- Yazar Biyografisi (TEİS)
Sırrî Hanım, Sırrî Râhile - Madde Yazarı: Doç. Dr. Berat Açıl
- Eser Yazılış Tarihi:?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Divan
- Yayın Tarihi:17/01/2022
DÎVÂN (SIRRÎ HANIM)
şiirlerSırrî Hanım, Sırrî Râhile (d. 1229/1814 - ö. 1294/1877)
ISBN: 978-9944-237-87-1
On dokuzuncu yüzyılın önemli kadın şairlerinden, Sırrı Râhile Hanım’a ait Dîvân. Sırrı Râhile Hanım aslen Diyarbakırlı olup 1230/1814 tarihinde Ahmed Bey’in kızı olarak dünyaya gelmiştir (Mehmed Zihnî 1877: 303). Tâhir Ağazâde Bey ile evlenen Sırrî Râhile Hanım’ın bu evlilikten Mehmed Emin, Rifat ve Nihal adlarında üç çocuğu olmuştur (Hacıbeyzâde Ahmet Muhtar 1311: 18). Ömrünün büyük bir kısmını Diyarbakır’da geçiren Sırrî Râhile Hanım, oğlu Mehmed Emin’in Bağdat’a bağlı Müntefik sancağının muhasebecisi olması hasebiyle 1870-1873 yılları arasında Bağdat’ta yaşamıştır. 1873 yılında İstanbul’a giden Sırrî, burada şiirleriyle Yusuf Kâmil Paşa ve eşi Zeynep Hanım’ın dikkatini çekmiş ve onların konağına misafir olarak davet edilmiş olup vefat ettiği 1877 yılına kadar burada yaşamıştır (Açıl 2008: 10).
Dîvân’da altı kaside, üç tesdis, on tahmis, bir muhammes, bir şarkı, bir muaşşer, otuz bir gazel, bir murabba ve iki beyit yer almaktadır. İlk kaside tevhit, ikincisi naat, üçüncüsü ise bir mersiyedir. Dördüncü kaside Bağdat valisi Midhat Paşa için yazılmış bir methiye olup 1287/1870-71 tarihini taşımaktadır. Beşincisi kaside Diyarbakır valisi Mahmûd Paşa için bir methiye olarak kaleme alınmış olup 1275/1858-59 tarihini taşımaktadır. Altıncı kaside de bir başka Diyarbakır valisi, Halil Kamilî için yazılmış olup sadece ilk üç beyti kaydedilmiştir. Kasidelerin yanı sıra Sırrî Râhile Hanım’ın tahmisleri de dikkat çekicidir. Bunların ilki Sultan Abdülaziz Han için bir cülusiye olarak kaleme alınmıştır. Sırrî’nin gazellerini tahmis ettiği şairler şunlardır: Bağdat valisi Ali Rıza Paşa, Zeynep Hanım-ı kadim, Bâkî, Fuzulî, Şeyh Abdurrahmân Kerkükî, eski Diyarbakır valisi Erzincanlı İzzet Paşa, Râşid Efendi, Rüşdî, Lütfî Efendi, Nigahî, Safvetî. Anlaşıldığına göre Sırrî, tahmislerini himaye ilişkisi için de kullanmıştır.
Sırrî Râhile Hanım Dîvânı muhteva açısından tasavvufi neşveyi yansıtmakta olup şair, hikemî/didaktik bir üslup kullanmaktadır. Şiirlerinde tasavvufî kavramları açıklayıcı, yorumlayıcı bir tarzda kullanır. Biçim açısından da Dîvân çeşitlilik arz etmez. Nitekim şair, çok farklı vezinler kullanmamıştır. "Mefâʿilün mefâʿilün mefâʿilün mefâʿilün" ve "fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilâtün fâʿilün" kalıpları bütün vezinlerin yüzde seksenine tekabül etmektedir.
Sırrî’nin şiirleri içinde dikkat çekici olanlardan biri döneminde çok meşhur olmuş bir terci-benddir. Bu manzume bir mersiye olup 1260/1844 tarihinde sekiz yaşında ölen oğlu Rifat için söylenmiştir. Dîvân’daki on üçüncü gazel de aynı derecede şöhret bulmuştur. Sırrî, müşterek bir gazel olan bu şiiri kendisi gibi şair olan ablası Hadîce İffet Hanım ile beraber söylemiştir. Dördüncü gazel de sonbahar hakkında olduğuna dair bir başlık taşıması açısından dikkate değerdir.
Sırrî Râhile Hanım Dîvânı mevcut bilgilere göre tek nüsha olup Millet Kütüphanesi Ali Emirî Manzum 202 numarada kayıtlıdır. 94 varaklık bir deftere kaydedilmiş Dîvân, 1b’de başlayıp 26b’de sona ermektedir. Ali Emirî, nüshanın müstensihi olup Sırrî Râhile Hanım Dîvânı onun tarafından farklı yerlerden toplanarak bir araya getirilmiştir.
Dîvân, Berat Açıl tarafından 2005 yılında yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Eserin neşrine yönelik başka bir ilmî çalışma bulunmamaktadır. Dîvân'ın Şefik Korkusuz (2005) tarafından yayımlanmış biçimi özgün bir çalışma olmayıp Berat Açıl’ın çalışmasının transkripsiyonlu kısmının aynıyla neşrinden müteşekkildir.
Şairin biyografisi için bk. "Sırrî Hanım, Sırrî Râhile". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sirri-hanim-sirri-rahile
Eserden Örnekler
Oğlunun vefatı üzerine yazdığı mersiye
Ferâgat gelmişim fânî cihândan hısm-ı cânândır
Ne bilsin mihribânlık resmin ol kim aslı nâdândır
Felek dil-hâhım üzre dönmedi ber-geşte devrândır
Nihâl-i nâzenînimden cüdâ hâlim perîşândır
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Bahârın rûz-ı revrûzın tuyup şâd olsa hep güller
Derip gîsûların tebrîke gelse bâğa sünbüller
Bu demler her tarafdan nağme-sâz oldukça bülbüller
Dil-i pür-derdimi gûş etse bülbül ney gibi inler
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Bu bâğın [serv-kad bir lâ]le-ruhsârından ayrıldım
Dıraht-ı ömrümün [şîrîn sühân]-bârından ayrıldım
Melâmet etmeyin Allâh için yârimden ayrıldım
Hakîkat râhının Mansûr’ıyım dârımdan ayrıldım
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Şerâr u dûd-ı hasretdir çıkan kandîl-i âhımdan
Semâda kat-be-kat ebr nev-bahâr olmuş figânımdan
Göreydi hüznümü Yaʿkûb firâr eylerdi yanımdan
Dem-â-dem bu rumûz eyler sadâ hep üstühânımdan
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Nihânî şemʿ-i aşka yanmağa pervâneyim şimdi
İçi dil-dâr ile memlû tışı bî-gâneyim şimdi
Bırakmam âh u zârı hasret-i hum-hâneyim şimdi
Felek câmında sem nûş etmişim mestâneyim şimdi
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Kazâ peykânına nâ-gâh ciğer-pârem siper oldu
Nişâna uğradı takdîr-i Rabbânî yerin buldu
Aşıp per murg-ı rûhı bâğ-ı firdevse revân oldu
Terahhum etmedi bu nâ-tüvânı yakdı yandırdı
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa
Salâdır ehl-i aşka cemʿ olup dîvânı görsünler
Serây-ı halvete hükm eyleyen sultânı görsünler
Melâmet hırkasında gizlenen uryânı görsünler
Hele vaktim yok imdi Sırrî-i sûzânı görsünler
Benim gönlüm kızıl gül goncasıveş toptolu kandır
Açılmak ihtiyâr etmez eğer yüz bin bahâr olsa (Açıl 2005: 149-152).
Gazel
Verip cân-ı dili dil-dâra varlıkdan berî oldu
Hüviyyet bahrına taldım ebed ölmez biri oldum
Ne mazîden muzarîʿden ne istikbâle fikrim var
Fenâ bulmuşdur ahvalim anınçün ser-serî oldum
Soyundum harf libâsın nokta-i esrâra erdim
O nokta içre mahv etdim vücûdum Haydarî oldum
Ebûbekr u Ömer Osmân Alî bir nûr-ı vâhiddir
Çerâğ-ı mescid ü mihrâba erdim minberî oldum
Tecellî eyledi mihrâb-ı dil burc-ı hüviyyetde
Bi-hamdillâh bugün dîdâr-ı yârın mazharı oldum
Rumûz-ı resm-i aşka mahrem oldu Sırrî-i hayrân
Bugün râh-ı muhabbetde kamunun rehberi oldum (Açıl 2005: 228-29).
Kaynakça
Açıl, Berat (2005). Sırrî Râhile Hanım ve Dîvânı. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.
Açıl, Berat (2008). “19. Yüzyıl Şairlerinden Sırri Rahile Hanım: Bir Konumlandırma Çalışması”. Sözden Yazıya, (hzl. Zeynep Uysal vd.) İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 5-14.
Hacıbeyzâde Ahmet Muhtar (1311/1893-94). Şâir Hanımlarımız. İstanbul: Matbaa-i Safâ ve Enver.
Korkusuz, Şefik (2005). Diyarbekirli Şâir Sırrî Hanım’ın Dîvânı. İstanbul: Kent Yayınları.
Mehmed Zihnî (1877), Meşâhirü’n-Nisâ. İstanbul: Dârü’t-Tıbâati’l-Âmire.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DİVANÇE (VÂZIH) | Mustafâ Vâzıh | Araş. Gör. Giyasi BABAARSLAN |
Görüntüle | ||
2 | MEVRİDÜ’L-VÜSÛL FÎ MEVLİDİ’R-RESÛL (İBRÂHÎM ZİKRÎ) | İbrâhîm Zikrî | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
3 | ED-DÜRERÜ'L-MÜNTAHABÂTÜ'L-MENSÛRE FÎ ISLÂHİ'L-GALATÂTİ'L-MEŞHÛRE / GALATÂT-I HAFÎD EFENDİ | Hafîd, Mehmed Hafîd Efendi | Doç. Dr. Ramazan Ekinci |
Görüntüle | ||
4 | TARÎKÜ'L-İHTİSÂR | Nûrî, Osman Hanyevî | Prof. Dr. Orhan Kurtoğlu |
Görüntüle | ||
5 | TUHFETU SABRÎ AN-LİSÂNİ BULGARÎ | Mehmed Sabrî | Dr. Öğr. Üyesi Özkan Uz |
Görüntüle | ||
6 | RAVZ-I VERD | Şâkir, Ahmed Paşa | Prof. Dr. Ramazan Sarıçiçek |
Görüntüle | ||
7 | KENZ-İ FUSAHÂ (ABBAS KEMÂL EFENDİ) | Abbas Kemâl Efendi, Kerküklü | Diğer Öznur ÖZER |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN (ABDÎ) | Abdî, Abdülkerîm Abdî Efendi | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
9 | MEVLİD (ABDÎ) | Abdî | Doç. Dr. Hasan Kaya |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ABDÎ) | Abdî, Şarkîkarahisarlı | Dr. Hacer SAĞLAM |
Görüntüle |