- Yazar Biyografisi (TEİS)
Ahmed, Veliyyüddîn-zâde Ahmed Paşa - Madde Yazarı: Öğretmen Sercan Kadaş
- Eser Yazılış Tarihi:895/1490 ?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Divan
- Yayın Tarihi:04/12/2021
DÎVÂN (AHMED)
şiirlerAhmed, Veliyyüddîn-zâde Ahmed Paşa (d. 830/1426 ? - ö. 902/1496-97)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Divan şiirinin kurucu şairlerinden Ahmed Paşa’nın şiirlerini bir araya getirdiği eser. Ahmed Paşa Dîvânı, şairin şöhretinin yaygınlaştığı, geç sayılabilecek bir dönemde İkinci Bâyezîd’in emri üzerine hazırlanmıştır. Şairin bizzat hazırladığı Dîvân'ın tarihi ile ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Günümüze ulaşan en eski Ahmed Paşa Dîvânı, padişahın tahta çıkışından iki yıl sonra 888/1483-84’de istinsah edilmiştir (Almanya Milli Kütüphanesi, Ms. or. oct. 2127). Ancak bu nüshada şairin Sultan II. Bâyezîd’e sunduğu kasidelerin hiçbiri bulunmadığı gibi yine Sultan’a hitaben kaleme aldığı dibacenin de sadece son dört beyti ilk yaprağa eklenmiştir. Eldeki en eski tam nüshasının istinsah tarihinin 899/1493-94 yılı olduğu göz önüne alınırsa Dîvân'ın II. Bâyezîd’e sunulan ve henüz ulaşılamayan metninin 895/1490 yılı civarlarında tamamlanmış olduğu düşünülebilir.
Ahmed Paşa Dîvânı, mesnevi nazım biçiminde kaleme alınmış 3 şiir ile başlamaktadır. Sırasıyla besmelenin faziletlerinin anlatıldığı 8 beyitlik manzume, 2 beyitten oluşan Arapça hamdele ve 120 beyitlik dibace bulunmaktadır. Eserin ön sözü niteliğindeki mesnevide Sultan Bâyezîd övülmektedir. Manzumenin sebeb-i telif bölümünde Dîvân'ın tertibi hakkında bilgi ve şiir hakkındaki düşünceler yer almaktadır. Bu bölümde Dîvân'daki şiirlerin padişahın emriyle bir araya getirildiği ifade edilerek geç kalındığı için padişahtan özür dilenmektedir. Na't ve dört halife övgüsünde yazılmış 5 beyitlik kıt’adan sonra kasideler gelmektedir. Ahmed Paşa, kasidelerini genellikle padişah ve şehzadeler ile tasavvuf büyükleri adına kaleme almıştır: 12 kaside Fâtih Sultan Mehmed, 11 kaside Sultan Bâyezîd, 2 kaside Cem Sultan, 2 kaside Şeyh Vefâ, 1 kaside Şeyh Tâceddîn için yazılmıştır. 3 şiirin ise kime sunulduğu bilinmemektedir. Manzumelerin 27'si kaside bölümlerini ihtiva etmektedir. Bu niteliği taşımayan medhiyeler kimi nüshalarda gazeller arasında geçmektedir. Kasidelerin nesib bölümlerinde mevsimler, kozmik unsurlar, mimarî, tabiat ile sevgilinin güzellik unsurlarının tasvirine yer verilmiştir. Fâtih Sultan Mehmed’e sunulan "Kasr" kasidesinin sonunda padişah tarafından yaptırılan Yeni Saray için bir tarih düşürülmüştür. Yine Fâtih’e sunulan "Kerem" kasidesinin son beytinde de tarih düşürülmüştür (Şahin 2010: 140). Ahmed Paşa, öncelikle bir kaside şairi olarak tanınır. Bu nazım şeklinin hem yapısal yönden hem de söyleyiş bakımından gelişip olgunlaşmasında etkili olmuştur. Kaside klasik formunu onun Kerem, Güneş, Benefşe redifli manzumeleriyle kazanmıştır (Macit 2006’dan aktaran Şahin 2010: 139). 16. yüzyıl tezkire yazarları ilk kaside şairi olarak Ahmed Paşa’yı takdim etmiştir. Kaside vadisinde pek çok şair onun açtığı yolda yürümüştür. Medhiyeler bölümünde, iki terci-i bend ve bir terkib-i bend bulunmaktadır. Şairin terci-i bend nazım şekliyle yazdığı şiirlerinden biri ünlü sûfî Emîr Sultan (ö. 833/1429) hakkındadır. Beş bendden oluşan şiirin na't niteliğindeki ilk bendinden sonra zaman zaman Emîr Sultan’ın velayetnamesinde geçen motiflere de yer verilerek medhiye sürdürülür. Dua bendinde manevî yardım talebi dile getirilir. Hayatı ile ilgili bilgi veren kaynaklar, saraydan uzaklaştırılmasının ardından Bursa’da Emir Sultan Vakfına mütevelli olduğunu bildirir. Bu dönemde, bulunduğu atmosferin etkisiyle tasavvufi eğilimi ifade eden şiirler kaleme almıştır. Terci-i bend nazım biçimiyle yazılan diğer şiir de medhiye niteliğindedir. Her bendinde bir çiçeğin redif olarak kullanıldığı bu şiirin kimin adına yazıldığı kaydedilmemiştir. Terkib-i bend biçimindeki tek şiir ise mersiye türündedir. Fâtih Sultan Mehmed’in Konya’da vali iken vefat eden oğlu Şehzade Mustafa (ö. 879/1474) için kaleme alınan manzume, türünün ilk örnekleri arasındadır (Alparslan 1987: 10). Ahmed Paşa, manzum tarih yazımında da dönemin en başarılı şairleri arasında gösterilir. Bu manzumeler, tarih türünün ilk toplu örneklerindendir (Özergin 1960: 166).
Ahmed Paşa Dîvânı’nın ikinci bölümünde gazeller bulunur. Gazellerde genel anlamda maddi aşk üzerinde durulur. Rindane olan ve tabiat konusunun işlendiği gazellerin sayısı azdır. Medhiye türünde yazılan şiirlerin aksine gazellerde tasavvuf konusu işlenmemiştir. Tasavvufun sağladığı derinlik ve coşkun lirizme Ahmed Paşa'nın gazellerinde rastlanmaz. Bu manzumelerde anlatıcı, tasavvufî bir amaç taşımayan, aşkın çeşitli hâllerini dile getiren bir anlayışı terennüm eder. Ahmed Paşa, şiirde yakaladığı serbest söyleyişle Bâkî ve Nedîm’in habercisi gibidir. Aruz veznini Türkçeye uydurma konusunda da kendisinden önce gelen şairlerde görülen pürüzleri büyük ölçüde gidermiştir. Gazellerdeki söz varlığı genel olarak şairin yaşadığı dönemde kullanılan Türkçe ile şekillenmiştir. Şiirlerde arkaik sözcüklerin yanında günümüze dek ulaşan günlük söyleyiş unsurları, atasözü ve deyimler bulunur. Ahmed Paşa’nın gazelleri; dünyevileşmekten çekinmeyen, ahengi, zarafeti önceleyen, yerele de yaslanan üslubun örneğidir.
Yukarıda anılan nitelikleriyle Türk şiir dilinin gelişerek klasik bir hüviyete kavuşmasına zemin hazırlayan Ahmed Paşa, kaleme aldığı nazirelerle de Ali Alparslan'a göre edebiyatımızda nazirecilik çığırı başlatmıştır (1987: 15). Aynı zamanda 16. yüzyıl nazire mecmualarına göre şiirlerine en fazla nazire yazılan şair Ahmed Paşa'dır. Ahmed Paşa, Fars şiirini yakından takip ederek bu şiirin mana, mazmun ve hayal sisteminden yararlanmıştır. Âdeta Fars şiirinin estetik zevkini Osmanlı sahasına aksettirerek şiir sanatını geliştirme misyonu üstlenmiştir (İsen 2003: 114).
Ahmed Paşa Dîvânı’nın yurt içinde 27, yurt dışında 14 olmak üzere 41 nüshası tespit edilmiştir. Anılan nüshaların hiçbirinde müellif hattı olduğuna ya da müellifin kontrolünden geçtiğine dair bir kayıt yoktur. Dîvân'ın tespit edilen en eski nüshası, 888/1483-84’de istinsah edilmiştir ve Almanya Milli Kütüphanesi, Ms. or. oct. 2127’de kayıtlıdır. Bu nüsha erken dönemde düzenlendiği için hem medhiye hem de gazeller bölümünde pek çok eksiği bulunmaktadır. Yazmanın kâtibi Mehmed bin Resûl, Dîvân'ın Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, Reisülküttap, nu. 959 (899/1493-94) ve Arif Hikmet Bey Kütüphanesi, nu. 811 (900/1494-95)'de kayıtlı nüshaların da müstensihidir. Şair hayattayken hazırlanan tarihi belli nüshalar bunlardan ibarettir. Üç nüshanın ortak yönü imla bakımından oldukça itinalı bir elden çıkmalarıdır. Ahmed Paşa vefatına yakın bir dönemde yeni şiirler kaleme alarak Dîvân'ını genişletme yoluna gitmiştir. Ancak bu şiirlerin tamamını bir divan tertip ederek bir araya getirme fırsatı bulamadığı değerlendirilmektedir. II. Bâyezîd döneminde tertip edildiği anlaşılan Süleymaniye Kütüphanesi, Ayasofya, 3947 ve 936/1529-30’da istinsah edilen İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, T. 2949 ile Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, Esat Efendi, 2605 ve Topkapı Sarayı Kütüphanesi, Hazine, 1096’da kayıtlı yazmalar Ahmed Paşa’nın belirtilen dönemde kaleme aldığı şiirlerinin büyük bölümünü içeren, en erken düzenlenen nüshalar olarak öne çıkmaktadır. Ancak anılan nüshaların tamamında kayıp sayfalar bulunmaktadır. Bu nüshalardaki eksikleri tamamlayan iki nüsha dikkat çekmektedir: Fransa Milli Kütüphanesi, Turc, 143 ve John Rylands Kütüphanesi, 62. Günümüze ulaşan mevcut Ahmed Paşa Dîvânı yazmalarının çoğu şairin vefatından sonra istinsah edilmiştir. Şairin vefatını takip eden yıllarda Dîvân'ına olan ilginin arttığı söylenebilir. Yazım yılı belli olan Dîvân nüshalarının -yukarıda anılanlar dışında kalan- sekizi 16. yüzyıla aittir. Diğer nüshaların katalog kayıtlarında da genellikle bu yüzyılda hazırlandıklarına işaret edilmektedir.
Ahmed Paşa Dîvânı’nın eski harflerle basımı bulunmamaktadır. Tarih-i Atâ’nın beşinci cildinde şiirlerinin bir bölümü yayımlanmıştır (Bursalı Mehmed Tâhir 1333: 75). Ayrıca Darülfünun Edebiyat Medresesi tarafından Bursalı Ahmed Paşa Dîvânı’ndan Bazı Parçalar adıyla yardımcı ders kitabı niteliğinde bir seçki neşredilmiştir (1336/1917). Tahir Olgun’un Ahmed Paşa Dîvânı’nın Nesre Çevrilişi adlı eseri, divanla ilgili dikkat çeken ilk çalışmalardandır. Yazarın divanın dört nüshasını kullanarak ulaştığı metni beyit beyit nesir haline getirdiği eser, basılma olanağı bulamamıştır. Çalışmanın ne zaman hazırlandığına dair not bulunmamaktadır. Divanla ilgili ilk kapsamlı çalışma, Zeki Davut Pınar’ın hazırladığı Bursalı Ahmed Paşa Dîvânı adlı lisans bitirme tezidir (1938). M. Fuat Köprülü’nün rehberliğiyle hazırlanan tezde Ahmed Paşa Dîvânı’nın İstanbul kütüphanelerinde bulunan 5 nüshası kullanılmıştır. M. Kemal Özergin, Ahmed Paşa’nın tarih manzumelerinin tenkitli metnini neşrettiği bir makale kaleme almıştır (1960). Ali Nihat Tarlan, Ahmed Paşa Dîvânı’nın 15 nüshaya dayanan yeni bir tenkitli metnini hazırlamıştır (1966). Çalışmanın popüler neşri de yapılmıştır (1992).
Turgut Karabey (1992), Ali Alparslan (1987), Namık Açıkgöz (2001), İskender Pala (2005), Bilal Kemikli (2010) Ahmed Paşa Dîvânı’ndaki şiirlerden birer seçki neşretmiştir. Ayrıca Harun Tolasa doktora tezinde divanın sistematik tahlilini yapmış, çalışma 1973’te Ahmed Paşa’nın Şiir Dünyası adıyla yayımlanmıştır. Sercan Kadaş, eserin bağlamlı dizinini hazırlamak amacıyla doktora çalışmasını sürdürmektedir.
Ahmed Paşa Dîvânı’nın tertibi klasik divan tertibine uygundur. Ali Nihat Tarlan (1966) tarafından yapılan son neşre göre divanda 34 kaside, 4 mesnevi, 352 gazel, 2 terci-i bend, 1 terkib-i bend, 1 murabba, 14 kıta, 39 nazm, 27 tarih manzumesi ve 48 müfred ve matla bulunmaktadır (Karabey 1992: 17). Dîvân'daki şiirler; medhiyeler, gazeller, Arapça, Farsça şiirler, tarihler, mukattalar ve müfredler biçiminde sıralanmıştır. Gazellerden önceki bölümde kaside, terkib-i bend, terci-i bend, kıt’a ve nazm biçimindeki şiirler bir arada verilmiştir. Ayrıca "gönül" redifli murabba da gazellerin arasında bulunmaktadır. Bazı nüshalarda latife olarak da adlandırılan hezliyat bölümündeki manzumelerin hiçbiri bu neşirde bulunmamaktadır. Dîvân'ın son dönemde istinsah edilmiş olan nüshalarında da bulunmayan hezliyatta gazel, kıt’a, müfred ve matlalar yer almaktadır. Gazeller dışındaki şiirlerin genellikle kaba, müstehcen olması yayında değerlendirilmelerinin önüne geçmiştir. Kadaş tarafından hazırlanmakta olan doktora çalışmasında, divan nüshaları ve mecmualardaki şiirler incelenerek Tarlan neşrinde bulunmayan 46 gazel, 1 bahr-ı tavil, 13 kıt’a, 18 beyit tespit edilmiştir.
Şairin biyografisi için bk. “Ahmed, Veliyyüddîn-zâde Ahmed Paşa”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ahmed-veliyyuddinzade-ahmed-pasa
Eserden Örnekler
Gazel
Yakdı çeşmüm aşk odın didi dile gir yan ana
Âh kim rahm itmedi bu dîde-i giryân ana
Ter gül evrâkında hattun tâze hüccet yazdı kim
Durmayup anber saçar bu zülf-i müşk-efşân ana
Dürc-i yâkûtında la'lün derc idüb can nakdini
Bir zümürrüd kufl urdı bu hat-ı reyhân ana
Dostlar âyîne itmiş hüsnine dil-ber beni
Kim beni gören olur fi'l-hâl ser-gerdân ana
Hey kıyâmet gönlüme sorma hisâbın cevrünün
Elli bin yıldan uzundur bir şeb-i hicrân ana
Cânlara ok atmasun yazukdur ol sayyâda din
Yüzin açsun kim ola âhû-yı dil hayrân ana
Zülfi nakkâşı suya bir resm ider kim reşk ider
Mânî-yi Çîn yazduğı nakş-ı Nigâristân ana
Hüsn meydânında sultân-ı Habeşdür hâl-i dost
Kim sunar Hindû-yı zülfi anberîn çevgân ana
Bendeni yâd it ki nâm-ı câvidân tahsîl ider
Şol gedâ-yi kemterîn kim anı bir sultân ana
Ahmed içün cevrüni çekmez dir imiş müdde'î
Ol seni cândan sever yaraşmaz ol bühtân ana
Defter-i gülden meger eş'ârum okur andelîb
Anun içün bâd-ı subh olur varak-gerdân ana
Gazel
Âşıkun gönli sınıkdur ahd ü peymânı dürüst
Zâhidün olmaz saçun küfrinsüz îmânı dürüst
Tîr-i gamzen merhem urmışdur dil-i mecrûhuma
Acıduğum bu ki kalmaz dilde peykânı dürüst
Çözse miskîn dâmen-i zülfin arûs-ı hüsn-i dost
Kalmaya bir nâfe-i Çînün girîbânı dürüst
Mest olupdur çeşm ü ebrûnun hayâlinden imâm
Ki okumaz mihrâbda bir harf-i Kur'ânı dürüst
Diş bilermiş la'line yârin rakîb-i seng-dil
Varsun ögütsün eger kalursa dendânı dürüst
Gül yüzünde hatt-ı reyhânun ki cân hayrânıdur
Nâme-i tezvîrdür ben dutmazam anı dürüst
Gülşeninden vaslunun men' eyleme dil bülbülin
Olmaya redd eylemek ey dost mihmânı dürüst
Dinlesen rağbetle bir gün Ahmed'ün bir beytini
Gül gibi her yıl çıka bir tâze dîvânı dürüst
Gonca gibi câmesin çâk ide çün bülbül gibi
Okıya şi'rüm cihân-şâhun gazel-hânı dürüst
Gazel
Yüz urup râh-ı kûyına sürün ey eşk-i galtânum
Ki anda görinür geh geh nişân-ı pây-ı cânânum
Gözün bir âfet-i cândur benün bir nâ-müselmândur
Saçun hod kâfiristândur nice kurtılsun îmânum
Bu taşdan katı gönlüne nice kâr eylesün eşküm
Bu gökden yüce kasruna nice irişsün efgânum
Cemâlüni gören diller nicesi rûzedâr olsun
Bu rûz-ı îdde rûze harâm olmaz mı sultânum
Yazup dil derdini yâra mahabbet-nâme göndersem
Bir iplik gibi mektûba tolaşur sarmaşur cânum
Didüm kim bağrumun kanın hadengün içdi ey hûnî
İnanmazsan nazar kıl gör dahi ağzındadur kanum
Didi ol nûr-ı rûhânî demürdür Ahmed'ün cânı
Ki her dem cezb ider anı bu mıknâtîs-ı hicrânum
Murabba
Gül yüzünde göreli zülf-i semen-sây gönül
Kuru sevdâda yiler bî-ser ü bî-pây gönül
Dimedüm mi sana dolaşma ana hay gönül
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Çîn-i zülfünden umar nâfe-i hoş-bûy-ı murâd
Bu hevâ yolına yıllarla yiler niteki bâd
Ol dahi sencileyin itmedi ben hasteyi yâd
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Bizi hâk itdi hevâ yolına sevdâ n'idelüm
Pây-mâl eyledi bu zülf-i semen-sâ n'idelüm
Kul idinmezdi güzeller bizi illâ n'idelüm
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Felegün nûş iderem nîşini sâgarlar ile
Doğradı hâr-ı cefâ bağrumı hançerler ile
Baş koşam dimez idüm ben dahı dilberler ile
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Yârun itden çoğ uyar ardına ağyâr dirîg
Bize yâr olmadı ol şûh-ı sitem-kâr dirîg
Kıldı bir dilber-i hercâyîyi dildâr dirîg
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Ben dimezdüm ki hevâ yolına ser-bâz gelem
Ney-i aşkunla gamun çengine dem-sâz gelem
Dir idüm aşk kopuzın uşadam vaz gelem
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Dil dilerken yüzünün vaslını cândan dahi yig
Bir demin görür iken iki cihândan dahi yig
Akdı bir serve dahı âb-ı revândan dahi yig
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Dest-i kûtâhuma baş egmedün ey serv-i dırâz
K'ola şekker-lebüne tûtî-i dil mahrem-i râz
Vaz geldüm ben eger gelse bu gönül dahi vaz
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül
Ahmed'em kim okınur nâmum ile nâme-i aşk
Germdür sözlerimin sûzıyla hengâme-i aşk
Dil elinden biçilipdür boyuma câme-i aşk
Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül (Tarlan 1966: 123-124, 136-137, 246, 233-234)
Kaynakça
Aksoyak, İsmail Hakkı (2007). “Anadolu Sahasındaki İlk Bahr-ı Tavil Ahmed Paşa’nın mıdır?”. Turkish Studies, 2 (4): 84-97.
Alparslan, Ali (1987). Ahmed Paşa. Ankara: KTB Yay.
Bursalı Mehmed Tâhir (1333). Osmânlı Müellifleri. C. II. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Canım, Rıdvan (2018). Latîfî, Tezkiretü'ş-Şu'arâ ve Tabsıratü'n-Nuzamâ. Ankara: KTB Yay. https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-216998/latifi-tezkiretus-suara-ve-tabsiratun-nuzama.html [Erişim tarihi: 26.05.2021]
Darülfünun Edebiyat Medresesi (1336). Bursalı Ahmed Paşa Divanı’ndan Bazı Parçalar. İstanbul: Darülfünun Matbaası.
İsen, Mustafa (2003). “Türkçe’nin Yazı Dili Oluşumunda Çevirilerin Rolü”. Dil, Kültür ve Çağdaşlaşma. (Ed. B. Yediyıldız). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yay., 137-152.
Karabey, Turgut (1992). Ahmed Paşa (Hayatı, Edebi Kişiliği, Eseri ve Bazı Şiirlerinin Açıklamaları). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yay.
Karabey, Turgut (2014). Ahmed, Veliyyüddîn-zâde Ahmed Paşa, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ahmed-veliyyuddinzade-ahmed-pasa [Erişim tarihi: 26.05.2021]
Kılıç, Filiz (2018). Âşık Çelebi Meşâ’irü’ş-Şu’arâ. Ankara: KTB Yay. https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-210485/asik-celebi-mesairus-suara.html [Erişim tarihi: 26.05.2021]
Köprülü, Mehmet Fuat (1978). “Ahmed Paşa”. İslâm Ansiklopedisi. C.I. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 187-192.
Köprülü, Mehmet Fuat (1966). Edebiyat Araştırmaları. Ankara: TTK Basımevi.
Kut, Günay (1989). “Bursalı Ahmet Paşa”. İslâm Ansiklopedisi. C. II. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 111-112.
Macit, Muhsin (2006). “İlk Klâsik Dönem (1453-1600)”, Türk Edebiyatı Tarihi. C.II. (ed. Talât S. Halman vd.), Ankara: KTB Yay. 21-72.
Olgun, Tâhir. Veliyyüddînoğlu Ahmed Paşa Dîvânı’nın Nesre Çevrilişi. Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi. F. S. Türkmen. Nu. 85, 86.
Özergin, M. Kemal (1960).“Ahmed Paşa'nın Tarih Manzumeleri (855-896/1451-1491)". Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, X: 161-184.
Pınar, Zeki Davut (1938). Bursalı Ahmed Paşa Divanı. Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Sungurhan, Aysun (2017). Kınalızâde Hasan Çelebi Tezkiretü’ş-Şu’arâ. Ankara: KTB Yay. https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-194494/kinalizade-hasan-celebi-tezkiretus-s-uara.html [Erişim tarihi: 26.05.2021]
Şahin, Ebubekir Sıddık (2010). “Kaside Vadisinde Ahmed Paşa ve Nef’i”. Bursalı Ahmed Paşa ve Dönemi. Bursa: Bursa Büyükşehir Belediyesi Yay. 138-149.
Tarlan, Ali Nihat (1966). Ahmet Paşa Divanı. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Tarlan, Ali Nihat (1992). Ahmet Paşa Divanı. Ankara: Akçağ Yay.
Tayyârzâde Ahmet Atâ (1293). Târîh-i Atâ. C. V. İstanbul: Yahya Efendi Matbaası.
Tolasa, Harun (2001). Ahmet Paşa’nın Şiir Dünyası. Ankara: Akçağ Yay.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | LEYLÂ VÜ MECNÛN (AHMED) | Ahmed, Veliyyüddîn-zâde Ahmed Paşa | Prof. Dr. Fatma Sabiha Kutlar Oğuz |
Görüntüle | ||
2 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
3 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
4 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
5 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
6 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
7 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
11 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |