DÎVÂN (YUNUS EMRE)
şiirler
Yunus Emre, Yunus, Kul Yunus, Âşık Yunus, Yunus Emrem

ISBN: 978-9944-237-87-1


Yunus Emre’nin sözlü ve yazılı kültürde tekrar tekrar üretilen şiirlerinin yer aldığı eser. Şinasi Tekin’in bir mecmuaya dayanarak verdiği bilgiye göre Dîvân’ın en eski tertip tarihi H.707/M.1307’dir. Birçok nüshası bulunan eserin Yunus Emre’nin kendisi tarafından yazılan “müellif hattı” veya kendisi hayattayken “istinsah” edilen bir nüshası günümüze ulaşamamıştır (Oğuz 2015). Eldeki mevcut nüshaların en eskileri 14. yüzyıla tarihlenmektedir. Nüshalar arasında en eskisinin Fatih nüshası olduğuna dair yaygın görüşün yanında son zamanlarda Karaman nüshasının daha eski olduğunu savunanlar da vardır. Yazma nüshaların yanında ilki H.1302/M.1884 yılında, diğerleri ise H.1320/M.1904 ve H.1340/M.1921 yıllarında Osmanlı Türkçesi ile basılmış Dîvânlar da bulunmaktadır (Köprülü 2003: 269; Günay ve Horata 2004: 101).

Yunus Emre’nin Dîvân’ı yazma nüshalar ile cönk ve mecmualarda yer alan şiirleriyle yazılı kültür, halk arasında dolaşan ilahileriyle de sözlü kültür yoluyla günümüze ulaşmıştır. Dîvân nüshalarında yer alan şiirler dil ve üslup açısından belli bir dönemi ve tek bir şairi işaret edecek bir yapıda değillerdir. Bu durum Yunus Emre şiirleri konusunda hangi şiirlerin Yunus Emre’ye hangilerinin şık Yunus’a veya başka şairlere ait olduğu sorununu ortaya çıkarmıştır. Yunus Emre’nin sözlü kültür ortamlarında dolaşan ilahilerinin ve yazılı kültür ortamının cönk ve mecmualarında yer alan şiirlerinin müelliflerin kendi bakış açılarına göre istinsah edilmesi sonucu çok varyantlı nüshalar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bugüne kadar tam bir Yunus Emre Dîvânı ortaya konulamamıştır.

Dîvân’daki şiirlerin bir kısmı aruz ölçüsüyle Arapça veya Farsça kelime ve terkiplerden oluşmaktayken bir kısmı da hece ölçüsüyle sade ve akıcı bir Anadolu Türkçesiyle söylenmiştir.. Şiirlerin çoğunluğu beyit nazım birimiyle ve musammat tarzında tertip edilmiştir. Bu nedenle aruzla veya heceyle yazılmış gazeller ikiye bölündüğünde her beyit kıta şekline de dönüşebilmektedir. Musammatlar genelde aruzun 4 “müstef’ilün” kalıbıyla yazılmıştır. Heceyle söylenen şiirler ise şeklen gazele benzediğinden bunlara “heceli gazel” demek mümkün olup Yunus Emre’nin ilk defa gazeli hece veznine uyarlayıp yeni bir şekil ortaya koyduğunu ve sonraki mutasavvıfları etkilediğini söylemek mümkündür. Dîvân’da bir küçük mesnevi dışında bütün ilahilerin kafiyesi gazel şeklindedir. Kafiyeye titizlikle riayet edildiği söylenemez. Tatçı’ya göre Dîvân’da şathiye/münacat türünde yirmi sekiz beyitlik bir manzumenin dışındaki şiirlerin şekliyle ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmesine rağmen Yunus’un şiirleri gazel ve semaî şeklindedir. Cönk ve mecmualarda “ilahi, nefes, nutuk” başlıkları altında kaydedilen şiirleri de farklı bir edebi tür değildir. Dîvân’da münacat, na’t, istişfa, miraciyye, nasihatname, vücudname, yaşname, baharname ve lugaz denilecek türde şiirler olmasına rağmen bunlar ilahi başlığı altında değerlendirilebilir (Tatçı 2013: 603). Tekke şiir geleneği içinde nutuk olarak adlandırılan şiirler Dîvân’da sıkça yer alır. Yunus Emre şiirlerindeki tasavvuf ve tarikat felsefesinin en belirgin hale geldiği şiirleri ise devriye ve bir kısmı da şathiye türündedir. Sözlü kültür ortamında yaşatılan şiirlerin büyük çoğunluğu ise ilahi türündedir (Oğuz 2015)

Yunus Emre şiirlerinin konusu dinî-tasavvufî niteliklidir. Bununla birlikte Yunus Emre şiirlerinin büyük bir çoğunluğunda belli bir tarikate, mezhebe veya zümreye bağlılık görülmez. Şiirlerin önemli bir kısmında Vahdet-i Vücud konusuna yer verilmektedir. Öğüt veren, dünyanın geçiciliğini vurgulayan, asıl hayatın ahirette olduğunu anlatan, gençleri “aşk” ve “sevgi” temasını işleyerek tasavvufa ve tarikate davet eden hikemli bir üslup görülür (Oğuz 2015). Dîvân’da ayet ve hadislerden, klasik dönem mutasavvıflarından ve halk kahramanlarından pek çok alıntı mevcuttur. Şiirlerde sosyal olayların ve mahalli hayatın izleri sürülebilir. Yunus’un şiirlerindeki tasavvuf anlayışı Kur’an ve sünnete, kendinden önce yaşamış mutasavvıfların düşüncelerine dayanır. Sevgi temeli üzerine kurulu düşünce dünyası insanı sevmekten geçerek Allah’ı sevmeye ulaşmaktadır (Tatçı 2013: 604).

Yunus, Anadolu’da gelişen Batı Türkçesi ile sözlü kültürden de yararlanarak sanatkârane bir üslupla Türkçe’de bir tasavvuf dili oluşturmuştur. Devrin Türkçesinde kullanılan Arapça ve Farsça kelimelerden bazıları Türkçe fonetiğe uydurulmuştur. Ayrıca Dîvân’da arkaik birçok kelime ile halk söyleyişinde yer alan kelime ve deyimler de yer almaktadır. Yunus Emre şiirlerinde bütün insanlığı ilâhi aşka, kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş, insan olmanın, kendini bilmenin, Cenab-ı Hakk’a ulaşmanın şartlarını ve yollarını tasavvufî düşünce içerisinde akıcı bir üslupla ifade etmiştir (Tatçı 2013: 604).

Dîvân’ın 14-16. yüzyıllara tarihlenen en eski nüshaları Fatih, Raif Yelkenci,Yahya Efendi, Ritter, Nuruosmaniye, Bursa, Hacı Bektaş ve Karaman’dır. Dîvân’ın Latin harfli ilk neşri 1933-1934 yıllarında Burhan Toprak tarafından yapılmıştır. Toprak, Yunus’a ait olduğunu belirttiği 350 şiiri yayımladığı bu neşirden sonra 150 şiirin gerçek Yunus Emre’ye ait olduğunu belirttiği diğer neşri yapar (1950). Abdülbaki Gölpınarlı’nın 1943’te yaptığı neşir ise Dîvân’ın ilk ciddi neşri sayılmaktadır. 1965’te yaptığı ikinci yayında Gölpınarlı, Fatih nüshasını esas alan bir neşir daha yapmıştır. Yunus Emre’ye ait 192, şık Yunus’a ait 15 şiirin yayımlandığı Faruk Kadri Timurtaş’ın Fatih nüshasını esas alan neşri (1972), çeşitli yıllarda tekrar yayımlanmıştır (1980, 1986, 1989). Son neşirde Yunus’a ait 392, şık Yunus’a ait 37 şiir yer almaktadır. Mustafa Tatçı’ya ait neşir ise nüshaların tenkitli olarak çalışıldığı doktora tezine dayanmaktadır. 14 yazma ve basma eserin tenkitli bir şekilde incelendiği bu çalışmada Dîvân’ın dil ve üslup özellikleri ortaya konulmuştur. Ayrıca Yunus Emre’ye ve Âşık Yunus’a ait şiirler ayrılmış olup kurulan bu tenkitli metinden hareketle tahlil incelemesi de yapılmıştır (1990). Bu neşir, devam eden yıllarda yeni eklemelerle de yayımlanmıştır (2008, 2021).

Şairin biyografisi için bkz. “Yunus Emre”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yunus-emre-yunus-kul-yunus-asik

Eserden Örnekler


Biz dünyadan gider olduk kalanlara selâm olsun

Bizüm içün hayır-du’â kılanlara selâm olsun


Ecel büke bilümüzi söyletmeye dilümüzi

Hasta iken hâlümüzi soranlara selâm olsun


Tenüm ortaya açıla yakasız gönlek biçile

Bizi bir arı vechile yuyanlara selâm olsun


‘Azrâîl alur cânumuz kurur tamarda kanumuz

Yayıcagız kefenümüz saranlara selâm olsun


Gider olduk dostumuza iremedük kasdumuza

Namâz içün üstümüze duranlara selâm olsun


Sözdür söylenür araya kimse döymez bu yaraya

İltüp bizi makbereye koyanlara selâm olsun


Bunda hep gelenler gider hergiz gelmez yola gider

Bizüm hâlümüzden haber soranlara selâm olsun


‘Aşık oldur Hakk’ı seve Hak derdine kıla devâ

Bizüm içün hayır-du’â kılanlara selâm olsun


Miskîn Yûnus söyler sözi kan yaşıla toldı gözi

Bilmeyen ne bilsün bizi bilenlere selâm olsun (Tatçı 2008: 254-255).


Hak’dan nazar oldı bana Hak kapusın açar oldum

Girdüm Hakk’un haznesine dürr ü gevher saçar oldum


Devlet tâcı başa kondı ‘ışk kadehin bana sundı

Susadugumca ben dahı her dem anı içer oldum


Esritdi ‘ışka düşürdi ben hamıdum ‘ışk bişürdi

‘Aklum başuma divşürdi hayrı şerden seçer oldum


Hayra döndi benüm işüm endîşeden âzâd başum

Nefsüm başını kesüben şer işlerden kaçar oldum


Kesildi nefs başı öldi fısk u fesâd işler kaldı

Hak’dan bana nazar oldı kanatlandum uçar oldum


Uçdum bir hoş yire kondum bu dünyâyı bâkî sandum

İy yârânlar ben usandum kondum gine göçer oldum


Göçenler menzile yitdi vardı anda karâr itdi

Geçdi ‘ömür kavil yitdi varlıgumdan nâ-çâr oldum


Cânum nâ-çârıdı bunda kalmışıdum bu zindânda

Gel didiler vardum anda varlugumdan geçer oldum


Yûnus Hakk’a bilişeli cân u gönül virişeli

Şol Tapdug’a irişeli gizlü râzum açar oldum (Tatçı 2008: 234-235)

Kaynakça


Gölpınarlı, Abdülbaki (1943).Yunus Emre Divanı. İstanbul: yyy.

Gölpınarlı, Abdülbaki (1965). Yunus Emre Risalât al Nushıyya ve Divan. İstanbul: yyy.

Günay, Umay-Osman Horata (1994, 2004). Risâlet’n-Nushıyye. Ankara: Diyanet ve Akçağ Yay.

Güzel, Abdurrahman (2005). Yunus Emre Güldeste. Ankara: Akçağ Yay.

Köprülü, M. Fuad (2003). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Akçağ Yay.

Oğuz, M. Öcal (2015). "Yunus Emre, Yunus, Kul Yunus, Âşık Yunus, Yunus Emrem" Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yunus-emre-yunus-kul-yunus-asik erişim tarihi:04.06.2022.

Tatcı, Mustafa (1990). Yunus Emre Dîvanı İnceleme. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Tatcı, Mustafa (1990). Yunus Emre Dîvanı Tenkitli Metin. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Tatcı, Mustafa (1991). Âşık Yunus ve Diğer Yunusların Şiirleri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Tatcı, Mustafa (1991). Yunus Emre Divanı III, Risaletü’n-Nushiyye. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Tatçı, Mustafa (2008). Yûnus Emre Dîvânı Tenkitli Metin. İstanbul: H Yay.

Tatçı, Mustafa (2008). Yûnus Emre Dîvânı İnceleme. İstanbul: H Yay.

Tatçı, Mustafa (2021). Yûnus Emre Dîvânı İnceleme. İstanbul: H Yay.

Tatçı, Mustafa (2021). Yûnus Emre Dîvânı Tenkitli Metin. İstanbul: H Yay. 

Tatçı, Mustafa (2013). “Yunus Emre”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 43, 600-606.

Timurtaş, F. Kadri (1972). Yunus Emre Divanı. İstanbul:yyy.

Toprak, Burhan (1933-1934). Yunus Emre Divanı. İstanbul: İnkılap Kitabevi


Atıf Bilgileri


Erdoğan Aksu, Hilal. "DÎVÂN (YUNUS EMRE)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/divan-yunus-emre. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 RİSÂLETÜ'N-NUSHİYYE (YÛNUS EMRE) Yûnus Emre Prof. Dr. Osman HORATA
Görüntüle
2 MENÂKIBÜ’L-ÂRİFÎN (EFLÂKÎ) Eflâkî, Eflâkî Dede, Eflâkî Ahmed Ârifî, Ârifî Doç. Dr. Mehmet Ünal
Görüntüle
3 MEVHÛB-I MAHBÛB (ŞEYHOĞLU) Şeyhoğlu, Baba Yusuf Sivrihisarî Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
4 MÜNYETÜ'L-EBRÂR VE GUNYETÜ'L-AHYÂR (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Taha Orhan
Görüntüle
5 TABSİRATÜ’L-MÜBTEDİ VE TEZKİRETÜ-İ-MÜNTEHİ (KONEVÎ) Konevî, Sadreddin Doç. Dr. Mevlüt Gülmez
Görüntüle
6 KİTÂBÜ’L-MÜNTEHÂ EL-MÜŞTEHÂ ALE’L-FÜSÛS (AHMED BÎCÂN) Ahmed-i Bîcân, Ahmed Bîcân, Yazıcıoğlu Ahmed Bîcân, Şeyh Ahmed Bîcân Efendi bin Sâlih Efendi, Ahmed İbnü’l-Kâtib Dr. Mehmet Bilal Yamak
Görüntüle
7 RİSÂLE-İ ZİKRULLAH (AKŞEMSEDDİN) Akşemseddin, Şemseddin Muhammed Araş. Gör. Harun ALKAN
Görüntüle
8 MİSBÂHU’L-ÜNS BEYNE’L-MA’KÛL VE’L-MEŞHÛD FÎ-ŞERHİ MİFTÂHİ’L-GAYB (FENÂRÎ) Fenârî, Mollâ Fenârî, Şemseddîn Muhammed b. Hamza, Şemseddîn Muhammed Efendi Diğer Edibe Taş
Görüntüle
9 ŞERH-İ HADİS-İ ERBÂİN (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba Prof. Dr. Enbiya Yıldırım
Görüntüle
10 ZİKİR RİSÂLESİ/ KELİME-İ TEVHİD ZİKRİ RİSÂLESİ (SOMUNCU BABA) Somuncu Baba, Hamîdüddîn-i Aksarâyî Diğer Tuğba Nurlu Ertürk
Görüntüle
11 KÂŞİFÜ'L-ESTÂR AN VECHİ'L-ESRÂR (ŞEYH HÂMİD-İ VELÎ) Şeyh Hâmid-i Velî Öğretmen TALAT OLGUN
Görüntüle