DÎVÂN (SULTÂN VELED)
şiirler
Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled (d. 25 Rebîülâhir 623/25 Nisan 1226 - ö. 10 Receb 712/11 Kasım 1312)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Mevlânâ’nın Sultân Veled adıyla tanınan büyük oğlu Bahâeddîn Muhammed Veled’in "Veled" mahlasıyla yazdığı şiirlerden meydana gelen eseri. 29 farklı aruz kalıbının kullanıldığı Sultân Veled Dîvânı’nda mürettep bir divanda bulunması gereken kaside, gazel, kıt’a, terci-bend, terkib-bend, musammat ve rubai gibi nazım şekilleri yer alır. Sultân Veled Dîvânı tedvin edilirken Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr’i örnek alınarak tanzim edildiği için, 29 aruz vezninin her bir kalıbıyla yazılan manzumeler bütünü, Mevlânâ’nın eserinde olduğu gibi, alfabetik bir sıraya göre yer alır. Bu duruma göre Sultân Veled Dîvânı’ndaki manzumelerin sıralaması kaside, gazel, kıt’a ve terciler biçiminde bir seyir izler. Dîvân’daki rubailer, diğer manzumelerden ayrı bir kısım halinde tertip edilmiştir (rubailer için bk. Uzluk 1941: 559-616; Değirmençay 1996).

Sultân Veled Dîvânı’nın içerik dökümü şu şekildedir: Farsça 826 gazel, 32 kaside, 9 kıt’a, 10 terci-bend ve terkib-bend, 23 musammat, 454 rubai. Farsça bu şiirlere ilave olarak Dîvân, Türkçe, Arapça şiirler ile Rumca beyitler de ihtiva eder. Buna göre eserdeki Arapça şiirler 62 beyitte 8 Arapça manzume ve 3 rubainin yanı sıra Farsça bir gazel içinde 3 beyit, ayrıca bir de Farsça-Arapça mülemma şiirden ibarettir. Türkçe şiirler ise 123 beyitte, 14 Türkçe manzume ile Farsça-Türkçe 13 beyitlik mülemma bir gazelden oluşmaktadır. Eserde yer alan Rumca beyitlerin sayısı ise 21’dir. Sultân Veled Dîvânı’nda bunların yanında Farsça-Türkçe, Farsça-Arapça ve Farsça-Rumca bir arada mülemma şiirlerin bulunması da dikkate değer bir muhteva özelliğidir. Dîvân’daki gazellerin içeriğine bakıldığı zaman, bunların büyük bir kısmının, Mevlânâ’nın gazellerine nazire olarak yazıldığı görülür. Eserin bu niteliğinden dolayı, Dîvân üzerinde inceleme yapan isimler, Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr’indeki şiirlerin daha iyi şekilde anlaşılması için Sultân Veled Dîvânı’nın göz önünde bulundurulması gerektiğini ileri sürmüşlerdir (Uzluk 1941: 41-42). Eserde devrinin önde gelen devlet adamları için yazılan ve genellikle beyitlerin ilk harflerinin sıralanmasıyla hakkında yazılmış olduğu şahsın adını veren muvaşşah/akrostişli manzumeler, bugün itibarıyla birer tarih belgesi niteliği kazanmış olmalarından dolayı önemlidirler (Yazıcı 1997: 30).

Sultân Veled Dîvânı, içerdiği şiirlerin ifadesindeki kuruluk ve öğretici yönünün ağır basmasından dolayı, bir edebî metinden ziyade bir fikrî metni andırır. Babası Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr’indeki derin, coşkulu, el değmemiş hayal ve fikirlerle dolu şiirlere mukabil, Sultân Veled’in şiirleri, düz bir satıhta bıkıp usanmadan aynı temalar etrafında dönüp durur. Ancak onun şiirlerinde ısrarla muhafaza edilen bu yön, büyük bir kısmının babasının gazellerine nazire olarak yazılmış olmasından dolayı, Dîvân-ı Kebîr’deki bazı muğlak noktaların daha iyi anlaşılması için bir tür açıklayıcı metin işlevi görür. Öyle ki Mevlânâ’nın üslup ve duyuş özelliklerinden dolayı hayal, fikir ve coşkunun birbirinin üzerini örterek girift hale getirdiği bazı şiirlerinin anlamını, Sultân Veled’in gösterişsiz, sade ve dingin üslubunun verileri arasından kavramak mümkündür. Bu itibarla Dîvân’daki şiirlerin büyük bir kısmını, Dîvân-ı Kebîr’in bazı kapalı kapılarını açan birer anahtar olarak değerlendirmek yanıltıcı olmaz.

Sultân Veled Dîvânı’ndaki medhiye ve mersiye niteliğindeki şiirler istisna tutulursa eserdeki bütün şiirler, tasavvufî ve öğretici mahiyette olup öğüt ve ibret yönü ağır basan şiirledir. Onun manzumelerinde ağır basan bu ibret vurgusu, okuyucunun ibret gözünü açmaktan çok, gözünün önündekilerden ibret alması yönünde bir fikir boyutu taşır. Bu üslup özelliğinden dolayı, Dîvân’daki gazel ve rubailer, yalın, açık ve sade bir anlatımla kaleme alındıkları için, anlaşılma sorunu taşımazlar.

Sultân Veled’in Dîvân’ı, Veled Çelebi’nin kaleme aldığı bir takriz ve Feridun Nafiz Uzluk’un eser hakkındaki değerlendirmelerini içeren mukaddimeyle birlikte yayımlanmıştır (Uzluk 1941). Eser, tarafından İran'da da basılmıştır (Asgar-i Rabbanî 1338). Sultân Veled’in Türkçe şiirleri Veled Çelebi tarafından Arap harfleriyle (1341), Mecdut Mansuroğlu da Latin harfleriyle neşredilmiştir (1958). Şairin rubaileri üzerine de bir çalışma yapılmıştır (Değirmençay 1996). Arapça şiirleri ise Veyis Değirmençay tarafından Türkçeye çevrilmiştir (1997).

Şairin biyografisi için bk."Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/veled-sultan-veled-bahaeddin-muhammed 

Eserden Örnekler


Gazel

Bu cihândan kim çıkarsa bizi ol bile ki nevüz

Yolumuza kim girerse bile kuş gibi uçavuz


Bile elümüz dutavuz bu agır yolı kesevüz

Kişinün ki gözi görmez dutavuz gözin açavuz


Yiri koyuban gidevüz bu halâyıkı koyavuz

Îsînin yolın dutavuz yokaru göge agavuz


Yolumuzı kim urursa ileyümüze durursa

Duravuz çalış kılavuz dartavuz kılıç uravuz


Karanu süsi ki durur yolumuzda bizi urur

Duravuz nûrun süsiyle karanu süsin sıyavuz


Karanu süsin sıyavuz sümüz ile hoş varavuz

Karanu ile girerken köylerin şarın yıkavuz


Oları ki biz kıravuz girü canların virevüz

Ol ili ki biz yıkavuz girü anı biz yapavuz


Kişinün ki gözi görür bize cân virürken aydur

Ne ki bu yola virevüz yüz anın bigi alavuz


Yorı i Veled ki süçü Tenriden içevüz

Çayır u çümen içinde ayumuz yüzin görevüz 


Gazel

Sinün evün bu gice nûr dutdı

Anunçün kim içinde ay düşdi


Karanu kalmaya anda ki bu ay

Karanuyı nûr ile daşra yitdi


Ev aydından tolıçak bellü olur

Kim ogrı evde kaldı yoksa gitdi


Ev aydından bu giçe eyle toldı

Kişi göden degüldi vardı yitdi


Ne yagmurdur ki yagdı cân üzerne

Ki cândan bin gülef bin bâg bitdi


Ne gevher oldı bu bir tamla cânum

Ki yüz bin deniz ana girdi batdı


Bana sorma niçün esrük olur sen

Bunı gör sen ne süçü ne bini dutdı


Acâ’ibe kalurvan ol Çelepden

İki cânı nite bir birne katdı


İki ya kaşlarundan bir soraydum

Kara gözün bana ne oklar atdı


Yüregümde ne datlu ışkun odı

Yüregüm od bigi yandıydı dütdi (Mansuroğlu 1958: 36, 41-42)

Kaynakça


Asgar-i Rabbanî (1338). Dîvân-ı Sultan Veled. Tahran.

Değirmençay, Veyis (1996). Sultan Veled, Rubailer. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yay.

Değirmençay, Veyis (1997). Sultan Veled'in Arapça Şiirleri. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yay.

Uzluk, Feridun Nafiz  (1941). Dîvân-ı Sultan Veled. İstanbul: Uzluk Basımevi.

Yazıcı, Tahsin (1979). “Sultan Veled”. İslâm Ansiklopedisi. C. XI. İstanbul: MEB Yay. 28-32.

Mansuroğlu, Mecdut (1958). Sultan Veled’in Türkçe Manzumeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Veled Çelebi (1341). Dîvân-ı Türkî-i Sultân Veled. (Musahhih: Kilisli Muallim Rıfat). İstanbul:  Matbaa-i Âmire.

Atıf Bilgileri


AVŞAR, Ziya. "DÎVÂN (SULTÂN VELED)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/divan-veled. [Erişim Tarihi: 21 Aralık 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 [İBTİDÂ-NÂME / VELED-NÂME / MESNEVÎ-İ VELEDÎ] (VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
2 REBÂB-NÂME (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
3 [İNTİHÂ-NÂME / MESNEVÎ] (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
4 MA’ÂRİF (SULTÂN VELED) Veled, Sultân Veled, Bahâeddîn Muhammed Veled Prof. Dr. Ziya AVŞAR
Görüntüle
5 CÂMASB-NÂME (ABDÎ) Abdî, Mûsâ Prof. Dr. Müjgân Çakır
Görüntüle
6 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Görüntüle
7 RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Öğretmen Ece Ceylan
Görüntüle
8 NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz Doç. Dr. Recep Uslu
Görüntüle
9 DÎVÂN (ADLÎ) Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM
Görüntüle
10 DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
11 DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
12 DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) Âfitâbî Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
13 DÎVÂN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Doç. Dr. Osman Kufacı
Görüntüle
14 HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle