FÂL-I REYHÂN-I SULTÂN CEM (CEM)
manzum çiçek falı
Cem Sultân (d. 7 Safer 864/3 Aralık 1459 - ö. 900/1495)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Cem Sultan’a ait olduğu öne sürülen falname türünde yazılmış manzume. Mesnevi nazım şekliyle ve aruzun "mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün" vezniyle yazılan eser 48 beyittir. Bir çeşit çiçek falı olan manzume, falname türünde yazılmış diğer eserlere göre nispeten farklıdır. Manzumenin hemen başındaki “Bu ezhârın birin kıl dilde ihfâ / Ki sen dimedin ola âşkâr” beytiyle falın tarifi yapılır ve ardından bazı çiçek isimleri sayılır. Buna göre sayılan farklı çiçeklerin birinin gönüldeki niyete göre tutulması istenir. Ardından bu çiçeklerin yorumlanmasıyla gönüldeki sırrın kendiliğinden aşikâr olması beklenir. Eserde ismi anılan çiçekler "gül, gonca, benefşe, karanfül, lâle, nesrin, nergis, reyhân, semen/yâsemîn, sûsen, sünbül, şakâyık, zanbak ve zeymerân"dır (Ersoylu 1997: 207). Adı geçen çiçeklerin yorumu klasik şiir geleneğine oldukça uygundur. Örneğin “Eğer nergis dilerse gönlün iy yâr / Gözi yâdına var ol haste vü zâr” beytiyle gönlünde nergis çiçeği dileyenin falında, sevgilinin gözlerini anarak ağlamanın ve hasta olmanın çıkacağı anlaşılmaktadır. Eser “Değüldür hükm-i gaybı kasdum el-hak / Hemân maksûd olan san’atdur ancak, Ki hükm-i gayba Hak’dur ancak ahkem / Budur söz toğrusı vallahu a’lem” beyitleriyle son bulur. Hemen her fal kitabının sonunda bulunan bu minvaldeki ifadeler, Kur’ân-ı Kerîm’de fal bakmanın yasaklandığı ayete mugayir düşmemek içindir. Bu nedenle manzumenin son beyitlerinde de yapılan işin sadece bir sanat olduğu, gaybı yalnız Allah’ın bileceği vurgulanmıştır.

Metin, Cem Sultân’ın Türkçe Dîvân’ının İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, nu. TY 5474, vr. 58b-60b ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, nu. TY 5547, vr. 109a-111b’de kayıtlı nüshalarında Fâl-ı Reyhân-ı Cem Sultân başlığıyla yer almaktadır. 5547 numaralı nüshada diğerlerinden farklı bir başlıklandırma vardır. “Der-Tevhîd ü Na’t” başlıklı iki beyitten sonra yine iki beyitlik “Der-Tarîk-i Niyyet” başlıklı bir giriş bulunmakta, “Der-Aksâm-ı Ezhâr” başlığıyla asıl metin gelmekte ve “Der-Hâtime” başlığından sonraki iki beyitle manzume sonlanmaktadır. Bir çeşit çiçek falı olan manzumenin hiçbir yerinde Cem ismi geçmez. Bu açıdan eserin Cem Sultân’a aidiyeti konusunda araştırmacılar kuşkuludur. Halil Ersoylu (1997: 204-205) iki nüshayı dil, imlâ, semantik ve şekil hususiyetleri açısından karşılaştırmıştır. Bunun neticesinde 5547 numaralı nüshanın dil ve semantik yönünden çok daha sağlam olduğunu belirtmiştir. Yanı sıra 5474 numaralı nüshada Fal-nâme ve Dîvân’ın aynı nesih hatla yazıldığını ancak hareke kullanımının Fal-nâme’de tam iken Dîvân’da yer yer olduğunu; 5547 numaralı nüshada ise Dîvân ve Fâl-nâme’nin talik hatla yazılırken harekelemenin iki eserde aynı seyreklikle korunduğunu ifade eden Ersoylu, 5547 numaralı nüshada bulunan Fal-nâme’nin başına Cem isminin müstensih tarafından kaydedilmiş olabileceği değerlendirmesinde bulunmaktadır.

Eser, Falnâme adıyla faksimilesi de verilmek suretiyle yayımlanmıştır (Ertaylan 1951). Halil Ersoylu (1981, 1997) ve Münevver Okur Meriç (1991) de eser üzerine makaleler kaleme almışlardır.

Şairin biyografisi için bk. "Cem Sultân". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğühttp://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/cem-sultan  

Eserden Örnekler


Der- Aksâm-ı Ezhâr

Benefşe gonce sûsen lâle sünbül
Semen zanbak karanfül yâsemîn gül


Şakâyık nergis ü nesrîn ü reyhân 
Dahı hem zeymerân çün hadd-i cânân


Bu gül-zârı temâşâ eyle bir dem
Ki ezhâr itdi her yirini hurrem


Semen nesrîn ü zanbak zeymerân gül
Bile hem zînet-içün berg-i sünbül


Bu gül-şenden temâşâ-y-ısa maksûd
Bu tertîbi gözet kim bulasın sûd


Karanfül gonce zanbak hem şakâyık
Semenle zeymerân bunlara lâyık
...

Eğer gül istesen dil-dâra yâr ol

Gül-i ruhsârı yâdına hezâr ol


Ki zîrâ gül yüzinden bir varakdur 

Gül-âb anun şuymdan bir arakdur


Eğer gonce dilerse hâtır-ı teng

Dehân-ı yârı bul hîç eyleme ceng


Ki zîrâ goncedür dil-ber dehânı

N'idersin gonceyi bulursan anı


Eğer dâyım benefşe istese dil

Yüri var hatt-ı zerden eyle hâsıl


Ki zîrâ hatt-ı dil-ber müşg-bûdur

Benefşe ol sebebden kayguludur


Eğer nergis dilerse gönlün iy yâr

Gözi yâdına var ol haste vü zâr


Ki zîrâ çeşm-i dil-ber itse nîreng

Olur bâğ içre nergis vâlih ü deng


Eğer dilden dilersen seyr-i lâle

Lebi yâdına var nûş it piyâle


Ki zîrâ la'l-i dil-berden bulup fer

Lebi yâdına içer lâle sâgar


Eğer cândan dilersen şâh-ı sünbül

Gerek boynunda dâyım bend-i kâkül


Ki zîrâ kâkül-i yâr eslemez pend

Urur her lahza sünbül boynuma bend


Eğer sûsen dilerse hâtırun var

Hat-ı dil-dâr-ıla ol dâyıma yâr


Ki zîrâ hattı sevdâsıyla sûsen

Gil ü hâk içre tutdı cây u mesken


Eğer cân-ıla istersen karanfül

Cefâ-yı hâl-i yâra kıl tahammül


Ki zîrâ hâli tutaldan bu hûyı

Karanfül andan umar reng ü bûyı (Ersoylu 1997: 207-210)

Kaynakça


Ersoylu, Halil (1981). “Fal, Falname ve Fâl-i Reyhân-ı Cem Sultan”. İslam Medeniyeti Dergisi, 5 (2): 69-81.

Ersoylu, Halil (1997). “Fal-Falname ve Bir Çiçek Falı: Der Aksâm-ı Ezhâr”. Türkiyat Mecmuası, (20): 194-254.

Ertaylan, İsmail Hikmet (hzl.) (1951). Falnâme. İstanbul.

Okur Meriç, Münevver (1991). “Cem Sultan’ın Yeni Bulunan Fâl-ı Reyhân-ı Sultan Cem Adlı Mesnevisi”. Tarih ve Toplum, 16 (96): 24-27; 17 (97): 64.

Atıf Bilgileri


Eren, Hulusi. "FÂL-I REYHÂN-I SULTÂN CEM (CEM)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/fal-i-reyhan-i-sultan-cem-cem-sultan. [Erişim Tarihi: 25 Nisan 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN-I TÜRKÎ (CEM) Cem Sultân Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
2 DÎVÂN-I FÂRİSÎ (CEM) Cem Sultân Araş. Gör. Kadim Polat
Görüntüle
3 CEMŞÎD Ü HURŞÎD / ÂYÂT-I UŞŞÂK (CEM) Cem Sultân Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle
4 CÂMASB-NÂME (ABDÎ) Abdî, Mûsâ Prof. Dr. Müjgân Çakır
Görüntüle
5 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Görüntüle
6 RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Öğretmen Ece Ceylan
Görüntüle
7 NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz Doç. Dr. Recep Uslu
Görüntüle
8 DÎVÂN (ADLÎ) Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM
Görüntüle
9 DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
10 DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
11 DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) Âfitâbî Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
12 DÎVÂN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Doç. Dr. Osman Kufacı
Görüntüle
13 HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle