlıbel dışında karşılaştığı Bolu Beyi ile birlikte Çamlıbel’e gidip Köroğlu’yla savaşmak istemeleri ile bu mücadeleyi kazanan Köroğlu’nun Ayvaz’ı affetmesi anlatılmaktadır. On birinci meclis iki kolu barındırır. İlk kolda Çamlıbel’de Ayvaz’la dövüşüp yaralanan Demircioğlu’nun Köroğlu’nun Ayvaz’a tepki vermemesi üzerine Köroğlu’ndan intikam almak için Çamlıbel’den ayrılıp yanına gittiği Mustafa Bey’den yardım istemesi ve Mustafa Bey’le birlikte Çamlıbel’e gelmesi, Çamlıbel'de Köroğlu’nun Nigar’a okuduğu şiirde Mustafa Bey’i övmesi ve bunu gören Mustafa Bey’in Köroğlu’yla savaşmak yerine dost olduklarını söylemesi anlatılmaktadır. Diğer kolda ise İstanbul Paşası Hasan Paşa’nın Köroğlu’nu öldürtmek için kızı Dona Hanım’la evlendirip ödüllendireceğini söyleyip görevlendirdiği Bolu Beyi’nin Çamlıbel’e gelmesi, Bolu Beyi’ni yenen Köroğlu’nun Bolu Beyi’nin Çamlıbel’e geliş sebebini öğrenmesi ve affettiği Bolu Beyi’yle Dona Hanım’ı evlendireceğine dair söz vermesi anlatılmaktadır. Kol on ikinci mecliste devam eder. Bolu Beyi ile Dona Hanım’ın evlenebilmesi için Bolu Beyi’nin esiri olarak İstanbul’a gitmeyi kabul eden Köroğlu’nun İstanbul’da bir kuyuya hapsedilmesi, rüyasında Köroğlu’nun başının dertte olduğunu gören İsa Balı’nın İstanbul’a gitmesi ve Dona Hanım’ın huzuruna çıkması, İsa Balı’na âşık olan Dona Hanım’ın Köroğlu’nun yerini söylemesi ve bunu öğrenen İsa Balı’nın Köroğlu’nu kuyudan çıkarması ve yapılan mücadeleyi kazanan Köroğlu’nun Çamlıbel’e birlikte geldikleri İsa Balı ve Dona Hanım’ı evlendirmesi anlatılmaktadır. On üçüncü mecliste yaşlandığı düşünen Köroğlu’nun önce Şah Abbas’ın yanına İsfahan’a, ardından da Mekke’ye gitmek üzere Çamlıbel’den ayrılması, Şah Abbas’ın Köroğlu’nu yakalayan kişiyi ödüllendireceğini ilan etmesi, İsfahan’a yaklaşan Köroğlu’nun Şah Abbas’ın İsfahan’dan kovduğu Almas Han ve Behram Han ile karşılaşması ve misafir olduğu bu kişiler tarafından öldürülmesi, bunu öğrenen Şah Abbas’ın Çamlıbel’den çağırttığı Delilerden Köroğlu’nun savaşmayı bıraktığına dair ettiği yemini öğrenmesinin ardından Almas Han ve Behram Han’ı Delilere teslim edip Çamlıbel’i Ayvaz’a bağışlaması anlatılmaktadır (Chodzko 1842: 17-344; Abbaslı 2005: 13-216).
Eserden Örnekler
Köroğlu ve Kırat’ın Ölümü Kolu (On Üçüncü Meclis)’nun bir kısmı:
Raviler, müdrik tarihçiler bele nagl edirler ki İkinci Şah Abbas, Koroğlu’nun adını, sanını eşidib onu ordusuna serkerde etmek isteyir, Koroğlu buna boyun goymurdu. O deyirdi: “Şahlarda etibar olmaz amma neyleyim ki and içmişem, Safeviler övladının üstüne gılınc çekmeyem.”
Şah Abbas çok israr etdi amma Koroğlu razılaşmadı. Ahır Şah Abbas gezeblenib dedi: “Herkes Koroğlu’nun başını mene getirse onu goşuna serkerde edecem.”
Şah Abbas burada galsın, indi eşit Koroğlu’dan. Bir gün Koroğlu’nun delleyi onun saç saggalını gırhırdı. Dellek işini gurtarandan sonra Koroğlu’ya güzgü verdi. Koroğlu güzgüye bahıb saç saggalını tamam ağarmış gördü. O derinden bir ah çekti. İsa Balı ile Eyvaz Balı da orada idiler. Onlar:
-Ağa, niye bele ah çekirsen? Deye Koroğlu’dan soruşdular.
Koroğlu:
-Niye ah çekmeyim, saç saggalım ağarıb belim de bükülüb. Dedi: Dünyanın her şeyini görmüşem. Ancak üreyimde iki nisgilim galıb. Birincisi övlad sahibi olmadım, ikincisi de budu ki Mekke ziyaretine getmemişem.
Koroğlu ele o saat Delileri yığıb Eyvaz’ı özüne naib teyin etdi. Sonra Delilere dedi:
-Canım, gözüm Delilerim, men daha gocalmışam.
Koroğlu ele oradaca and içdi ki bir daha gılıncı gınından çıharmasın. Sonra mısri gılıncı verib iki terefden mıhlatdı ki bir de gılınc siyrilebilmesin. Koroğlu, Delilerine dedi:
-Men heç şaha, sultana boyun eyib hidmet etmemişem. İran şahı meni çağırıb goşununa serkerde etmek istedi. Ona razılıg vermedim. İndise daha saç saggalım ağarıb belim de bükülüb. Gedirem, bir müddet Safeviler övladı Şah Abbas’ın yanında galam. Sonra Mekke’ye gedib gayıdam, ömrümün son günlerini ibadetle meşgul olam.
Eyvaz Balı dedi:
-Ağa, Delilerle getmek isteyirsen yoksa tek tenha?
Koroğlu dedi:
-Gırat’ı minib özüm getmek isteyirem. İgid Delilerim, Eyvaz’ın canı sizin canınız. İş güce fikir verin. Çemlibel’den yahşı yahşı mugayat olun.
Koroğlu sözünü gurtarıb dedi:
-Canım gözüm Delilerim, hamınız Gazlı Göl’e geder gedib meni oradan yola salıb gayıdarsınız.
Yeddi yüz yetmiş yeddi deli atlandı. Koroğlu da gılıncını bağlayıb Gırat’a mindi. Koroğlu gabagda, Deliler dalda Çemlibel’den çıhdılar. Koroğlu, Çemlibel’in dağlarına seyredib derinden ah çekdi. O, Gırat’ın cilovunu çekib dayandı. Yeddi yüz yetmiş yeddi deli hammı dayandı. Koroğlu, hesret dolu bir sesle dedi:
Yaz olcak erüsün dağlarun garı,
Görünsün gözüme gardaşım dağlar.
Mısri gılıc oynar al gan içinde,
Sende bir gün düşer savaşım dağlar.
Her yana gedende izin izledim,
Çıhıb gedüklerde yolun gözledim,
Ağır gafileler vurub gizledim
Heç kese demedim, sırdaşım dağlar.
Geher, Koroğlu’nun boğazını tutmuşdu. Koroğlu ömründe bir defe de olsun ağlamamışdı. İndi ise özünü sahlayabilmeyib hönkür hönkür ağlamağa başladı. Yeddi yüz yetmiş yeddi deli de Koroğlu’nun halına ağladı.
Koroğlu dedi:
Eyvaz’ınan Çemlibel’e düşdüyüm,
Seylab kimi al şerabın içdiyim,
Galhanınan firuzesin ölçdüyüm,
Altunun, gızılın, gümüşün dağlar.
Koroğlu gözyaşı ahıda ahıda dedi:
Üsküdar’da galaların yapduğum,
Buğur gullarınan kuhin çapduğum,
Sürüsünnen emlik guzu gapduğum,
Yetim gurtlarınan ulaşım dağlar.
Deliler, Koroğlu’ya dediler:
-Ağa, niye bele ah çekirsen? Senin ki dünyada görmediyin kef, lezzet galmayıb.
Koroğlu dedi:
Koroğlu der; bu dünyaya gelmüşem,
Keçen günün men gedrini bülmüşem,
Men anadan olan günü ölmüşem,
Bir atdu, bir gılıc, gardaşım dağlar. … (Abbaslı 2005: 210-212).
Kaynakça
Abbaslı, İsrafil [haz.] (1997). Koroğlu (Paris Nüshesi). Bakü: Ozan Neşriyyatı.
Abbaslı, İsrafil [haz.] (2005). Koroğlu (Paris Nüshesi). 2. Baskı, Bakü: Şark-Garp.
Chodzko, Alexander (1842). "Specimen of the Popular Poetry of Persia, as Found in the Adventures and Improvisations of Kurroglou", the Bandit-Minstrel of Northern Persia, and in the Songs of the People Inhabiting the Shores of the Caspian Sea; Orally Collected and Translated, with Philological and Historical Notes by Alexander Chodzko [Kuzey İran’ın Eşkıya-Âşığı Köroğlu’nun Şiirlerinde ve Maceralarında Bulunduğu Şekliyle ve de Hazar Denizi Kıyılarında Yaşayan Halkların Söyledikleri Türkülerdeki Şekliyle İran Sözlü Şiirinden Örnekler]. London: Printed for the Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland.
İsmayılova, Elza (2016). “Köroğlu Destanı’nın Avrupa Dillerine Çevirisi ve Yayını: Yabancı Araştırmacılar Gözüyle İncelenmesi”, Akademik Bakış Dergisi. S 57, s. 150-165.
Uzun, Enver (2017). “Elyas Muşegyan’ın “Nağmeler” Kitabı (Köroğlu Destanı Üzerine Yapılan Çalışmalar)”, Bolu’dan Türk Dünyasına Köroğlu Çalışmalarının Dünü, Bugünü ve Yarını Uluslararası Çalıştayı, 15-16 Eylül 2017-Bolu, Bildiri Kitabı. İstanbul: AİBÜ BAMER Yay., s. 227-244.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | TECNİSLER | Ali, Göyçeli | Araş. Gör. Dr. Orhan Baldane |
Görüntüle | ||
2 | DÎVÂN (MERÂGÂYÎ) | Dehil-i Merâgâyî | Diğer Çağla YILMAZ |
Görüntüle | ||
3 | HADÂYIKU’L-CİNAN | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
4 | HADÎKA | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ |
Görüntüle | ||
5 | RAVZATÜ’L-ÂDÂB VE CİNNETÜ’L-ELBÂB | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
6 | HAKÂYİKU’L-ENVÂR | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
7 | HADÂYIKU’L-ÜDEBA | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
8 | NİGARİSTAN-İ DARA | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
9 | TECRÜBETÜ’L-EHRÂR VETESLİYETÜ’L-EBRÂR | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle | ||
10 | MAÂSİR-İ SULTANİYYE | Meftun, Abdürrezzâk Dünbülî | Doç. Dr. Çetin Kaska |
Görüntüle |