- Yazar Biyografisi (TEİS)
Bedrî Paşa (Kütahyalı) - Madde Yazarı: Dr. Deniz Aktan Küçük
- Eser Yazılış Tarihi:1290/1874-1875
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Tiyatro
- Yayın Tarihi:20/04/2022
ISKÂT-I CENÎN (BEDRÎ PAŞA)
tiyatroBedrî Paşa (Kütahyalı) (d. 1851/1267 - ö. 1912/1330)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Iskât-ı Cenîn; Kütahyalı Bedrî Paşa tarafından yazılan ve 1290’da (1874-1875) 104 sayfa olarak basılan dört fasıl-dört perdelik facia. 1264’te (1848-1849) İstanbul’da geçen oyun, Hayriye tüccarlarından olan Derviş Bey’in yeğeni Şevki Bey ile evlendirmeyi planladığı kızı Afife Hanım’ın Edirne’nin ileri gelenlerinden Mahmut Bey’in oğlu Hilmi Bey’e âşık olmasıyla karışan olayları anlatır. Annesi Şefika Hanım’la Kâğıthane’ye gezmeye giden Afife Hanım, orada bir beyle karşılaşmış ve iffetli bir kadın olsa da güzelliğinden etkilendiği bu beyle mektuplaşmaya başlamıştır. Afife Hanım’ın bu durumu dadısı Kethüda Kadın’a açtığı bir gece, Şefika Hanım ve Derviş Bey de odaya girerek Hilmi Bey’in mektubunu görür ve özellikle Derviş Bey, soylu ailesinin adına leke sürüldüğünü düşünerek hiddetlenir. Kızına en uygun kocanın yeğeni Şevki Bey olduğuna karar veren Derviş Bey, kızının isteklerini görmezden gelerek ve onu kime istiyorsa ona verebileceğini söyleyerek Afife Hanım’ı hemen Şevki Bey ile evlendirmeye karar verir. Nikâhta keramet olduğuna, evlendikten sonra kızının Şevki Bey’e ısınacağına inanan Derviş Bey, bu evlilik için yaptığı masrafların boşa gitmesini de istememektedir. Afife Hanım’ın Kethüda Kadın vasıtasıyla durumu Hilmi Bey’e bildirmesinin ardından Hilmi Bey’in lalası Hüseyin Ağa, çeşitli hile ve kurnazlıklarla Şevki Bey’i Afife Hanım’la evlilikten vazgeçirmeye uğraşır. Aynı zamanda Hilmi Bey’in komşusu olan Şevki Bey, çapkın, havai meşrep, işrete meraklı, ahlaksız biri olarak tanınmaktadır ve Afife Hanım’la evlenmeyi kabul etmesinin tek nedeni amcasının mirasına konmak istemesidir. Şevki Bey’i kendi konaklarına rakı içmeye çağıran Hüseyin Ağa Afife Hanım’ın bir başkasıyla mektuplaştığının herkes tarafından bilindiğini söyleyerek onu Afife Hanım’dan soğutmaya çalışır. Babasından kendisine kalan paranın yeteceğini, amcasının mirasına ihtiyacı olmadığını düşünen Şevki Bey de Afife Hanım’la evlenme fikrinden cayar. Derviş Bey’in o gün nikâh kıyılacağına dair tezkeresini de Şevki Bey’den gizleyen Hüseyin Ağa, Şevki Bey’in Derviş Bey’in karşısına sarhoş bir halde çıkmasını sağlayarak, amca-yeğeni birbirine düşürür. Şevki Bey’in Afife Hanım’ı istemediğini söylemesi üzerine hiddetlenen Derviş Bey’i teskin edense kızıyla evlenmeye talip olduğunu söyleyen Hilmi Bey olur. Bu esnada, Hüseyin Ağa’nın nikâhı kıymaya gelen hocanın eline bir kese sıkıştırmasıyla Afife Hanım’ın Hilmi Bey’le nikâhın daha münasip olduğu konusunda Derviş Bey ikna edilir. Şevki Bey’in durumu anlaması ve intikam almaya karar vermesiyle perde kapanır. Perde yeniden açıldığında, Afife Hanım’ın Hilmi Bey’le nikâhının üzerinden bir süre geçmiş, bu süreçte Şevki Bey de babasından kalan mirası tüketmiştir. Şevki Bey, gazetelerden Galata piyasasını takip etmekte ve bir sarrafla mali durumunu gözden geçirmektedir. Borçları yüzünden iyice sıkışan Şevki Bey, Mukim Efendi adlı çıkarcı bir dostu yardımıyla Derviş Bey’in mirasına konmak için Afife Hanım’ı öldürmeye karar verir. Bunun için Galata’da muayenehanesi bulunan Doktor Yanni’ye para verir, Doktor Yanni de hamile ve hasta olan Afife Hanım’ı bebeğini aldırmaya ikna eder. Bu esnada borçları yüzünden Şevki Bey tutuklanırken, Afife Hanım da bebeğini aldırırken hayatını kaybeder. Karısının ölümü üzerine Hilmi Bey de dayanamayarak intihar eder. İstanbul’u bırakıp Mekke’ye gitmeye karar veren Derviş Bey, tüm bu felaketin Şevki Bey’in başının altından çıktığına dair Mukim tarafından gönderilen bir mektup alırken, olanca varlığını zaten Hilmi Bey’in üzerine yapmış olduğunu söyleyerek, bu planının beyhudeliğini ortaya koyar.
Iskât-ı Cenîn, Tanzimat Dönemi tiyatrosunda sıkça karşılaşılan “zorla evlilik” eleştirisine yer veren bir oyun olarak Metin And tarafından törelerle ilgili sorunlara değinen, duygusal ve evcil dramlardan biri olarak tanımlanır. Aile reisi baba tarafından kiminle evleneceğine karar verilen kadınların kamusal alana çıkmaya başladığı ve seyir âlemlerinde artık kendi aileleri dışındaki insanlarla karşılaşarak, evlenecekleri kişilere kendilerinin karar vermeye başladığı bir dönemi ortaya koyan oyunda aslında bütün felaketi ortaya çıkaran da birbirini severek evlenmeye karar verenlerin karşısına çıkarılan üçüncü kişilerdir. Bu açıdan oyun, birbirini seven iki gencin birlikteliklerinin engellenmesi, bir araya geldiklerinde ise mutluluğun faciayla son bulması gibi oldukça fazla işlenen bir tema üzerine kurgulanmıştır. Bununla birlikte oyunda köklü, soylu ailelerden gelen Müslüman tüccarlardan oluşmuş bir “zadegân” sınıfı kurgulanmaya çalışıldığı görülür. Para için bütün kötülükleri yapabilir doktor tipi gayrimüslim, Rum tebaadan seçilirken, yoldan çıkmış mirasyedi Şevki Bey başta olmak üzere Müslüman karakterlerin de olumsuz niteliklerle tasvir edildikleri, hatta sevenlerin kavuşabilmesi için Müslüman kadınların namuslarının lekelendiğine dair söylentilerin çıkarılmasına bile izin verildiği fark edilir. Bu söylentiler de dâhil olmak üzere amacına ulaşmak için her yolu mubah gören ve oyunda olayların gidişatını belirleyen Hüseyin Ağa karakteri, bu anlamda Ahmet Vefik Paşa tarafından Dekbazlık, Âli Bey tarafından Ayyar Hamza adlarıyla uyarlanarak Osmanlı kamusuna tanıtılan, Moliére’in Scapin’in Dolapları oyununun Scapin karakteriyle benzerlik göstermekte; İtalyan commedia dell’arte adlı halk tiyatrosundaki Brighella’dan ödünç alınan bu karakter kurnaz, cin fikirli, esprili, kıvrak zekâlı uşak tipini karşılamaktadır.
Yazarın biyografisi için bkz. “Bedrî Paşa, Kütahyalı”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/bedri-pasa-kutahyali.
Eserden Örnekler
Şevki: Ah birader, oralarını açma. Amcamın variyeti beni ihya edecekti. İstanbul’da pek bahtiyar yaşayanlardan olacaktım. Lakin şu gafleti, tedbirsizliği gördün mü? Beni bu saadetten mahrum etti. Şimdi geçmiş ola!
Mukim: Yok efendim, daha geçecek kadar olmadı. Pek esef etmeyiniz. Amcanızın variyetini ele geçirmek sizin için mümkün bir şeydir fakat biraz para sarf etmeli.
Şevki: Aman nasıl olur? Amcam beni reddetti gitti. Hem velev reddetmemiş olsaydı... Şimdi emlakı, variyeti kızına kalır, bundan o yezid Hilmi istifade edecek. Bu nasıl mümkün olur?
Mukim: Acele etmeyiniz. Şimdi nasıl mümkün olacağını size anlatayım. Bakınız amcanıza bir hâl olursa varisi vakıa kendi kızıdır. Lakin o da meydanda olmaz ise varis kim olur? Derviş Bey’in haremi zaten vefat etmedi mi?
Şevki: Evet kızı meydanda olmasaydı varis ben olurdum. Derviş’e benden başka varis yok.
Mukim: Ay bunu uzun uzadıya düşünmeye ne hacet var? Evvela kızın vücudunu ortadan kaldırmaya çalışmalı.
Şevki: Birader buraya kadar ben de düşündüm. Fakat kızın vücudunun izalesine çare güç. Şu kadar var ki işittiğime göre kız hayli zamandan beri hastaymış. Hem de gebe. Hastalık üzerine gebelik gelince bütün bütün vücuttan düşürmüş. Galiba babasından evvel kızı geberecek. Babasının da pek çok vakti yok gibi. O vakit mirasa konarız.
Mukim: Vakıa tasavvurunuz gibi vücut bulsa pek âlâ lakin ya kız ölmezse yahut kız ölür de çocuk meydanda kalırsa varis yine çocuk olmaz mı?
Şevki: Vakıa orası da öyle… Ay şimdi nasıl etmeli? Benim efkârım şu maldan ziyade bir intikam almak. Bir kere intikamımı alsam artık ölsem de gözüm açık gitmez.
Mukim: Beyefendi bendeniz bir şey düşündüm. Hem intikam alınacak hem variyet size kalacak ama biraz tedbirli davranmak lazım gelir.
Şevki: Söyleyiniz bakalım o yol nasıl.
Mukim: Yok bunu kolaylıkla söyleyemem, durunuz bakalım. Bana bundan bir çıkar var mı evvela onu ayırın.
Şevki: Canım hele söyleyiniz de eğer olacak iş ise sizi de meyus bırakmam. Derviş Bey’in Kartal’daki çiftliğini bana vadeder misiniz?
Şevki: Peki, peki, eğer iş yoluna girerse çiftliği size bağışlarım.
Mukim: Şimdi tedbiri dinleyiniz. En muvafık tedbir evvela kızın çocuğunu düşürtmektir. Çünkü çocuk düşünce variyet yalnız kıza kalacak. Kız zaten hastaymış. İhtimal çocuğunu düşürürken ölür. Merama nail olursunuz vesselam.
Şevki: Pekiyi ama kızın çocuğunu nasıl düşürtmeli?
Mukim: Efendim o da kolay. Kıza hangi hekim bakıyorsa onu çağırtırsınız. Herifi parayla itma’ edersiniz. O da kıza çocuğunu düşürmesini teklif eder. Israr eder. Her ne yaparsa yapar. Velhasıl hekim kızı kandırır. Anladınız mı?
Şevki: Vakıa bu iyi tedbir. Pek güzel bulmuşsunuz. Hekimi kandırmak da bir şey değil… Tamam tamam… Lakin bunun intikam neresinde o melun Hilmi’ye yine bir zarar yok.
Mukim: Aman bey, ne diyorsunuz? Bundan daha büyük intikam mı olur? Hilmi’ye bundan müessir daha bir yara mı olur? Evlattan olacak, sevgili karısından, amca kızın variyetinden olacak. Daha nasıl intikam istiyorsunuz? (Hasan Bedreddîn 1290/1874-1875: 71-74).
Kaynakça
And, Metin (2014).Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi. İstanbul: İletişim Yayınları.
Firidinoğlu, Nilgün (2009). Modern Türk Tiyatro Edebiyatında Gayrimüslim Osmanlılar (1874-1912). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.
Hasan Bedreddîn. (1290/1874-1875). Iskât-ı Cenîn. İstanbul.
Şahin, Emir Ali (2021). “Molière’in Scapin’in Dolapları’na Yapılan İki Uyarlamanın Yerlilik Bakımından Karşılaştırılması: Dekbazlık-Ayyar Hamza”. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 11 (22): 45-76.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | BİR GÜNLÜK İKBÂL (BEDRÎ PAŞA) | Bedrî Paşa (Kütahyalı) | Dr. Deniz Aktan Küçük |
Görüntüle | ||
2 | MADAM L'ARŞİDÜK (BEDRÎ PAŞA) | Bedrî Paşa (Kütahyalı) | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
3 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
4 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
5 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
6 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
7 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
8 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
9 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
10 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
11 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
12 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |