- Yazar Biyografisi (TEİS)
Tutmacı - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ
- Eser Yazılış Tarihi:8 Ramazan 808 / 27 Şubat 1406
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Mesnevi
- Yayın Tarihi:22/09/2022
GÜL Ü HÜSREV (TUTMACI)
âşıkâne mesneviTutmacı (d. ? - ö. 8 Ramazan 808/27 Şubat 1406’den sonra ?)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Tutmacı'nın Attâr’ın aynı adı taşıyan Farsça mesnevisinden tercüme ettiği eseri. Mesnevi Türkçeye çevrilirken asıl metnin muhtevasına sadık kalınsa da yer yer kısaltılmıştır. Eserin Paris nüshasında bulunan telif tarihine göre mesnevi 8 Ramazan 808/27 Şubat 1406'de tamamlanmıştır. Aruzun “mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün” kalıbının kullanıldığı 5499 beyitlik mesnevide Rum kayserinin oğlu Hüsrev ile Hûzistân şahının kızı Gülruh arasındaki beşerî aşk anlatılmıştır.
Eserin Konusu: Rum hükümdarının çocuğu olmaz. Bir cariyesi padişahtan hamile kalır, padişah doğumdan önce sefere çıkar. Karısı da bu bebeğin doğmasını istemez. Cariye çocuğu gizlice dünyaya getirerek ona Hüsrev adını koyar. Çocuğu doğurtan Dâye ve Hüsrev diyar diyar dolaşırken Hûzistân’a gelirler. Kadın saray bahçesinin önüne gelince bayılır. Saray bahçıvanı, Hüsrev’i evlat edinir ve adını Hürmüz koyar. Hürmüz, on altı yaşına gelince güzelliği ve kabiliyetiyle meşhur olur. Hûzistân padişahının kızı Gülruh/Gül, Hürmüz’e aşık olur. Hürmüz önce bu aşka karşılık vermese de o da Gül’e âşık olur. Dadının yardımıyla gizli gizli buluşurlar. Isfahân şahı Gül’le evlenmek ister ve isteği kabul edilmeyince Hûzistân şahı ile savaşır ve onu yener. Ancak Hürmüz’ün yardımıyla ikinci savaşı Hûzistân şahı kazanır. Hürmüz, Rum padişahına elçi olarak gönderilir; kayserle karşılaşınca onun oğlu olduğu anlaşılır ve adı tekrar Hüsrev olur. Hüsrev, Hûzistân’a döndüğünde Isfahân şahının şehre saldırıp, Gül’ü kaçırmış olduğunu görür. Maceralı bir yolculuktan sonra Isfahân’a ulaşır. Şehirde çeşitli yetenekleriyle meşhur olur. Hasta olan Gül’ü tedavi etmek için saraya davet edilir. Sarayda Isfahân şahının kardeşi Cihânefrûz da Hüsrev’e âşık olur. Hüsrev ve Gül, Isfahân şahının sarayından kaçarak Rum kayserinin sarayına ulaşır. Rum sarayında yaşamaya başlayan Hüsrev ve Gül’ü kıskanan Hüsnâ, Isfahân şahının kardeşi Cihânefrûz’a bir mektup yazar. Isfahân şahı bu mektup üzerine iki adamını göndererek Hüsnâ’nın yardımı ile Gül’ü kaçırtır. Gül, bir sandık içerisinde gemiye bindirilir, gemi fırtınada batar ama o kurtulur. Hüsrev, Isfahân şahına elçi gönderir ancak elçiye hakaretler edilir. Bunun üzerine Rum kayseri büyük bir orduyla Isfahân’a gider ve Isfahân şahı yenilgiye uğratılır. Hüsrev, Gül’ü bulamaz ve babasının yanına döner. Gül ise bir ay denizde kaldıktan sonra Türkistân-ı Çîn sahilinde bir balıkçı tarafından bulunur. Gül kendisini rahatsız eden balıkçıyı öldürür ve erkek kıyafetleri giyerek oradan kaçar. Dinlenmek için bir bahçede durur ve orada uyur. Bu bahçe Çîn fağfurunun bahçesidir. Fağfurun kızı, erkek kılığındaki Gül’ü görür ve ona âşık olur. Fağfur, kızının bir erkekle görülmesi üzerine Gül’ü yakalatır ve onun kız olduğu anlaşılır. Bu sefer de fağfur kıza âşık olur ancak karşılık bulamayınca Gül’ü esir olarak tutar. Gül, Kâfûr adlı hizmetkârla Rum sultanına mektup gönderir. Birçok maceradan sonra Gül ve Hüsrev kavuşurlar ve Rum topraklarına dönerek evlenirler. Bir yıl sonra oğulları olur, adını Cihângîr koyarlar. Ancak mutlulukları uzun sürmez. Hüsrev avda bir yılan tarafından öldürülür. Gül de bu acıya dayanamayarak ölür. Rum kayseri altı yıl sonra rahatsızlanır, Cihângîr’i yerine padişah ilan ederek ölür (Solmaz 2007: 4-5).
Gül ü Hüsrev döneminin dil özelliklerini taşır. Bazı duygu tasvirleri ve kahramanların söylediği şiirler dışında anlaşılır bir Türkçeyle yazılmıştır. Eser Eski Anadolu Türkçesinin bütün özelliklerini taşımakta, hatta yer yer Doğu Türkçesinden de izler barındırmaktadır. Eser günümüze göre arkaik hâle gelen kelimeler açısından oldukça değerli bir eserdir. Öyle ki sözlüklerde hiç rastlanılmayan kelimelerin varlığı tespit edilmiştir. Mesnevi, deyim ve atasözü bakımından da oldukça zengindir (Kızıltaş 2018: 98).
Gül ü Hüsrev’in tespit edilebilen üç nüshası bulunmaktadır. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, nu. TY 9862'deki ilk nüshayı tespit eden Agâh Sırrı Levend bu yazma hakkında bir tanıtma yazısı yazmıştır (1960a). Ayrıca Levend, bir makaleyle eserin geniş özetini vermiş ve Attâr’ın eseriyle karşılaştırmış (1959); diğer makalesinde ise metnin dil özelliklerini incelemiştir (1960b). Paris Bibliotheque National, 313 numarada kayıtlı (Blochet 1932: 134) ikinci nüshayı Cihan Okuyucu tanıtmıştır (1996). Üçüncü nüsha ise Medine, Melik Abdülaziz Kütüphanesi, nu. 811/9'da yer almaktadır. Mahmut Şarlı da bu nüshayı tanıtan bir makale yayımlamıştır (2001). Gül ü Hüsrev üzerinde üç doktora çalışması yapılmıştır (Yoldaş 1998; Solmaz 2007; Kızıltaş 2018).
Şairin biyografisi için bk. "Tutmacı". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/tutmaci
Eserden Örnekler
Hikâyet
Hayâl-i yâr anun mûnisi idi
Gül’ün nakşı nedîm-i nergis idi
Kalurdı subh olınca çün sitâre
Ta'accüb ide ol nakş u nigâre
Nice kıldıysa yârânları pendi
Ana pend itmez idi sûdumendî
Dir idi gönline ki nice nice
Salısarsın beni sen pîç ü pîçe
Irag idüp komadun hânumândan
Toyurdun bini uş cân u cihândan
Giderüp elden uş ayahda kaldun
Düşürüp gözden uş yabana saldun
Nasîbün olmadı çün nîg-bahtî
Yiridür sana bu endûh u sahtî
Bunı diyibenün aglar idi zâr
Garîb ü âşık u pür-derd ü bî-yâr
Bu resme dürlü dürlü sâz iderdi
Geh inlerdi vü geh âvâz iderdi
Yürürdi dâyimâ ol şâr içinde
Gülün derdiyle bagrı hâr içinde
Bu resm ile giçürdi rûzigârı
Anı oda yahardı intizârı
Be-gâyet ışķ elinden hastayıdı
Eli açug u gönli besteyidi
Velî her ilm içinde bî-nihâyet
Hünermend idi vü üstâd gâyet
Ne fende söylese erbâb-ı dâniş
Ana koyvirmez idi kimsene diş
Degüldi bir feni ol zü-fünûnun
Kamu âsân idi katında anun
Eger hikmetde kılsa câbılûsı
Söze getürmez idi Câlinûs’ı (Kızıltaş 2018: 402-403)
Kaynakça
Blochet, Edgar (1932). Bibliotheque Nationale, Catalogue des Manuscrits Turcs I. Paris.
Kızıltaş, Maşallah (2018). Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev Mesnevisi (Tenkitli Metin-Bağlamlı Dizin ve İşlevsel Sözlük). Doktora Tezi. Bitlis: Bitlis Eren Üniversitesi.
Levend, Agâh Sırrı (1959). “Attar ile Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev Mesnevileri’’. TDAY Belleten. Ankara: TDK Yay. 161-203.
Levend, Agâh Sırrı (1960a). “Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev Mesnevisi’’. VIII. Türk Dil Kurultayında Okunan Bilimsel Bildiriler 1957. Ankara: TDK Yay. 169-174.
Levend, Agâh Sırrı (1960b). “Tutmacı’nın Gül-ü Hüsrev Mesnevîsinde Dil Özellikleri” TDAY Belleten. Ankara: TDK Yay. 49-77.
Okuyucu, Cihan (1996). “Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev’i’’. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (7): 239-245.
Solmaz, Ali Osman (2007). Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev Adlı Eseri: İnceleme-Metin-Dizin. Doktora Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Solmaz, Ali Osman (2008). “Gül ü Hüsrev’e Yeniden Bakmak”. AÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 15 (38): 41-49.
Şarlı, Mahmut (2001). “Medine-i Münevvere'deki Arif Hikmet Bey Kütüphanesi'nde Bulunan Edebiyatla İlgili Türkçe Yazma Eserler”. İlmî Araştırmalar: Dil, Edebiyat, Tarih İncelemeleri, (11): 99-112.
Yoldaş, Kazım (1998). Tutmacı’nın Gül ü Hüsrev’i (İnceleme-Metin). Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Yoldaş, Kazım (2007). “Tutmacı”. Türk Dünyası Ortak Edebiyatı Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi. C. VIII. Ankara: AKM Yay. 365-366.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | TABÎ'AT-NÂME (TUTMACI) | Tutmacı | Araş. Gör. Fatih UĞUR |
Görüntüle | ||
2 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
3 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
4 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
5 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
6 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
7 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
11 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |