GÜLŞEN-İ TEVHÎD (DÂVUD, HALVETÎ)
tasavvufi mesnevi
Dâvud, Halvetî (d.? – ö. 915/1509)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Mudurnulu mutasavvıf şair Dâvûd-ı Halvetî’nin dinî-tasavvufi ve ahlaki muhtevalı mesnevisi. Şair eserinden Gülşen, Gülşen-i Tevhîd ve Gülşen-i Tevhîd ü Tahkîk olmak üzere üç şekilde bahsetmektedir. Gülşen-i Tevhîd, tevhidin gül bahçesi anlamındadır. Hazırlanan tenkitli metne göre eser 10378 beyitten oluşmaktadır (İslamoğlu2 007).

Gülşen-i Tevhîd ağırlıklı olarak mesnevi nazım şekliyle yazılmıştır. Bununla beraber aralarda, okuyucuyu tekdüzelikten uzaklaştırmak; yeni bir duygu ve coşku hâli meydana getirerek dikkatleri toplamak; kolay ve zevkli bir okuyuş temin etmek amacıyla kaside, gazel vb. şekiller de bulunmaktadır. Eserde mesnevi nazım şekli dışında 43 kaside, 63 gazel (bu gazellerden başka üçer beyitlik üç ve dörder beyitlik dört adet eksik gazel), 4 müstezâd, 9 kıt’a, 40 nazm, 7 rubâî, 2 tuyug (biri musarra), biri 13 diğeri 34 bentlik iki murabba-ı mütekerrir ve 31  bentlik bir mütekerrir müsemmen yer almaktadır. Gülşen-i Tevhîd’de yer alan türler ise tevhîd, münâcât, na’t, salavât-nâme, fazîlet-nâme, etvâr-nâme (etvâr-ı seb’a), nasihat-nâme (pend-nâme), silsile-nâme, medhiye ve mersiye olarak sıralanabilir. Eserde ağırlıklı olarak iki kalıp kullanılmıştır: “Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün” (4462 beyit) ve “Mefâ’îlün Mefâ’îlün Fe’ûlün” (4049 beyit). Bunlar, eserde sırayla kullanılan kalıplardır. Kalıpların değişim nedeni çoğu yerde konu değişiklikleriyle paralellik arz etmekte, farklı kalıplarla esere hareket kazandırılmak istenmektedir. Bununla birlikte nedensiz değişikliklere de sıkça rastlanır.

Gülşen-i Tevhîd, Mudurnu’da -yörenin ziyaret yerlerinden olduğu anlaşılan- Fahreddîn er-Rûmî’nin kabri civarında kaleme alınmıştır. Eser, şairin bizzat belirttiği üzere (10347-10356. beyitler) H. 913 yılının Şevvâl ayının sonlarında (M. 1508 Şubat’ı sonu) tamamlanmıştır. Dâvûd-ı Halvetî, Gülşen-i Tevhîd ü Tahkîk’i yazma sebebini “Güftâr ender-sebeb-i te´lîf-i kitâb” başlığı altında seksen üç beyitle (1259-1341. beyitler) açıklamaktadır. Buna göre; Candaroğulları’ndan İsmail Bey’in kardeşi Kızıl Ahmed (ö.1508’den sonra) Dâvûd-ı Halvetî’ye, tasavvuf büyüklerinin ilk anda tam olarak anlaşılamayan, remizlere dayalı bazı sözlerini içeren bir mektup göndermiş; “müşkilât” ve “esrâr” olarak nitelendirdiği bu sözleri açıklamasını istemiştir. Bunun üzerine Dâvûd-ı Halvetî bir risale yazmış ve bunu Kızıl Ahmed’in huzurunda baştan sona okumuştur. Şairin ifade ettiği üzere -Gülşen-i Tevhîd ü Tahkîk’in ilk şekli ve bir anlamda kaynağı olan- bu risale, nesir hâlinde yazılmış bir özet niteliğindedir. Ayrıca dîbâcesi bulunmayan eserde, belirli bir düzen ve tertip de gözetilmemiştir. Kızıl Ahmed, şairden bu muhtasar risalenin genişletilmesi talebinde bulunmuş, ayrıca böyle bir eser meydana getirmenin hayır dua ile anılmasına vesile olacağını belirterek bu konuda kendisini teşvik etmiştir. Gülşen-i Tevhîd, Kızıl Ahmed’in ve marifet ehli dostlarının yönlendirmesiyle nihayetinde vücut bulmuştur.

Eser muhtevası itibarıyla giriş, konunun anlatıldığı bölüm ve bitiş bölümü şeklinde bir tasnife tâbi tutulabilir. Bu ana başlıklar altında din, tasavvuf, ahlak ve nasihata dair muhtelif pek çok konu bulunmaktadır. Girişte klasik tertipe uygun olarak besmele ile başlanmış, tevhîd, na’t, nûr-ı Muhammedî, dört halife ve dönemin padişahına övgüden sonra şairin müntesibi bulunduğu Halvetiyye tarikatının silsilesi verilmiştir. Dâvûd-ı Halvetî’nin mürşidi Habîb-i Karamânî’nin övgüsünü konu alan bir medhiyeden sonra münâcât, nasihat ve sebeb-i telif kısımlarıyla giriş bölümü tamamlanmıştır. Eserin ana omurgası olan konunun işlendiği bölüm tasavvufi ıstılahların ve bazı sözlerin izahıyla başlamaktadır. Eserin bu bölümünde ele alınan başlıca konular şu şekildedir: Semâ ve ilahi dinlemenin hükmü, nasihat, aşk, tevhid, tasavvuf, kötü ahlak, nefsin mertebeleri, yaratılış hikmetimiz, tarîkat yolcusunun yapması gerekenler (tahâret, uzlet, sâkit olma, zikr-i Hak, oruç, uykuyu terk, tevekkül ve rıza, nefy-i hâtır, rabt-ı kalb, terk-i itirâz), yedi makâm (seyr-i ilallâh, seyr-i lillâh, seyr-i alallâh, seyr-i ma’allâh, seyr-i fillâh, seyr-i anillâh, seyr-i billâh), etvâr-ı dil (sadr, kalb, şegaf, fu’âd, habbetü’l-kalb, süveydâ, mühcetü’l-kalb), ehl-i kesret ve ehl-i vahdet, kendini beğenmenin zararları, makam-mevki düşkünü olmanın zararları, “Ölmeden önce ölünüz.” rivayeti, vahdet, fakirlerin fazileti, Hz. Peygamber’e salavât getirmenin sevabı, besmele, Kur’ân-ı Kerîm (deki bazı sûreler)in, oruç, namaz, zikru’llâh ve cemâate devamın fazileti, cennetteki nimetler ve cemâlullâh. Eserin bitiş bölümü bir münâcâtla başlar, nasihat içerikli bir kısımdan sonra başka bir münâcâta yer verilir. Mesnevi; eserin övgüsü, telif tarihi, yazıldığı yer ve eserin adı hakkında verilen bilgilerden sonra dua ile tamamlanır.

Eserin en önemli özelliklerinden biri kaynaklarının belirtilmesidir. Yararlanılan bu kaynakların başında Kur’ân-ı Kerîm ve hadîs-i şerîfler gelmektedir. Eser baştan sona âyet-hadîsler ve bunların açıklamalarıyla doludur. Ayrıca söze kuvvet katmak ve delillendirmek amacıyla muhtelif şahısların sözlerinden ve eserlerinden de iktibaslar yapılmıştır. Dâvûd-ı Halvetî’nin alıntı yaptığı şahısların başında Hz. Ali ve Sad Kelime’si gelmektedir. Gülşen-i Tevhîd’de ayrıca Bayezid-i Bistâmî (ö.234/M.848), Yahyâ b. Muâz (ö.258/M.871), Cüneyd-i Bağdâdî (ö.297/M.909), Ebû Ali ed-Dekkâk (ö.406/M.1015), Ebû Saîd Ebü’l-Hayr (ö.440/1049), İmâm Gazzâlî (ö.505/1111), Ferîdüddîn Attâr (ö.618/1221), Şihâbeddîn Sühreverdî (ö.632/1234), Muhyiddîn İbnü’l-Arabî (ö.638/1240) ve Fütuhât adlı eseri, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (ö.672/1273), Yunus Emre (ö.721/1321) ve İbn Vefâ (ö.807/1404) adları bizzat verilerek kaynak gösterilen şahıs ve eserlerdir.

Gülşen-i Tevhîd, XVI. yüzyılın başlarında yazılmış Türkçe bir eserdir. Eski Anadolu Türkçesi özellikleri göstermekle beraber Klasik Osmanlı Türkçesi’ne geçilen dönemde telif edilen eser, Arapça-Farsça kelime ve terkipleri de bünyesinde barındırır. Bu şekliyle geçiş devri eseri görünümündedir. Eserde Türkçe’den başka 326 Farsça, 13 Arapça ve 6 adet de Arapça-Farsça mülemma mâhiyetinde beyit bulunmaktadır. Mutasavvıf bir şâir olan Dâvûd-ı Halvetî’nin eserini yazarken gözettiği husus, dinî-tasavvufi öğretilerin geniş halk kitlelerince kolayca anlaşılabilmesidir. Bu nedenle özellikle mesnevi nazım şekliyle yazılan kısımların dil itibarıyla daha sade olduğu söylenebilir. Kaside, gazel vb. nazım şekillerinde ise dil, muhtevaya göre ağırlaşabilmektedir.

Gülşen-i Tevhîd’in yurt içi ve dışında toplam 12 nüshası tespit edilmiştir. Abdülmecit İslamoğlu eser üzerine bir doktora tezi hazırlamıştır (İslamoğlu, 2007). Yayınlanan bu çalışmada dört nüshanın karşılaştırılmasıyla tenkitli metin meydana getirilmiştir. Mesnevide yer alan klasik doğu hikâyeleri de yine aynı yazar tarafından günümüz Türkçesine aktarılarak Gülşen-i Tevhîd’den Hikâyeler (İslamoğlu 2013b) adıyla yayımlanmıştır.

Şairin biyografisi için bk. "Dâvud, Halvetî", Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/davud-halveti

Eserden Örnekler


Güftâr ender-beyân-ı ıstılâhât

Gel evvel istimâ‘ it bu kelâmı

Kim olsun sizlere Hakk’un selâmı


Nedür imdi anı cânıla dinlen

Murâdum ne dinen sözlerden anlan

...

İşbularun her birinden iy ‘azîz

Neydügin maksûd bilüp ilte gör iz


Her birinden bunlarun özge murâd

Var durur anlayı gör ber-infirâd

                                    (İslamoğlu 2013a: 310-311)


Kasîde

Sal iy nâlende şevkıla yine şeh-bâz-ı nâlânı

Ki tâ murgân-ı cân ürküp geçeler zîr ü bâlâyı


Sal imdi nâle şeh-bâzın yine bu gûş-ı cânlara

Geleler tâ ki pervâza kakıcak tabl-ı nagmâyı

...

Cemâlün câmını ârzû ider bu Halvetî hasta

N’ola bir bâdele sora gelüp itsen tesellâyı

                                                    (İslamoğlu 2013a: 400-401)

Kaynakça


Elgin, Necati (1965). “Dâvûd-ı Halvetî’nin ‘Gülşen-i Tevhîd’i”. İ.Ü.E.F. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 13:91-98.

İslamoğlu, Abdülmecit (2007). Dâvûd-ı Halvetî ve Gülşen-i Tevhîd ü Tahkîk’i (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

İslamoğlu, Abdülmecit (2013a). Dâvûd-ı Halvetî ve Gülşen-i Tevhîd’i. Bolu: Bolu Araştırmaları Merkezi Yay.

İslamoğlu, Abdülmecit (2013b). Gülşen-i Tevhîd’den Hikâyeler-Dâvûd-ı Halvetî. Bolu: Bolu Araştırmaları Merkezi Yay.

Atıf Bilgileri


İSLAMOĞLU, Abdülmecit. "GÜLŞEN-İ TEVHÎD (DÂVUD, HALVETÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/gulsen-i-tevhid. [Erişim Tarihi: 02 Mayıs 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 MENÂKIBÜ’L-ÂRİFÎN (EFLÂKÎ) Eflâkî, Eflâkî Dede, Eflâkî Ahmed Ârifî, Ârifî Doç. Dr. Mehmet Ünal
Görüntüle
2 MEVHÛB-I MAHBÛB (ŞEYHOĞLU) Şeyhoğlu, Baba Yusuf Sivrihisarî Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
3 MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Taha Orhan
Görüntüle
4 TABSİRATÜ’L-MÜBTEDİ VE TEZKİRETÜ-İ-MÜNTEHİ (KONEVÎ) Konevî, Sadreddin Doç. Dr. Mevlüt Gülmez
Görüntüle
5 KİTÂBÜ’L-MÜNTEHÂ EL-MÜŞTEHÂ ALE’L-FÜSÛS (AHMED BÎCÂN) Ahmed-i Bîcân, Ahmed Bîcân, Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân, Şeyh Ahmed Bîcân Efendi bin Sâlih Efendi, Ahmed İbnü’l-Kâtib Dr. Mehmet Bilal Yamak
Görüntüle
6 RİSÂLE-İ ZİKRULLAH (AKŞEMSEDDİN) Akşemseddin, Şemseddin Muhammed Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
7 MİSBÂHU’L-ÜNS BEYNE’L-MA’KÛL VE’L-MEŞHÛD FÎ-ŞERHİ MİFTÂHİ’L-GAYB (FENÂRÎ) Fenârî, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi Diğer Edibe Taş
Görüntüle
8 ŞERH-İ HADİS-İ ERBÂİN (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba Prof. Dr. Enbiya Yıldırım
Görüntüle
9 ZİKİR RİSÂLESİ/ KELİME-İ TEVHİD ZİKRİ RİSÂLESİ (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba, Hamîdüddîn-i Aksarâyî Diğer Tuğba Nurlu Ertürk
Görüntüle
10 KÂŞİFÜ'L-ESTÂR AN VECHİ'L-ESRÂR (ŞEYH HÂMİD-İ VELÎ) Şeyh Hâmid-i Velî Öğretmen TALAT OLGUN
Görüntüle