HİÇ ( [ABDULLAH] CEVDET)
telif ve tercüme şiirler
Abdullah Cevdet (d. 9 Eylül 1869 - ö. 29 Kasım 1932)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Abdullah Cevdet (Karlıdağ)’ın telif ve tercüme manzumelerden oluşan ilk şiir kitabı. “Cevdet” imzasıyla yayımlanan eserin önsöz niteliğindeki “Bir İki Söz” başlıklı giriş yazısı “İbn-i Ömer Cevdet” imzasını taşımaktadır. Yazar, kudret mertebesinin hiçlik olduğunu göstermek için değil, bu mertebede olduğunu gördüğü için yazdığı şiirlerin tümüne Hiç ismini verdiğini ifade eder. Abdülhak Hâmid Tarhan’ın on sene önce yayımlanan Hep Yâhud Hiç adlı şiir kitabının başlığı ile kendi eserin başlığı arasındaki farka dikkat çekip eserinin/eser adının intihâl olmadığını vurgulayarak eğer böyle bir “hareket-i küstâhânede” bulunmuş ise Hâmid’den kusurunu affetmesini ister. Eserde yer alan tercüme şiirlerin çevirilerinin kendisine ait olmadığını, bu nedenle “hiçlik” durum/hissinin onlara sirayet etmediğini bildirir. On altı manzumeden oluşan eserde ikisi Alphonse de Lamartine’den, biri Alfred de Musset’den ve biri de Parni’den tercüme edilmiş dört şiir bulunmaktadır.

“Sahrâ ‘Âlemi” on dörtlükten oluşur. Şiir öznesi, eğer Tanrı dünyada mesut bir kavim yaratmış ise bu kavmin kırda/çölde oturan bedevîler olduğunu ifade eder. Teessür nedir bilmeyen “sahrâ-nişîn”, daima mesuttur. Bedevîler, felekten zemine inmiş bir melek zümresidir. Sahra halkının günlük yaşamını tasvir eden şiir öznesi; ovalardan gelen kuzu, kuş sesleri, tabiatın güzelliği, erkek ve kadınların günlük işleri üzerinde durur ve tüm bu atmosferi cennet alemine benzetir. Yarın endişesi olmayan, kinden ve dünyanın kederinden uzak tabiat yaşamına mensup köy halkını över. “Sahra” başlıklı şiir ise sahraya yazılmış bir methiye niteliğindedir. 14 mısradan oluşan manzumede şiir öznesi sahraya hitap eder. Sahra; mutluluk, sığınak, bakışları mest, insanı teselli eden, vahdet ve ulviyetin görüldüğü yerdir. Şiirde Abdülhak Hâmid Tarhan etkisi belirgin olmakla birlikte Kemal Özdemir, Abdullah Cevdet'in “Sahrâ ‘Âlemi” şiirinde Recâizâde Mahmut Ekrem ve Cenap Şahabettin etkilerinin de bulunduğunu tespit etmiştir. 

“Rû-nizâr”, “mersiye” türünde kaleme alınmış yedi dörtlükten oluşan bir şiirdir. İlk üç dörtlükte bir tabiat alemi resmedilir; bahar mevsimi, donmuş tabiatı ihya eder, gül bahçesinde her bakışta vicdana tefekkür bahşeden bir gül görünür ve semânın renkli ışıkları, gözyaşı incileri ile süslenen seheri kıskanır. Gül gafilce durmaktayken ya şiddetli yağmur veya aşırı sıcak, o bağın taze yemişi olan gülü dalından ayırıp mahveder. Şiir öznesi, ilk üç dörtlükte tasvir ettiği tabiat alemini ölen bir genç kıza teşbih eder. Dördüncü dörtlükten itibaren ölüye seslenir. Ölen genç kız da gonca gül gibi gençtir; yer ve göğün hayran olduğu bu güzelliği ölüm ateşi yakıp yok etmiştir. Şiir öznesine göre dünya hayatı ölen genç kıza layık değildir; onun hurilerle zevk ve sefa içinde olmasını ister ve kendi teessürünü vurgular. Ölen genç kızı göklerde melek olarak gören şiir öznesi, gözyaşlarıyla genç kızın tabutunu uğurlar.

“Yâdigâr-ı Temâşâ”da tabiat, şair öznenin aşk duygusuyla bütünleşir; sevginin derecesi ve sevilenin yüceltilmesi için bir zemin teşkil eder. Kemal Özer'in  de tespit ettiği gibi mücerret vasıflara sahip sevgili imgesinin anlatımında hem Divan şiirinin hem de tasavvufun kelime kadrosu kullanılmıştır. 64 mısradan  oluşan şiir, serbest müstezad nazım biçimiyle kaleme alınmıştır. Lamartine’den çeviri olan “Akşam’” 10 dörtlükten oluşur. Manzumenin bütününde tabiatı temâşâdan alınan zevk, tabiat unsurlarına sesleniş, tabiatın şiir öznesinin ruh dünyasına etkileri anlatılır. Lamartine'den tercüme edilmiş “Bülbül” şiiri ise beş dörtlükten oluşur. Şiirde bülbülün sesinin tabiata etkisi, nitelikleri ve ruha tesiri ön plana çıkar.

“Bir Kıt’a”, tek dörtlükten oluşur. Şiir öznesi, cisimleşmiş bir nur olarak tanımladığı sevgilinin varlığı karşısında melekleri ve cenneti aklına getiremez. Sevgilinin bakışları karşısında, tabiat da sönüktür. Alfred de Musset’den tercüme olan “Prelüd” altı mısradan oluşur. Eserde yer alan diğer şiirler gibi hissi nitelikler taşıyan bu manzumede ölüm ve mezar tasavvuru yansıtılır. Her mısraı “Girye” ile başlayan “Giryelerim” manzumesi iki dörtlük şeklinde kaleme alınmıştır. Girye, şair öznenin gözlerinin itiyadı, sözlerinin en beliği, ruhunun sesidir. Parni’den tercüme olan “Vedalar” ise serbest müstezad nazım biçimindedir. On bir mısradan oluşan şiir, civarı güzelliklerle dolu bir “sahra evi”ne yazılmıştır.

“Gözlerin”, sevgiliye hitaben kaleme alınmış bir aşk şiiridir. "İnfilâk"ta şair özne kendi gönlüne hitap ederek hüznü bırakıp kâinata bakmasını, neşeli olmasını söyler. Sevdayı sadece bir güzele vermenin isabetli olup olmadığını sorgular; zevki tabiatta araması gerektiğini vurgular. "Yazılmış" ise insanoğlunun dünyaya geliş amacına yönelik düşünceler ihtiva eder. İnsanoğlu aleme yokluğun elinden çıkıp zulüm pençesinde feryat etmek için gelmiştir. Dünyanın bir gam yeri olduğunu vurgulayan şair özne, yardım etmenin insanoğluna Tanrı'dan gelen yüce bir emir olduğunu, bu nedenle insanoğlunun dünyadaki asıl amacının ötekileri irşad etmek olduğunu vurgular. Dokuz beyitten oluşan "Telâki-gâh"ta ise mekân bağlamında şiir öznesinin hayalleri, ümitleri, hüznü, aşk duygusu ve tabiat hayranlığı ön plana çıkar. Eserin son iki şiiri olan "Ey Timsâl-i Bî-Rûh" ve "Diğer", Abdullah Cevdet'in babasına gönderdiği/verdiği fotoğraf arkasına yazdığı dörtlüklerden oluşur. Şiirler, "Muhterem Pederime Takdim Ettiğim Resmin Arkasına Yazılan Kıt'a" ana başlığı altında yer alır. 

24 sayfadan oluşan eser, 1307/1890 yılında Mahmud Bey Matbaası'nda basılmıştır. Eserin bir nüshası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı'nda K.00841/01 demirbaş numarası ile kayıtlıdır.

Yazarın biyografisi için bk. "Abdullah Cevdet". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/abdullah-cevdet 

Eserden Örnekler


YAZILMIŞ

Gelenler âleme yok şüphe ki feryâda gelmiştir

Çıkıp dest-i ademden pençe-i bîdâda gelmiştir


Terakkublar revâdır herkese âsâr-ı sa'yinden

Gelen gerdûne çünkü bes isti'dâda gelmiştir


'Aceb mi olsak âsâr-ı bükâdan tâ ebed mahrûm

Fenâ ki hassen dünyâyı gam abâda gelmiştir


Te'âvün bizlere mâdem ki haktan emr-i âlîdir

Demek nev'-i beşer yek-diğerin irşâda gelmiştir (Abdullah Cevdet 1891: 21-22). 

Kaynakça


[Abdullah] Cevdet (1307). Hiç. Dersaadet: Mahmud Bey Matbaası. 

Özdemir, Kemal (2003). Doktor Abdullah Cevdet’in Edebî Dünyası Abdullah Cevdet’in Şiirlerinin İncelenmesi. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Turan, Taner (2018).1880-1895 Yılları Arasında Yayımlanmış Şiir Kitapları Üzerine Bir İnceleme. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

Atıf Bilgileri


TUNÇ, Saliha. "HİÇ ( [ABDULLAH] CEVDET)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/hic-abdullah-cevdet-tees-1609. [Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 UFAK TEFEK (ABDULLAH CEVDET) Abdullah Cevdet Dr. Mustafa Dere
Görüntüle
2 TULÛÂT (İBN-İ ÖMER CEVDET) Abdullah Cevdet Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
3 TÜRBE-İ MASUMİYET (İBN-İ ÖMER CEVDET) Abdullah Cevdet Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
4 RAMAZAN BAHÇESİ (İBN-İ ÖMER CEVDET) Abdullah Cevdet Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
5 MASUMİYET (ABDULLAH CEVDET) Abdullah Cevdet Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
6 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
7 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
8 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
9 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
10 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
11 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
12 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
13 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
14 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
15 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle